31 Mayıs 2010 Pazartesi

vajinanın genişlememesi için ne yapmalı

Latince ismi olan “vagina” kelimesi Türkçe “kın”, “kılıf” anlamına gelir. Vajina, iç genital oraganlar arasında, dış genital organlarla komşuluk yapan tek organdır. Bu komşuluktan dolayı da vulva ve dış ortam ile en yakın ilişkisi olan bir konumda yer alır. Vajina, dışarıdaki vajina ağzı ile içerideki rahim ağzı arasında uzanan, yaklaşık 7-9 cm derinlikte kanal şeklinde bir yapıya sahiptir. Vajinanın ölçüleri cinsel uyarı durumuna, yaşa ve vajinal doğum yapmış olmaya göre oldukça değişkendir. Örneğin, doğum yapmamış kadınlarda uyarılmamış vajinanın uzunluğu 7-9 cm, çapı 2 cm, uyarılınca boyu 9,5-10,5 cm çapı girişte 2,5 cm, derin kısımda 5,5 cm olur. Doğum yapmış kadınlarda uyarılmamış vajinanın uzunluğu 8-10 cm, çapı 3-4 cm, uyarılınca boyu 11-12 cm, çapı da girişte 3-4,5 cm, derin kısımda 6,5 cm. olur. Normal pozisyonda ön ve arka duvarları birbiri üzerine katlanmış bir şekilde temas halinde dururken, iç yüzeyi kıvrımlı ve katlantılı olduğu için cinsel ilişki sırasında ya da normal doğum sırasında esnemeyle 15 cm’ye kadar uzayabilen ve 10 cm çapa kadar genişleyebilen elastik bir yapıya sahiptir. Önünde mesane dediğimiz idrar torbası ile arkasında rektum dediğimiz kalın barsak çıkımı arasında yer alır.

Vajinanın iç yüzeyini kendine has bir yapısı olan mukozası kaplar. Mukoza yüzeyi salgı sıvılarının etkisiyle pH değeri 4-4,5 olacak şekilde sürekli nemli kalır. Bu ortam, vajina sağlığı açısından çok önemlidir. Çünkü vajina iç yüzeyini kaplayan mukoza hücreleri, over hormonları yani östrojen ve progesteron etkisiyle sürekli dökülür. Dökülen hücrelerin içindeki glikojen, vajina florasında yer alan Döterlein basilleri tarafından laktik aside dönüştürülür. Vajina pH değerinin asidik olmasının nedeni budur. Ortamın laktik asitli olması, vajinayı infeksiyonlara karşı korur. Vajina pH değerinin alkalene doğru değişim gösterdiği durumlarda, örneğin çocukluk döneminde östrojen yetersizliği ve menopoz sonrası östrojen çekilmesi halinde vajinal infeksiyon gelişmesine zemin hazırlanmış olur. Vajina iç yüzeyi oldukça zengin bir kılcal damar ağına sahiptir, bu damarsal zenginlikten dolayı rengi açık pempeden orta koyuluktaki bir pempeye varan renk tonları arasında değişir. Vajina ağzı ve vajina iç yüzünü kaplayan mukoza tabakasının altı ise silindirik şekilde döşeli biraz çalışma ve antrenman ile istemli olarak kasılabilen kaslar ile çevrelenir. Kadınlar cinsel ilişki sırasında vajina yan duvar kaslarını kendi istemleri ile kasarak vaginanın daralmasını sağlıyabilir. Ancak çoğu kadın böyle bir şeyin farkında olmadığı için bu kaslarını güçlendirmeyi ve kullanmayı bilmez.

Ben vajinayı, fonksiyonu açısından bir giriş çıkış koridoruna benzetirim. Fizyolojik olarak cinsel ilişki sırasında penisi içreriye alarak spermleri kabul eder ve doğum sırasında bebeği dış dünyaya uğurlar.

Vajina, cinsel ilişki sırasında penisin girdiği yerdir. Cinsel uyarının başlamasıyla vajina girişindeki salgı bezleri de uyarılır ve penisin içeri girişini kolaylaştırmak için zemini kayganlaştırıcı sıvılar salgılar. Cinsel uyarının başlamasıyla birlikte 10-30 saniye içinde vajina ıslanmaya başlar. Yine cinsel uyarıyla beraber vajina duvarlarının kanlanması artarak şişer ve penisi daha sıkı bir şekilde sarmaya çalışır. Vajinayı, cinsel ilişki sırasında, erkek sperm hücrelerinin bırakıldığı yer olarak biliyoruz. Vajinanın sadece 1/3 dış kısmı cinsel yönden uyarılabilir, geri kalan 2/3 derinde kalan bölüm sadece basıncı hisseder. Vajina içinde, vajina duvarının ön yüzünde, vajina girişinden itibaren yaklaşık 3-4 cm derinlikte, 1-2 cm çapında bir bölgede duyu sinirlerinin diğer taraflara göre çok yoğun olduğu biliniyor. G noktası olarak adlandırılan bu bölge, duyu sinirlerini daha yoğun içermesinden dolayı da dokunma duyusuna karşı son derece hassastır. Bu bölgedeki sinir yoğunluğunun derecesi kadından kadına değişkenlik gösterdiği için, hassasiyet derecesi de aynı şekilde değişkenlik gösterir. Hatta nadiren de olsa bu bölgede duyu siniri yoğunluğunun diğer taraflarla aynı olmasından dolayı bu bölgeye özel hassasiyeti olmayan kadınların G noktası olmadığı da bir tartışma konusudur. Cinsel ilişki sırasında vajinal orgazmın oluşumunda G noktasının da ayrı bir önemi vardır. Cinsel ilişki sırasında vajina yüzeyindeki uyarılımın yanı sıra özellikle G noktasının uyarıya daha fazla maruz kaldığı durumlarda orgazm kalitesinin de olağandan daha yüksek olduğu ayrı bir gerçektir.

Vajinanın, cinsel ilişkiye göre daha seyrek olarak işlev aldığı diğer bir durum da normal doğumdur. Doğum sırasında da bebek bu kanalı geçerek dış dünya ulaşır. Birden fazla normal doğum yapan ya da doğumu zor olan kadınlarda, vajina duvarının esneyerek zayıflaması ile önde idrar torbasında sarkma, buna bağlı olarak idrar kaçırma, arkada ise bağırsakta sarkma ve buna bağlı olarak da kabızlık ve sıkışma hissi ortaya çıkabilir. Diğer taraftan vajinanın esneyerek genişlemesine bağlı olarak vajina kasları gevşer, vajina iç yüzündeki kıvrımlarda silinmeler meydana gelir ve eski sıkılığını kaybeder. Bu durum, hem kadın hem de erkek açısından cinsel ilişkiden zevk alınmamasına neden olabilir.

Op. Dr. H. Nazmi BAYÇIN

28 Mayıs 2010 Cuma

zevk almamanın nedenleri

Disparoni cinsel ilişki sırasında kadının rahatsız edici tarzda vagina girişinde veya derin ilişkide ağrı hissetmesi durumudur. Cinsel ilşkide ağrı yakınması bir çok kadında bulunmaktadır ve bu durum önemli bir gerilime ve eşiyle ilişkisinde güçlüklere yol açar. Ağrı genellikle vajina ya da kasık bölgesinde gelişmektedir.
Disparoniden yakınan kadınlar, acının verdiği korkuyla cinsel ilişkiye girmekten kaçınmaktadırlar.
Hatta ağrının çok şiddetli olması, vajinal kasların, ilişkiye girilmesine engel olacak kadar sıkı kasılmasına bile yol açabilmektedir.

İlk ilişkiden itibaren bu yakınması olanların yanı sıra yıllar sonra cinsel ilişkisi ağrılı olmaya başlayan kadınlar da vardır.

Ağrılı cinsel ilişki ne şekilde görülmektedir?

Cinsel ilişki sırasında ağrının oluştuğu yer önemlidir. “Ağrı penisin vajinaya girişi sırasında vajina girişinde mi oluyor?. Yada vajinaya tam olarak girdikten sonra alt kasık bölgesi veya karında mı oluyor ?” Eğer ağrı girişte oluyor ise yüzeyel disparoni , daha sonra kasıkta oluyor ise derin disparoni olarak adlandırılmaktadır.Bu iki ağrı çeşidinin ayrılması tanı ve tedavide yardımcıdır. Yüzeyel disparoniye (yüzeyel ilişkide ağrı) vajina veya vulvanın enfeksiyonları, vajina girişinin darlığı,yırtılmamış kızlık zarı (hymen), vajinanın kayganlığını sağlayan vajina sekresyonunun az olması gibi durumlar neden olurken; derin disparoniye (derin ilişkide ağrı) genellikle rahim, yumurtalık, tüpler veya alt karın bölgesi ile ilişkili hastalıklar ve enfeksiyonlar neden olabilmektedir ve bu durumda ileri bir pelvik patoloji veya prolabe over sendromu düşünülmektedir.

Cinsel ilişkide ağrı eğer 2 haftadan daha uzun süre devam etmişse, çoğunlukla kısır döngü halini almıştır. Ağrının gerçek nedeni hala devam ediyor veya ortadan kalkmış olabilir. Ancak kadının vajinası ağrı korkusu nedeniyle kuru ve dardır. Bu tip vakalar bazen vajinismusta görülebilir ve vaginismus ile karışabilmektedir.

Cinsel ilişkide ağrı olmasının sebepleri nelerdir?

Aksi kanıtlanıncaya kadar ağrılı cinsel ilişki fíziksel bir sorun olarak ele alınmalıdır, psikolojik olarak değerlendirilmemelidir. Çoğu kez fiziksel bir sorun vardır veya disparoni fiziksel bir sorunla birlikte başlamıştır. Normal cinsel ilişkide, cinsel uyarım vajina genişlemesine ve ıslanmasına, bu da daha fazla heyecan ve zevk duyulmasına yol açar. Her hangi bir nedenle ağrı ortaya çıkarsa, kadının coşkusu ve zevk alması önlenir, vajinal genişleme olmaz ve sonuç olarak vajinal kuruluk ortaya çıkar Bu durumda penis hareketleri daha da ağrılı olur. Cinsel ilişki, zevk verecek yerde ağrı uyandıran bir kısır döngüye dönüşür.Disparoninin sıklıkla saptanan

cinsel organ cocuklarda kaç yaşında büyür

Oğlumun cinsel organı çok küçük
Oğlum 13 yaşında ama penisi 3 yaşındaki bir çocuğunki kadar. Önceleri bunu sorun etmiyordu ama yaşı ilerledikçe sorun ediyor. Kimseyle konuşmuyor. Bunun bir tedavisi var mı?

Cevap:

Her çocuğun büyüme ve gelişmesi olduğu gibi cinsel organ gelişimi ve ergenliğe giriş dönemi de önemli farklılıklar gösterebilir. Bir gelişme bozukluğu olduğu taktirde vaktinde durum fark edilirse uygun vakalarda tedavi ile durumu düzeltmek mümkündür. Bu durum ile biz üroloji uzmanları ilgilenmekteyiz.

boşalma süresi ne kadar olmalı

ilk kez ilişkiye girmeden yapılması

Konunun anlaşılabilirliği açısından gerdek gecesini çağrıştıran "ilk gece" deyimi yerine "ilk cinsel ilişki" deyimini kullanmak daha doğru olacaktır. Zira, bu konuda elimizde gerçekçi istatistikler bulunmamasına karşın, bayanlarımızın belli bir yüzdesi, evlenmeden önceki bir dönemde ilk cinsel deneyimlerini yaşamaktadırlar.

Karşı tarafın nelerden çekindiğini ve ya nelerden hoşlandığını dikkate almak, rahatsız olduğu şeyleri yapmamak veya bunun kötü bir şey olmadığını izah etmek çok önemlidir. Kadın için cinsellikte en önemli şey kendini güvende hissetmektir. Hele hele yıllarca bir tabu olarak büyütülmüş olan ilk gece, ilk cinsel ilişki korkusu ve o gece yaşayacakları kadının ilerdeki bütün cinsel hayatını etkileyebilir. Kadın kendini güvende hissederse, sevildiğini ve sayıldığını hissederse, ancak o zaman cinsel istek duymaya başlar. İlk ilişki sırasında her iki tarafta birbirlerinin bedenlerini yeni tanıyacaklarından ve nasıl tepki vereceklerini bilmediklerinden yumuşak ve anlayış ile yaklaşılmalıdır. Özellikle bekaretini kaybedecek olan hanımlarımız için eşlerinin çok anlayışla yaklaşmaları önemlidir. Çünkü kadın o güne kadar hiç bilmediği bir duyguyu yaşayacaktır ve belki de canının çok yanacağını düşünmektedir ama biz erkekler olarak eşimize gerekli güveni verebilirsek, yavaş hareket edeceğimize onun canını acıtmayacağımıza rahatsız olduğu yerde veya acı duyduğu yerde duracağımıza inandırırsak, kadın da şüphe ve tereddütlerini atacak ve böylece ilişkiye hazır hale gelecektir. Kadın sevgiyle ve güvenle cinselliği hissedeceği için cinsel ilişkiye girmeden önce ne kadar uzun süre bir yaklaşım yaşanırsa, yani ön sevişme yaşanırsa bu kadını o kadar rahat hale getirecektir.

İLK GECE HİSSEDİLENLER VE YAŞANAN SORUNLAR

Kadın hiç yaşamadığı bir duyguyu yaşayacağı için heyecan duymakta ve aynı zamanda korkmaktadır. Erkek ise belki ilk beraberliğini yaşayacak veya hayatını birleştireceği kadınla ilk deneyimi olacaktır. Bu yüzden onda da başarılı olma duygusu ve korkusu hakimdir.

İLK DENEYİMİN ÖNEMİ

Bir kadın için ilk cinsel ilişki deneyimi oldukça önemlidir. Cinsel ilişkiyle ilgili problemler yaşayan çiftlerin tıbbi değerlendirilmelerinde, özellikle kadının uyarılamama, çok geç uyarılma, orgazm olamama, veya çok geç orgazm olma gibi sorunlar yaşadığı durumlarda, özgeçmişte sıklıkla sorunlu bir ilk cinsel ilişki deneyimi bulunmaktadır. Bu beklenen bir sonuçtur. Çünkü kadın tarafından bakıldığında ilk deneyim, anatomik bir bariyer olan kızlık zarının aşılma zorunluluğu nedeniyle kanama ve beraberinde çoğu durumda az da olsa ağrının yaşandığı bir durumdur. Netice itibarıyla hazırlıksız, uygun olmayan koşullarda ve özellikle de bu konudaki sorumluluğunu ihmal eden bir erkek ile beraber yaşanan ilk deneyimin kalıcı p***olojik etkiler yaratması imkan dahilindedir.

İLK CİNSEL İLİŞKİ MUTLAKA AĞRILI MIDIR?

Kızlık zarı, bayanların % 90'ından fazlasında nispeten ince ve esnek bir mukoza parçası yapısındadır. Kadının kendini tümüyle hazır hissettiği durumlarda, "ön sevişmeyle" bölgede yeterli kayganlık sağlandığında, erkeğin de yumuşak davranması ve zorlayıcı hareketlerden kaçınması durumunda, bayan, kızlık zarının yırtılması esnasında ağrı hissetmez veya az bir ağrı hisseder.

Kızlık zarının yırtılması abartıldığı gibi acı veren bir olay değildir. İlk ilişki sırasında kadın belki bir iğne batması ve ya sinek ısırığı tarzında bir acı duyabilir ve ya duymayabilir ve az miktarda pembemsi bir kanaması olabilir. Daha sonra ise daha evvel bilmediği bir dolgunluk hissi duyacak zaman ilerledikçe ve güven arttıkça bu dolgunluk hissi zevke dönüşecektir. İlişkinin ilk ayında her ilişkide belki başlangıçta çok hafif bir sızlama veya rahatsızlık duyulacak ama bu kısa sürede kaybolacaktır. Cinsel hayatınızı daha kolaylaştırmak ve vajinanızın içindeki dolgunluk hissine alışabilmek için ilk hafta belirli aralıklarla beş-on dakika vajinanızın içine bir tampon koyabilirsiniz. Bu hem kızlık zarındaki hem de vajinanın içindeki genişlemeye alışmanızı sağlayacak, rahatsızlık duymanızı engelleyecektir.

Cinsel ilişkiden alınan hazzın ön planda olduğu bir durumda bu kadar düşük şiddette bir ağrı uyaranının beynin üst merkezlerinde bilinçli olarak algılanma ve sonradan "hoş olmayan bir anı" olarak hatırlanma olasılığı düşüktür.

Kızlık zarının bozulmasından sonra kadınlarımızın ilk gece yaşadığı sıkıntıların ikincisi de vajinismus dediğimiz vajina girişinin çevresini saran kasların kasılması sonucu cinsel ilişkinin imkansız yada çok ağrılı hale gelmesidir. Bu sıklıkla baskılayıcı cinsel yetiştirme sonucu yani aile ve sosyal çevre olarak cinselliğin kötü, yanlış bir şey olduğuna inanılarak yetiştirilen veya çok acı duyacaklarına inanan kadınların cinsel ilişki yaşayacakları sırada bilinçaltının koruma dürtüsü ile vajina girişindeki kasları kasması sonucu oluşur. Yapılması gereken sakinleşmek, belki belli bir süre ilişki denemesine ara vermek veya birkaç gün ertelemektir. Bu arada kadını rahatlatmak ona yaşanacakların evli çiftler arasında hak olduğunu, ayıp olmadığını ve ona zarar vermeyeceğini anlatmaktır. Eğer tekrar denememizde yine aynı sorunla karşılaşıyorsanız, yapmanız gereken şey profesyonel yardım almak, yani bir hekime başvurmaktır. Hekiminiz sizin hem bedensel hem p***olojik olarak rahatlamanızı sağlayacaktır.

İLK CİNSEL İLİŞKİDE MUTLAKA KANAMA OLUR MU?

İlk cinsel ilişkide kanamanın olmaması, kültürümüzde ve diğer bazı kültürlerde kadının bakire olmadığının bir kanıtı olarak kabul edilmektedir. Bu çok büyük bir yanılgıdır. Her kadının anatomik yapısı birbirinden farklıdır ve kızlık zarı bazı kadınlarda o kadar esnektir ki, penis içeriye girdiğinde, ve özellikle de vajina giriş bölgesi yeterince kayganlaşmışsa kızlık zarı yırtılmadan kalır. Bu duruma her 100 genç kızdan birinde ve belki daha fazlasında rastlanabilir. Bazı kadınlarda da kızlık zarının üzerinde yer alan damar yapıları çok az olduğundan, zar yırtılmasına rağmen gözle görülebilen bir kanama gerçekleşmeyebilir.

KIZLIK ZARININ ÇOK KALIN OLMASI NEDENİYLE CİNSEL İLİŞKİNİN GERÇEKLEŞMEMESİ MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?

Bazı durumlarda ilk cinsel birleşme,birinci denemede ve sonraki birkaç denemede gerçekleştirilemeyebilir. Bunun en sık görülen nedeni sanıldığı gibi kızlık zarının kalın olması değildir. En sık görülen neden, genç kadının kendini cinsel ilişkiye hazır hissetmemesidir. Bu durumda kadın kendini gevşetemeyecek, vajinanın girişinde yer alan güçlü kaslar kasılı kalacak ve vajina giriş bölgesinde yeterince kayganlık sağlanamayacağından penisin vajinanın girişinde yer alan kas ve kızlık zarı engelini aşması zor olacaktır. Erkek böyle bir durumda genç kadının canının yandığını hissettiğinde belli bir süre sonra girişimden vazgeçecektir.

Ender görülen bir neden de kızlık zarının gerçekten kalın olmasıdır. Jinekoloji kliniğine "ilk ilişkiyi başaramama" nedeniyle başvuran kadınların bir kısmının özgeçmişinde arka arkaya yapılan ilişki girişimleri sonuçsuz kalmıştır ve muayenesinde de gerçekten kızlık zarı kalındır. Bu durumlarda bazen ufak bir cerrahi müdahale ile kızlık zarının doktor tarafından açılması gerekebilir.

KIZLIK ZARI YIRTILMASINA BAĞLI OLUŞAN KANAMA NE KADAR SÜRER?

Kızlık zarının yırtılması sırasında bazen yırtık, kızlık zarından vajinaya doğru genişleyebilir. Kızlık zarının yırtılması kanaması olarak adlandırılan bu durum hemen her zaman ön sevişmenin yetersiz olduğu, kadının kendini yeterince hazır hissetmediği bir zamanda, erkeğin "sert hareketlerle" cinsel ilişki denemesinde bulunmasından kaynaklanır. Çoğu durumda erkek kadının ağrı duymasına duyarsız bir şekilde girişimi sürdürmüş ve "yırtık" olması gerekenden daha büyük olmuştur.

Normalde kızlık zarı bozulduğunda kanama en geç yarım saatte durur. Geniş bir yırtık oluştuğunda ise ya hemen başlayan şiddetli bir kanama, veya ilişki bitmesine rağmen uzun bir süre devam eden bir kanama söz konusudur. Yapılan jinekolojik muayenede yırtığın yeri tespit edildikten sonra lokal anestezi, veya geniş yırtıklarda genel anesteziyle yırtık onarılarak kanama durdurulur.

Görüldüğü gibi tamamen doğal bir olay olması gereken "İlk Gece" bazı durumlarda aynı gece veya takip eden günlerde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanına başvurulmasını gerektirebilmektedir.

YAPILMASI GEREKENLER

Kalın kızlık zarı gibi çiftlerin elinde olmayan nedenlere bağlı normal dışı durumlar için erkeğin ve kadının yapabileceği bir şey elbette ki yoktur.

Başarılı bir "İlk Gece" için kadının yapması gereken, eşine hazır olduğu veya henüz hazır olmadığı mesajını net olarak verebilmesi, ön sevişme aşamasının kontrolünü kendi eline almasıdır. Erkek ise kadının kendisinden farklı olan doğasını kabul etmeli, bir kadının cinsel ilişkiye hazır olmasının erkekten daha uzun sürdüğü gerçeğini göz önünde bulundurmalıdır.

Daha sonraki ilişkilerin aynası olabilecek bu ilk ilişkide erkek, kadının gevşemesi ve rahatlaması için elinden geleni yapmalı ve çok sabırlı olmalıdır.

Bunun erkek içinde son derece gerginlik yaratan bir durum olduğu göz önüne alınmalıdır.

Kadının ilk cinsel deneyiminde erkeğin üzerinde düşen görev fazla olacağından, erkekte de gerginlik ve korku olması normaldir. Erkekler bunun için cinsel ilişkiden sonra "nasıldım ama?" yolunda konuşmalar yapabilir. Ancak kadının ruh halini göz önüne alarak bundan kaçınıp "nasıl hissediyorsun?" şeklinde sorması daha uygun olacaktır.

Erkek, kadının ileri cinsel hayatını da göz önünde bulundurarak ilk ilişkide aşırı zorlayıcı hareketlerden kaçınmalıdır.

Cinsel ilişki sırasında kadını tedirgin eden olaylardan bir tanesi de gebe kalma korkusudur. Çocuk sahibi olmak istenmediği bir sırada gebe kalmak, bunun sorumluluğu veya kürtaj olmanın korku ve baskısı kadını cinsellikten uzaklaştıracak ve soğutacaktır. Evlenmek üzere olan çiftler hemen çocuk sahibi olmak istemiyorlarsa ilk cinsel ilişkiden itibaren gebelikten korunmalıdırlar. Korunmak için bazı yöntemlere evlenmeden önce başlanılmalıdır. Gebeliği önleyici haplar doktor kontrolünde alınmalıdır. Gebeliği önleyici haplar uygun zamanda alınmaya başlandığında ilk cinsel ilişkiden itibaren gebelikten korurlar. İlk cinsel ilişkide gebelikten korunmak için kondom prezervatif (kondom) kullanılması da önerilebilirse de uygulamada pek rahat olmadığı görülmektedir.

SAĞLIKLI CİNSEL YAŞAM İÇİN NELER YAPMALIYIZ?

İdeal olanı cinsel hayatınız başlamadan önce bir hekime muayene olmak, cinsel ilişkiye engel bir halinizin bulunup bulunmadığı veya cinsel ilişkide size rahatsızlık yaratabilecek bir sorununuz olup olmadığını öğrenmektir. Ayrıca ilk cinsel deneyiminiz için hekiminizden uyarı ve öneriler almak hem sağlık bir cinsel başlangıç yapmanızı hem de bundan sonraki cinsel hayatınızı mutlu sürdürmenizi sağlayacaktır. Hekiminizden size uygun gebelikten korunma yöntemini istemeniz ve uygulamanızda gebe kalma korkunuzu ortadan kaldıracaktır.

Düzenli hekim kontrolünde olmak yaşam kalitenizi arttıracak ve sağlıklı bir cinsel hayat sürmenizi sağlayacaktır. Bundan dolayı şikayetiniz olsun olmasın her altı ayda bir doktor kontrolünden geçmeyi ihmal etmeyiniz.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

penisin ereksiyon olmama sebepleri

Cinsellik, erkek ve kadın yaşamında önemli yer tutan bir olgudur. Bir insan yaşamı boyunca geçici veya kalıcı pek çok hastalığa maruz kalabilir. Cinsel yaşamdaki rahatsızlıklar da geçici veya kalıcı olabilir. Özellikle erkeklerde kalıcı bozukluklara sık rastlanılmaktadır. “Erektil disfonksiyon» (cinsel birleşmeyi sağlayamama durumu); bir erkeğin çeşitli nedenlerden en az 6 ay süreyle cinsel birleşmeyi hiç bir biçimde gerçekleştirememe veya sürdürememe durumudur.

Türkiye’de bu durum çeşitli derecelerde (hafif, ve ağır derecelerde) olmak üzere her 100 erkeğin 70′inde görülmektedir. Yaşlılık, sigara
kullanımı, şeker hastalığı, damar ve kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği bu ereksiyon olamama rahatsızlığına neden olan başlıca durumlardır.

Ereksiyon olamama rahatsızlığının veya sorununun yaklaşık üçte ikisinde damarsal nedenler bulunur. Penis ereksiyonunda damarlarla ilgili sorun ise şudur: ya yeterince kan gelmemektedir ya da yeterli kan geliyordur ancak, muhafaza edilemeden başka bir damarla bu kan kaçmaktadır. Sorunun hangi damarda olduğunu ortaya koymanın yolu “doppler usg” denilen teşhis ve tetkiktir. Bu tetkikle sorunun hangi damarda olduğu belirlendikten sonra tedavi seçimi yapılabilmektedir.


Eğer ereksiyon olabilmek için penise yeterince kan gelemediği için bu rahatsızlık ortaya çıkıyorsa tedavide cinsel gücü ve iktidarı artırıcı ilaçlar (Viagra, Levitra, Cialis gibi) belli bir süre kullanılabileceği gibi hastanın durumu uygunsa yeni bir damar bağlantısı yapılarak yeterli kanın gelmesi, yani rahatsızlığın ortadan kaldırılması mümkündür. Eğer yeterli ereksiyon için kan geliyor ancak muhafaza edilemiyorsa, ilaçlardan fayda beklenmemelidir. Bu durumda ereksiyon olamama, iktidarsızlık bozukluğunda kaçağa neden olan damarların bağlanmasıyla rahatsızlık düzeltilebilir, “açlarla veya bu ameliyatlarla tedavi edilemeyecek hastalarda ise penis içerisine uygulanacak ve cinsel gücü yerine getirecek bir protez ameliyatı ile tedavi uygun olacaktır.

normal seks süresi nedir

ABD ve Kanadalı bilim adamlarının yaptığı ortak çalışma çiftler arasındaki ideal seks süresini ortaya çıkardı. Sürenin genellikle çiftlere göre değişiklik gösterdiğini, ama ideal sürenin ön sevişme hariç 3 ile 13 dakika arasında olduğu belirtildi.

seks suresi İdeal Seks Süresi Ne Kadar Olmalı ?

Bir ya da iki dakikalık cinsel birleşmeleri çok kısa olarak tanımlayan seks terapistleri daha önce yapılan ve 1500 kişiyi kapsayan araştırmalar sonucunda ortalama sevişme süresinin 7.3 dakika olduğunu belirttiler.

cinsel gucu meniyi artiran kurler

Ginseng: Geleneksel Çin ve Güney Amerika tıbbında cinsel gücü artırmak üzere kullanılan bir köktür. Bir araştırma ginsengin cinsel isteği ve birleşme kapasitesini artırdığını ortaya koymuştur. Bu etkilerini sinir sistemi ve yumurtalıklar üzerinden gösterirken p-enis bölgesine gelen kan damarlarını da etkileyerek erkeklerdeki ereksiyon kalitesini de artırabilmektedir.
Kısırlık (impotence generandi): Ereksiyon (penisin sertleşmesi) olmasına rağmen çocuk yapamama durumu görülür. Burada meni gelmesine rağmen menideki sperma ya hastalıklı veya sperma olmaması nedeniyle kısırlık görülür. Halkarasında ikdidarsızlık deyince genelikle ereksiyon bozukluğu nedeniyle, yani penisin sertleşememesi nedeniyle cinsi münasebet (sex) yapamamaya denir. Şayet kişide 6 aydan uzun bir süre bu durum devamederse vede sex denemelerinin % 70′i başarısızlıkla sonuclanırsa o zaman kronik ikdidarsızlıktan bahsedilir. İkdidarsızlık rahatsızlığı 40 yaşına kadar olanlarda % 10 çivarında ve 40 yaşının üzerindekilerde % 30-50 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Çakşır; yurdumuzun güney (genellikle Hatay) bölgesinde bolca yetişmektedir. Bu bitkinin meyvelerini bölgede bolca yiyen keçi ve koyunlar; bol miktarda ikiz ve üçüz doğurmaktadır. Bunu gören Alman ve Amerikalı bilim adamları bu bitkinin bileşimini araştırmaktadır. Bölgede afrodizyak ve meni artırıcı olarak kullanılmaktadır. Çakşır’ın köklerinden su buharı distilasyonu ile damıtılmış çakşır suyu elde edilmektedir. Bilinen bir yan etkisi yoktur. Bileşiminde; nişasta, kateşik tanen, saponin, alkaloit, rezin ve uçucu yağ taşımaktadır.

Bu doğal tedavi yöntemini acaba yan etkisi olurmu gibi düşüncelere takılmadan güvenle kullanabilirsiniz.

TAM ETKİ İÇİN 5 LİTRE ÖNERİLMEKTEDİR
Kullanımı Şekli : Sabahları aç karnına 1 çay bardağı Cakşır suyunun içine 1 tatlı kaşığı pekmez ilave edilir ve içilerek kullanılır. Pekmez cakşır suyunun kana daha hızlı karışıp daha hızlı etki edebilmesi ve tat vermesi için ilave edilmektedir.
KUŞDİLİ: Tüm salgı bezlerini dengeli bir şekilde çalıştırır. Erkeklerde de kadınlarda olduğu gibi cinsel iktidarsızlığı giderir.
MAYDANOZ: Bedeni yorgunluk ve ruhi bunalımı giderir. Erkeklerde cinsel gücü arttırır.

NANE: Cinsel isteği çok arttırır. Erkekte psikolojik iktidarsızlığı giderir.

TARÇIN: Cinsel isteği çok arttırır.

ZATER: RUHEN VE BEDENEN CANLILIK SAĞLAR CİNSEL GÜCÜ ARTIRIR VE İKTİDARSIZLIĞI GİDERİR. Kekik gibi kullanılır Toz halinde yemeklere serpilir. Çay olarak ta kullanılır.

ZENCEFİL: TÜM VUCUDU UYARARAK BEDENİ VE ZİHNİ ÇALIŞMA GÜCÜNÜ ARTIRIR. Erkekte cinsel gücü ve isteği cok atırır. Günlük miktar bir kahve kaşığıdır. Toz halinde reçel marmelatlara veya hamurişlerine karıştırılır. Et yemeklerine ve sosa karıştırılır. Süt ve salebe de karıştırılabilinir.

KEKİK: Vucudun savunma gücünü artırır. Erkekte cinsel arzuyu artırır. Karanfil-Cinsel isteği çok artırır. Gunde 1-2 adet yeterlidir. Yemekte et suyu sebze ve kompostolara katılarak yenir.

KUŞDİLİ: Tüm salgı bezlerini dengeli bir şekilde çalıştırır. Erkeklerde de kadınlarda olduğu gibi cinsel iktidarsızlığı giderir.
MAYDANOZ: Bedeni yorgunluk ve ruhi bunalımı giderir. Erkeklerde cinsel gücü arttırır.

NANE: Cinsel isteği çok arttırır. Erkekte psikolojik iktidarsızlığı giderir.

TARÇIN: Cinsel isteği çok arttırır.

ZATER: RUHEN VE BEDENEN CANLILIK SAĞLAR CİNSEL GÜCÜ ARTIRIR VE İKTİDARSIZLIĞI GİDERİR. Kekik gibi kullanılır Toz halinde yemeklere serpilir. Çay olarak ta kullanılır.

ZENCEFİL: TÜM VUCUDU UYARARAK BEDENİ VE ZİHNİ ÇALIŞMA GÜCÜNÜ ARTIRIR. Erkekte cinsel gücü ve isteği cok atırır. Günlük miktar bir kahve kaşığıdır. Toz halinde reçel marmelatlara veya hamurişlerine karıştırılır. Et yemeklerine ve sosa karıştırılır. Süt ve salebe de karıştırılabilinir.

KEKİK: Vucudun savunma gücünü artırır. Erkekte cinsel arzuyu artırır. Karanfil-Cinsel isteği çok artırır. Gunde 1-2 adet yeterlidir. Yemekte et suyu sebze ve kompostolara katılarak yenir.

KUŞDİLİ: Tüm salgı bezlerini dengeli bir şekilde çalıştırır. Erkeklerde de kadınlarda olduğu gibi cinsel iktidarsızlığı giderir.
MAYDANOZ: Bedeni yorgunluk ve ruhi bunalımı giderir. Erkeklerde cinsel gücü arttırır.

NANE: Cinsel isteği çok arttırır. Erkekte psikolojik iktidarsızlığı giderir.

TARÇIN: Cinsel isteği çok arttırır.

ZATER: RUHEN VE BEDENEN CANLILIK SAĞLAR CİNSEL GÜCÜ ARTIRIR VE İKTİDARSIZLIĞI GİDERİR. Kekik gibi kullanılır Toz halinde yemeklere serpilir. Çay olarak ta kullanılır.

ZENCEFİL: TÜM VUCUDU UYARARAK BEDENİ VE ZİHNİ ÇALIŞMA GÜCÜNÜ ARTIRIR. Erkekte cinsel gücü ve isteği cok atırır. Günlük miktar bir kahve kaşığıdır. Toz halinde reçel marmelatlara veya hamurişlerine karıştırılır. Et yemeklerine ve sosa karıştırılır. Süt ve salebe de karıştırılabilinir.

KİŞNİŞ: Erkeklerde cinsel arzuyu artırır. Günde bir kahve kaşığı kullanılır. Sinir sistemine de cok yararlıdır. Et yemeklerine veya yemeklerde soslara konur. Bir bardak sıcak suya yarım kahve kaşığı kişniş karıştırılıp, yemek üzerine içilebilir.

VANİLYA: Çeşitli sebeplerle (Ruhi ve Bedeni zayıflık) erkeklerde görülen cinsel iktidarsızlığı giderir ve onlara cinsel güç kazandırır. Pasta ve sütlü tatlılarda kullanılır.

YULAF: Cinsel iktidarsızlığı giderir. Aksamları salep gibi içilerek yatılabilir. Sabahları yulaf u veya sütle pişirilip içine ceviz fındık kuru üzüm katılarak yenebilir. Fazla ve sürekli yenmemelidir.

KIRMIZI BİBER: Cinsel isteği çok artırır. Damar sertliği, üre ve tansiyonu olanlar yememelidir.

SİVRİ BİBER: Bol C, P, K vitamini vardır. Erkeklerde cinsel istegi çok artırır.

HARDAL: Cinsel arzuyu çok artırır. Sinirleri kuvvetlendirir. Midesi hassas olanlar, karaciğer, damarsetliğive tansiyonu olanlar kullanmamalıdır veya çok az almalıdır.

KEREVİZ: Çeşitli iç salgı bezlerine tesir eder ve onların faaliyetlerini artırır. erkeklerde cinsel faaliyeti cok artırır. vakitsiz iktidarsızlığı önler.

AYÇİÇEĞİ: Bol protein ihtiva eder fazla miktarda E vitamini vardır. İktidarsızlığa engel olur. Kalp ve sinir hastalıklarını önler. Cinsel arzuyu artırır.

GREYFURT: Vucuda gençlik ve dinçlik verir. Sabah kahvaltıda bir bardak içilmesi tavsiye edilir. ülseri ve tansiyonu olanlara tavsiye edilmez.

ÇAM FISTIĞI: Bol E vitamini vardır. Cinsel tukenmeye ve buna bağlı olarak ruhi çöküntü ve kalp rahatsızlıklarını geçirir.

ANTEPFISTIĞI-FISTIK: Protein ve bol E vitamini ihtiva eder. Cinsel arzuyu uyarır.

SUSAM: Cinsel isteği artırır

ÇÖREKOTU: Cinsel isteği artırır ve bel gevşekliğini gideriri. bir tutamdan fazla kullanılmamalıdır. Tahin yada tahin helvası olarak yenir. Yemeklerden sonra 4 tatlı kaşığı yeterlidir. cinsel arzuyu artırır.

VİTAMİNLER VE MİNERALLER

E- vitamini: Kadında ve erkekte üreme vitaminidir. Kasların ve sinirlerinnormal çalışmasını sağlar. Eksikliğinde cinsiyet organları yeteri kadar çalışmaz. Bugday çimi, fıstık, soya, yulaf ezmesinde bulunur.

ÇİNKO: Eksikliğinde erkeklerde husyeler yeterli ve iyi. Böbreküstü bezleri de yetersiz kalır. prostat bezlerinin şişmesi ve kanser meydana gelebilir. Bugday kepeği, kuru fasülye, mercimek, yumurta ve ekmekte bulunur.

FOSFOR: Husyelerin çalışması , sinirlerin tamiri, ve gelişmesi, beynin çalışmasını sağlar Soya, bugday çimi, yumurta, badem, kurufasülyede bulunur.

İYOT: İyot şimanlatır veya zayıflatır. Cinsel bezeler, husyeler üzerinde etkilidir. Soya, sarımsak, karides, süt, soğanda bol bulunur.

MAGNEZYUM: Çok önemli görevleri vardır. Vakitsiz yaşlanma ve bilhassa erkeklerde prostat kanserini önler Buğday çimi, Badem, soya, kurubakla, fındık ta bol bulunur.

MANGANEZ: Eksikliği kız ve oglan cocuklarında kısırlık yaratabilir. Bedeni ve ruhi bunalımı önler. hububat, muşmula, fındık , karaciğerde bulunur.

SELENYUM: Sperm hücrelerinin gelişimi sırasında selenyum maddesinin çok önemli bir rol oynadığını belirlediler. Bulgulara göre, selenyum maddesi bir proteini harekete geçirerek sperm hücrelerinin oksitlenmesini önlüyor. Böylelikle daha canlı ve aktif kalan spermlerin dölleme yeteneği artıyor. Aksi durumda ise oksitlenen spermler dölleme fonksiyonunu yerine getiremiyor. Bilim adamları ayrıca selenyumun maddesinin sperm hücresinin nefes alması sırasında da önemli bir rolü olduğunu belirlediler.

SPERM AZLIĞI

ANASON VE SU: Bir çay bardağı sicak suya yarım kahvekaşığı anason konur. 5 dadkika bekletilir süzülüp içilir.

PİRİNÇ , ŞEKER, SÜT (SÜTLAÇ): Bol bol yenilmesi gereklidir

ISIRGAN OTU VE SU: 4 bardak suya 3 tutam ısırgan otu konur. 10 dakika kaynatılıp süzülür ve içilir.

Yemek sırasında bir tatlı kaşığı kuvvet macunu ve bir çorba kaşığı andız pekmezi alınması tavsiye edilir.

haftalık masturbasyon sayısı kaç olmalı

Masturbasyon sayısı yaşla değil vücudun yani bünyenin durumu ile ilgilidir.
Size zarar vermeyecek sayıyı kendiniz tespit etmeniz laızm. Bu genellikle haftada 1-2 olabilir.

penisten sperm suyunun fazla gelmesinin nedeni nedir

Tarih boyunca çeşitli toplumlarda, hatalı bir şekilde erkeğin penisinin boyu ile gücü ve kuvveti eşdeğer bir şe­kilde anılırdı. Adeta bir erkeğin ne kadar güçlü bir erkek olduğu, sanki penisinin boyuna bağlıymış gibi ele alınırdı. Bu tür inanışların saçma olduğunu belirtmeye bile gerek olduğunu sanmıyorum. Nasıl ki bir insanın burnu veya ku­lağı o insanın gücünün veya kuvvetinin sembolü değilse, aynı şekilde penis de bir insanın gücünün sembolü olamaz. Diğer organları gibi o insanın sadece bir organıdır. Tarihte ataerkil aile düzeninin yani erkek egemenliğinin söz konu­su olduğu toplumlarda penisin rolü abartılmıştır. Hâlâ da feodal değer yargılarının etkili olduğu kişilerde yukarda eleştirdiğim saçma inanışlar geçerlidir.

Ancak bu karikatürdeki gibi köhnemiş değer yargıla­rına hâlâ inananlar bulunsa da, zamanla kaybolacağına inanıyorum.

Penislerinin boyu küçük diye ruhsal bunalıma giren bir çok yetişkin erkek tanırım. Ne yazık ki penislerinin bo­yu bir çok erkek için hâlâ önemli bir sorun olmaya devam ediyor. “Acaba penisim yeteri kadar büyük mü?” veya “ya penisim küçükse?” düşünceleri gençlik çağlarında yaygın­dır. Bu yüzden yaşamı kendisine zehir eden ve ciddi ola­rak aşağılık kompleksine kapılan bir çok erkek vardır. Ga­zetelerin okuyucu mektubu köşelerinde bu tipten korkula­rın ifade edildiği yazılara rastlayabilirsiniz. Oysa bu gün bilimsel olarak kabul edilen bir gerçek var. Önemli olan bir penisinin boyu veya çapı değil, iş görmesidir. Ortala­ma olarak yetişkin bir erkeğin penisi 11-12 cm’den, 26-27 cm’.ye kadar değişebilir. Ancak bir erkeğin penisi 30 cm de olsa, 12 cm ‘de olsa farketmez. Çünkü ortalama bir vajen 8-9 cm olduğuna göre penisin ancak bu kadarı vajene gire­bilir. Durum böyle olunca bir erkeğin, penisi 12 cm diye üzülmesinin veya 32 cm diye gururlanmasının ne kadar saçma olduğunu tahmin edebilirsiniz. Ne yazık ki bu ko­nuda genç erkekler çok bilgisizdir. 11-14 yaşlan arasında bazen 3-4 erkeğin topluca bir arada mastürbasyon yapması olabilir. Bazen de 15 yaşında birinin 11 yaşında 3 çocuğa göstererek mastürbasyon yapabilir. Tabii ki bu uygulama­lar sırasında erkek çocuklar birbirlerinin penislerini kıyas­larlar. Aslında bu kıyaslama ileri yaşlarda da devam eder. Umumi tuvaletlerde erkeklerin birbirlerinin penislerine ka­çamak bakış atmaları pek seyrek değildir.

11-16 Yaşlar arasında, gerek mastürbasyon sonucu gerekse gece rüya sırasında erkek çocuklarının penislerin­de döl gelebilir. Bu durum ergenliğe geçişin bir ön belirti­sidir. Bazı erkek çocuklarında erken, bazılarında ise geç olur. Bu konuda çocuklar genellikle birbirleriyle iletişim içindedirler. “Benimki geldi, seninki de geliyormu?” şek­linde konuşurlar. Bazen yukarıda bahsettiğim grup uygulamaları sayesinde de olabilen bir şekilde çocuklar birbirle­rinin penislerini ve kiminki gelmiş, kiminki gecikmiş diye adeta birbirlerini izlerler, ilk ejekülasyonu gecikenler ve penisi biraz ufak olanlar eziklik içine girebilirler. Bu gibi durumları ailenin yakından takip etmesi ve gerekli bilgileri ergenlikten önce vermesi gereklidir.

Oğlunuzla olan tüm eğitim ilişkilerinizde ve özellik­le cinsel eğitimde penisin üzerinde fazla durmamak gerek­lidir. Yani penisin üzerinde çok durularak önemsenmesi yanlıştır. Erkeğin penisini bir fazlalık ve üstünlük gibi gör­memesinin eğitimi çocuklukta verilir. Yani çocukluğunda alacağı bu eğitim sayesinde kadın erkek eşitliğine inanan bir kafa yapısına kavuşabilir.

Son olarak değinmek istediğim bir nokta da, bazen hipoplazik penis dediğimiz gerçekten de normale oranla küçük olan penis olabilir. Henüz ilkokul çağındayken böy­le bir durumu farkederseniz veya kuşkulanırsanız bir üro­loji veya endokrinoloji uzmanına danışmanızı öneririm. Ancak böyle bir durumda da uyarmak isterim, lütfen çok dikkatli olun. Bu girişimler sırasında çocuğunuzun penis ile ilgili korkulara kapılmamasına dikkat edin. Erken teş­his edilen bu gibi durumların tedavisi mümkündür.

penis sertleşmesinin sebepleri

Bu çok ender rastlanan durum, bir cins omurilik rahatsızlığı, lösemi veya üretra iltihaplanması sonucunda ortaya çıkar. Bu cinsel uyarı olmadan meydana gelen, uzanan ve çoğunlukla acılı bir ereksiyondur (sertleşme).

Priapizm te penis sapı sertleştiği halde, penis ucu (glans) yumuşaktır. Normal bir ereksiyon halinde penis kanla dolar, fakat kan cinsel aktivite bittikten veya uyarı geçtikten sonra olduğu gibi geri boşalmaz.

"Priapizm” ismi, klasik mitolojide bereket tanrısı olan Priapus un Latince adından türetilmiştir.

Geçmeden ağrılı bir ereksiyon (sertleşme) durumunda doktora gitmek gereklidir. Penisin normal ereksiyon yeteneğinin korunabilmesi için, çabuk müdahale şarttır

25 Mayıs 2010 Salı

masturbasyon peniste tahrişi önlemek için ne yapmalı

Masturbasyon  Sonrası İdrarda Yanma


Soru: Halim Hocam nasılsınız? Öncelikle ben size bir şey danışmak istiyorum. Ben genellikle masturbasyondan sonra idrar yaptığımda yanma oluyor ve idrardan sonra biraz kan geliyor. Acaba neden bilmiyorum. Yardımcı olursanız memnun olurum.


Cevap: Mastürbasyon sonrası ilk idrarda yanma olması idrar yolu mukozasındaki kanlanmaya bağlı olarak meydana gelebilir, uzun süren mastürbasyonlarda kanlanma daha ileri olabilir, bu durum kanamaya yol açabilir. Endişe etmenize gerek yoktur. Fakat mastürbasyon dışında da idrar yaparken yanma ve sızı mevcut ise bunun ayrıca bir üroloji merkezinde tetkik edilmesi gerekir.

Penis deformasyonu


Soru: 8 ay kadar önce başlayan penis deformasyonum hala devam ediyor gibi. Her ereksiyon başlangıcıyla birlikte sancı da başlıyor. Oldukça rahatsızlık veren bu durumun medikal tedavisi var mı? Beni kısaca bilgilendirmenizi istiyorum. 63 yaşındayım Ereksiyon sorunum yok.

Cevap: Anlattıklarınız peniste sertleşmeyi sağlayan dokuyu çevreleyen kılıflarda fibrotik oluşumlara yol açan peyroni hastalığını anımsatmaktadır. Başlangıç safhasında ereksiyon sırasında ağrılar olabilmektedir. Üroloji uzmanınca sebebin tespitinden sonra medikal ilaç tedavisi ile hastalığı yavaşlatmak mümkündür.

penis büyüklüğü ve orgazm

Penis Latincede kuyruk anlamına gelmektedir. Penis içinde uzunlamasına süngerimsi dokular içeren ve içinde idrar ve meninin(sperm-ersuyu) geçtiği kanalı içeren bir erkeklik organıdır. Cinsel heyecan ile beyin bu organın içindeki süngerimsi dokulara kan pompalar ve penis sertleşerek birleşmeye hazır hale gelir. Penis sertleşme halindeyken boyuna ve enine büyür. Ergenliğe ulaşmış bir erkeğin penisinin ortalama uzunluğu gevşek halde 5 ile 9 cm arasında, sertleşme halindeyken ortalama 16 cm boyunda olur. Bununla birlikte penisin büyüklüğü kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Yaygın olarak bilinenlerin tersine penisin büyüklüğü, deri rengi ile ilgili değildir, yani kısa boylu birinin penisi uzun boylu birininkinden daha büyük veya bir zencininki bir beyazdan daha küçük olabilir. Penis boyu ortalama 16 cm olmakla beraber 11-18 cm arası penisler normal boyutlardadır. Ayrıca penisin normal durumu ile sertleşme durumu arasında büyük farklar olabilir. Yani sönükken çok iri gözüken bir penis sertleştiğinde daha büyük bir hal almayabilir. Bütün erkekler penislerinin büyüklüğü ile yakından ilgilidirler. Bu bir erkeklik gücü daha doğrusu bir güç sembolü haline gelmiştir. Erkekler cinsel organlarıyla gurur duyar , övünürler. Erkeğin cinsel organına verilen güç soyunmayla beraber korkunç bir yarışa girer. Boyut, gücü simgeleyen bu organın yegane güvencesidir. Gören kadının kıyaslama imkanına kavuşması cinsel organı iri boyutlarda olmayan bir erkek için sonun başlangıcıdır. Erkekler arasında da penis boyutunda odaklanan rekabetin bir trajediye dönüşmesi cinsel kimliğin yalnızca bu organa indirgenmesinden kaynaklanır. Ama peniste veya sekste önemli olan penisin boyu değil, işlevidir. Yani, sizin penisinizle yapabildikleriniz bunu da duygularınızla birleştirmeniz en önemli olanıdır. İri bir penise sahip olacağınıza (ki 18 cm üstü penisler genelde ilişki sırasında kadına zevk yerine acı vermektedir) sertliğini uzun süre tutabilen daha küçük bir penise sahip olmak daha avantajlıdır. Her ikisi de bir arada olursa hiçbir zararı yoktur. Tabiki ebat olarak normalin altındaki penislerde hem cinsel ilişki sırasında sorun yaratabilecek hemde psikolojik yönden erkekte sorun yaratacaktır. Normalin altındaki penislere ne yapılabilir; bugün yeni ameliyat teknikleri sayesinde penis boyları uzatılabilmekte, ince penisler çeşitli yöntemlerle kalınlaştırılabilmektedir. Çok başarılı sonuçların yanı sıra pek sonuç alınamayan ameliyatlarda olmaktadır. Bu hastadan hastaya göre değişmektedir. Ülkemizde de bu tip ameliyatlar yapılmaktadır. Ama bu tip ameliyatların her isteyene yapılamayacağı sadece ve sadece çok gerekli vakalara yapılması gerektiğini bildirmek isterim. Bu arada en çok sorulan sorulardan olan piyasada satılan penis büyüttüğü iddia edilen vakum pompaları veya şu ve bu gibi metotlar gerçek dışıdır,kandırmacadır,hiç bir faydaları yoktur. Bu penis büyüttüğü ileri sürülen vakum pompaları büyütmek bir yana penis sertleştiğinde içindeki kanı tutan kapakçıklara ters basınç yolu ile zarar vermekte ve sertleşme problemleri yaratmaktadır. Bu yüzden kullanılması zararlıdır. Normal standartlardaki boylar için Penis boyunuz ne ise odur,yapabileceğiniz tek şey performansınızı geliştirmek veya boşalma sürenizi uzatmaya çalışmaktır. Penis boyutu ile ilgili konuyu özetlemek istersek bir Türkçe deyimimiz olacaktır: “ ne uzunu ,ne kalını en makbul olanı içinde en çok kalanı ”

24 Mayıs 2010 Pazartesi

boşalma sayısı sertleşmeyi etkilermi

Her 100 erkekten 15’inde görülen varikosel testise giden toplar damarların genişlemesi olarak tanımlanıyor. Çocuk sahibi olamayan erkeklerde de yüzde 30 oranında görülen varikosel hakkında merak edilenleri JFK Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. İlter Alkan anlatıyor.

bebek.com: Varikosel Nedir?

Dr. İlter Alkan: Varikosel testise giden toplar damarların genişlemesidir. % 90 sol tarafta, % 10 olasılıkla iki taraflı görülür.

bebek.com: Ne sıklıkla görülür?

Dr. İlter Alkan: Erkek popülasyonunun % 15’ inde varikosel görülür, ancak çocuk sahibi olma ile ilgili problemi olup da bize başvuran erkeklerin % 30’unda varikosel görülebilmektedir.

bebek.com: Belirtileri nelerdir? Örneğin bacaklarda ağrı yapabilir mi?

Dr. İlter Alkan: Genellikle varikosel olan skrotumda (torbalarda) şişlik ve özellikle ayakta kalındığında ağrı olması tipik yakınmalardır.

bebek.com: Hastalığın belirli dereceleri var mıdır? Hastalık zamanla ilerleme özelliğine sahip midir?

Dr. İlter Alkan: Biz klinik olarak damarların genişleme derecesine göre 3 dereceye ayırıyoruz. Hastalığık grade 2 den grade 3 e artışı olabilir ancak bunun cerrahiye karar verme yönünden çok etkisi yoktur. Bazen damarlar çok genişlediğinde kişiyi estetik olarak rahatsız edebilir, o zaman da cerrahi bir endikasyon doğabilir.

bebek.com: Tanı hangi yöntemlerle konur?

Dr. İlter Alkan: Tanıyı temel olarak klinik muayene ile koyuyoruz. Bazen Doppler ultrasonografi ile damar çaplarını ölçmemiz gerekebiliyor. Ayrıca varikoseli olan bir erkekten spermiogram tetkikini de yaptırıyoruz.

bebek.com: Kısırlığa sebep olur mu?

Dr. İlter Alkan: Kısırlık terimi hiç çocuğu olamayan anlamında kullanılıyor, bu terimi kullanmak yerine sperm hareketi, sayısı ya da morfolojisinde oluşan anormalliklerden bahsetmek daha doğru olabilir. Bu konu çok tartışmalıdır, ancak kişide varikosel var ise ve sperm parametrelerinden en az birinde (hareket, sayı, yapı) bir anormallik var ise ve 1 senelik korunmasız ilişkiye rağmen çocuğu olmuyorsa operasyon önerilebilir. Varikoseli olup da çocuğu olan kişiler de vardır.

bebek.com: Başlangıç aşamasında hastalığı saptanan kişi düzenli olarak kontrollere gitmeli midir?

Dr. İlter Alkan: Varikoseli olan ancak spermiogramı normal olan bir erkeği 3 ayda bir spermiogram yapmak üzere kontrole çağırıyor ve takip ediyoruz.

bebek.com: Varikosel olan erkekler yaşantılarında nelere dikkat etmelidir? (Beslenme alışkanlığı, cinsel yaşam, banyo vs.)

Dr. İlter Alkan: Varikoseli olan kişilerin günlük aktivitelerinde bir değişiklik yapmalarına gerek yoktur. Ancak çok ayakta kalındığında o tarafta ağrı olabilir.

bebek.com: Tedavide ilaç tedavisinin yeri var mıdır?

Dr. İlter Alkan: Varikosel tedavisinde ilaç tedavisinin bir yeri yoktur, tedavi cerrahidir.

bebek.com: Ne zaman ameliyata karar verilir?

Dr. İlter Alkan: Bu konu çok tartışmalıdır, ancak kişide varikosel var ise ve sperm parametrelerinden en az birinde (hareket, sayı, yapı) bir anormallik var ise ve 1 senelik korunmasız ilişkiye rağmen çocuğu olmuyorsa operasyon önerilebilir.

bebek.com: Lazerli ameliyat da tedavide kullanılabilir mi?

Dr. İlter Alkan: Varikosel cerrahisinde lazerin bir yeri yoktur.

bebek.com: Varikosel ameliyatları hakkında bilgi veri misiniz?

Dr. İlter Alkan: Varikosel operasyonlarında kasıkdan 3-4 cm lik bir kesi yapılarak testise giden toplar damarlar bulunarak bağlanır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta toplar damarları bağlarken testise giden atardamarın ( oldukça incedir) korunmasıdır. Bu artere zarar gelirse %10-20 o testis ameliyat sonrası ufalabilir. Bu nedenle bazen operasyonda mikroskop kullanmak gerekebilir.

bebek.com: Ameliyat sonrası kişi ne zaman cinsel yaşantısına geri dönebilir?

Dr. İlter Alkan: Varikosel operasyonu sonrası cinsel ilişki yönünden bir özellik yoktur. 1. haftada ufak olan yara tamamen kapanır, kişi ağır egzersizler dışında her türlü aktiviteyi yapabilir. Ağır egzersizlere 4-6 hafta sonra başlanabilir.

bebek.com: Ameliyattan ne kadar zaman sonra çocuk sahibi olamayan bir erkeğin baba olma şansı vardır?

Dr. İlter Alkan: Operasyon sonrası 3. ayda sperm analizi yaptırıyoruz ve takip ediyoruz, ancak 1 seneye kadar çocuk sahibi olunması beklenebilir.

kısırlık önleyen bitkiler

Kısırlık problemi günümüzde en yaygın görülen problemlerin başında gelmektedir.Bunu istatistik veri olarak açıklamak gerekirse her 5 kişiden 1′i kısırlık problemi yaşamaktadır.Bu rakamlarda olayın vehametini açıkca ortaya koymaktadır.Kısırlık sorununda her geçen yıl geçtikçe devamlı artış görülmesinin temel sebebi ise yaşadığımız dünyada çevre kirliği ve kimyasal faktörlerin yer almasından ötürüdür.Bunun dışında yenilen gıdalarda kısırlığa yol açabilmektedir.Bunlardan en önemlisi tabiki hormonlu gıdalardır.Ardından ise sigara tüketimi geliyor.Sigaranın kısırlığa yol açtığı uzun zamandır biliniyor.
Kısırlığı önleyen bitkiler:
Ispanak:Çizgi filmlerde ıspanağın faydaları sıkçak onu olmuştur.O faydalarından biride kısırlığa önleyici olmasıdır.Ispanağın içerisinde yer alan çinko maddesi kısırlığın önüne geçiyor.
Ginseng:Bize yabancı gelebilir.Çünkü Asya kıtasında kullanılan bitkilerdendir.Asyalıların ginseng sayesinde hem uzun yaşadıkları hemde cinsel gücü artırması sebebiyle kısırlık problemi yaşamadıkları iddia edilmektedir

Karnıbahar:B6 vitamini bakımından zengin olan hiçbir bitkiden uzak durmayın.Çünkü kısırlık problemine karşı b6 vitamini son derece zengindir.Onlardan biride karnıbahardır.
Ayçiçeği:Erkeklerde sperm sayısı düşüklüğü varsa argirin alınması tavsiye edilir.Argirin bakımından en zengin bitkilerden biride ayçiçeğidir.
Yulaf:Eski zamanlardan beri yulafın erkeklerde cinsel gücü ve sperm sayısını artırdığı iddia edilmiştir.Marketlerde kolaylıkla temin edebileceğiniz yulaf ezmesini tüketebilirsiniz

23 Mayıs 2010 Pazar

gece yatarken pipiden bir sıvı geliyor

Kriptorşidi (Yunanca cryptos: gizli ve orchis:testis) testislerden biri yada her ikisinin birden skrotumda bulunmamasıdır.

Anorşidi

Testisin doğumsal olarak yokluğuna verilen isimdir. Olguların %80 inde tek taraflıdır.

Ektopik testis

Testisin normal iniş yolunu izleyerek kasık kanaldan geçip çıktıktan sonra,
skrotum yerine başka bir yere giderek yerleşmesine testis ektopisi denir.

Retraktil testis

Kremaster adalesi çocuklarda erişkinlere oranla daha fazla gelişmiştir. Bu nedenle, uyluğun, perinenin uyarılması veya soğuk etkisiyle ortaya çıkan kremasterik refleks çocuklarda daha belirgindir. Bu refleks söz konusu uyaranlarla testisin yukarı çekilmesine neden olur. Retraktil testis denen bu durumda, muayenede testis skrotumda bulunamaz.

İnmemiş testis

Testis sadece insanlarda doğumdan önce skrotuma iner ve sadece insanlarla şempanzelerde ömür boyu skrotumda bulunur. Fetüste intraabdominal olarak gelişen testis 7. ayda inguinal kanal içine girer ve doğuma yakın skrotuma yerleşmiş olur.

TANI

Testislerin bir veya her ikisinin skortumda palpe edilemediği durumlarda, retraktil testis ve ektopik testisin, yukarıda sayılan özelliklerinden yararlanılarak, inmemiş testisten ayırdedilmesi gerekir. Anorşidiyi fizik muayene ile ayırdetmek mümkün değildir, zaten anorşidinin kesin tanısı için cerrahi eksplorasyon gerektiğinden ameliyat öncesi inmemiş testisle ayırıcı tanısının yapılması koşulu yoktur.

Testislerin skortuma indirilmesi neden gerekir ? Bu soruya her biri tek başına yanıt olabilecek 4 neden gösterilebilir.

1. Fertilitenin sağlanması:

2. Malignitenin önlenmesi: Testis tümörlü erkeklerde yapılan araştırmalar bunların %10'unun inmemiş testislerde geliştiğini göstermiştir. İnmemiş testisi olanlarda testis tümörü riski normal popülasyona göre 40 kat daha fazladır.

3. Travma ve torsiyonun önlenmesi

4. Psikolojik baskının kaldırılması

TEDAVİ

İnmemiş testis'te cerrahi tedavi esastır, AMELIYAT BIRINCI YAŞ BITIMINDEN SONRA, IKINCI YAŞ DOLDURULMADAN ÖNCE YAPILMALIDIR.

Op Dr Aziz Serhat BAYKARA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı

kadını yalamakla hamile kalınırmı

Cinsellik kadın erkek herkesin hayatında önemli bir yer tutar. Fakat her sefanın bir cefası vardır misali seksin en büyük handikapı da istenmeyen gebeliktir. Gebelik kadın hayatında isteniyor ise çok keyifli bir süreçtir. Ama istenmeyen bir gebelik var ise hayat tam bir kabusa dönüşebilir. Bu sebeple uygulanan çeşitli doğum kontrol yöntemleri bulunmaktadır.

DOĞUM KONTROL HAPLARI
Doğum kontrol hapları, östrojen hormonu içeren ve kullanıldığı sürece gebeliği önleyen, etkili, kullanımı kolay ilaçlardır. Doğru kullanıldıklarında, doğum kontrol haplarının etkinliği % 99.9’dur. Bu da, hamile kalma olasılığının hemen hemen hiç olmaması demektir.
Doğum kontrol haplarının gebeliği önleme dışında da bazı faydaları bulunmaktadır. Doğum kontrol hapları, adet öncesi gerginlik ve ağrılı adet şikayetlerini azaltır, adet kanamaları miktarca daha az, daha kısa ve düzenli hale gelir, bunun sonucu olarak, demir eksikliğine bağlı kansızlık gelişme sıklığı azalır. Ayrıca, doğum kontrol hapları, dış gebelik gelişme sıklığını, yumurtalıklarda ve memede kist oluşumunu, rahim ve yumurtalık kanseri risklerini azaltır. Çoğu kez sivilcelerde düzelme görülür. Osteoporoz denen kemik erimesi riskini azaltır. Romatoid artriti azaltır.
Tabi yan etkileri de yok değildir. Hap kullanımı ile ilk üç ayda oluşan yan etkiler bulantı, kusma, baş dönmesi, başağrısı, ara kanaması, memelerde duyarlılık ve vücutta şişkinlik hissidir. Bu yan etkiler geçicidir, üç dört ay içinde hafifleyerek kaybolmaları beklenir. Bu gibi durumlarda, hapı bırakmak yerine doktorunuza danışmak en iyi çözümdür. Şiddetli karın ağrısı, uyluk ya da bacak ağrısı olduğunda; şiddetli göğüs ağrısı veya nefes darlığı geliştiğinde; şiddetli başağrısı, ani görme kaybı ya da bulanık görme veya konuşma bozukluğu ortaya çıktığında, gebelik şüphesinde ya da depresyon, sarılık veya memede kitle geliştiğinde hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Hiç hap kullanmadıysanız ya da birkaç ay ara verdiyseniz, adet kanamanızı beklemeniz ve adet kanamasının ilk günü ilk hapını almanız gerekir. Her gün bir tablet alarak paketi bitirmeli ve yedi gün hap kullanmaya ara vermelisiniz. Hap almadığınız bu dönemde adetiniz başlayacaktır. Adet görmeyebilirsiniz, hapı düzenli kullandığınızdan eminseniz telaşlanmayın. Adet kanamanız nasıl olursa olsun bir sonraki kutuya yedi günlük aranın sonunda başlamalısınız. Hapı unuttuğunuzu farkettiğinizde hemen bir tablet almanız gerekir. 12 saatten daha fazla gecikme yoksa koruyuculuk devam edeceğinden problem yok demektir. Ancak hapı unuttuğunuzu 12 saatten daha sonra fark ettiyseniz unutulan hapı hatırladığınız an yutmalı, o günün hapını da normal zamanında almalısınız. Bu durumda koruyuculuk tam olmayacağından bir sonraki adet kanamasına dek eşinizin korunmasında yarar olacaktır. Tıbbi nedenler olmadıkça hapa ara vermeniz gerekmez.
Doğum kontrol hapının kullanılmaması gereken durumlar : Gebeler ya da gebelik şüphesi olanlar, kalp damar sistemine ve beyin damarlarına ait hastalığı bulunanlar, damarın pıhtı ile tıkandığı hastalığı aktif olarak geçirmekte olanlar ile daha önce geçirmiş olanlar; aktif karaciğer hastalığı bulunanlar, çok fazla sigara tükemi olanlar, kadın organlarına ait kanser veya meme kanseri bulunanlar, memede kitle veya kitle sebebiyle operasyon geirmiş kişiler doğum kontrol haplarını kullanmamalıdır.
Evlilik öncesi eğer korunmayı planlıyorsanız ve doğum kontrol yöntemi olarak da hap kullanmayı tercih ediyorsanız , bir hekim tavsiyesi ile en az bir ay önceki adetinizin ilk günü hap almaya başlamalısınız. Hapı aldıktan sonraki 3-4 saat içindeki kusmalar ve ciddi ishaller hapın emilimini önlediği için koruyucu etkinliğini azaltabilir. Bu durumda son tableti başka bir kutudan tamamlayıp diğer tabletleri zamanında alarak devam etmelisiniz. 12 saatten çok süren kusma ve ishal durumlarında doktorunuza danışmalısınız.
Yeni doğum yaptınız ve korunmak için hap kullnmak istiyorsanız bebeği emzirmeniz halinde bebek altı aylık oluncaya kadar hap kullanmayı tercih etmeyiniz. Emzirmiyorsanız doğumdan sonraki ilk adet kanamasının birinci günü doktorunuza danışarak hap kullanmaya başlayabilirsiniz. Düşük ve kürtajlardan sonra gebeliğin üçüncü ayından önceki düşük ve kürtajlarda tıbbi bir engel yoksa doktorunuza danışarak hemen hapa başlanabilir.
Gebe kalmaya karar verdiyseniz eğer kullandığınız paketi sonuna kadar tamamlayıp hap almayı bırakmanız yeterli olacaktır. Gebe kalma yeteneğinizi hemen kazanırsınız. Fakat bazı durumlarda yumurtlama ve hormonlar hap kullanımından dolayı baskı altında olduğuından 6 aya kadar gebe kalamama durumu söz konusu olabilir. Endişelenmeyi ve gerekli muayene ve tetkikler için bir hekime başvurun. Doğum kontrol hapı kullanırken sigara kullanımı bir risk faktörü olduğundan özellikle 35 yaşından sonra hapa devam edilecekse sigaranın bırakılması önerilir.
Toplumda doğum kontrol hapları kilo aldırdığı ve sivilceleri üzerinde ters etki yaptığı,düzensiz kanamalara neden olduğu, kısırlığa sebep olduğu,kanser riskini artırdığı, konusunda yaygın bir inanış vardır.
-Özellikle düşük miktarlarda hormon içeren hapların kiloda değişikliğe neden olmadığı saptanmıştır.
-Yapılan araştırmalar doğum kontrol haplarının çoğu kez sivilceyi olumlu yönde etkilediğini belirtmektedir.
- Hap kullanımı sırasında görülen adet kanaması normale göre daha hafif ve daha kısa sürelidir.
-Hapı ilk kullandığınız zamanlarda normal adet kanaması dışında lekelenme tarzında ya da daha şiddetli düzensiz kanamalar görülebilir. Hapı normal olarak almaya devam etmek gerekir. Bu kanamalar 3-4 ay sonra kaybolur. Eğer devam ederse doktorunuza danışmanız gerekir.
-Hap kanser riskini arttırmaz. Tersine hap kullanan kadınlarda yumurtalık ve rahim kanserinde yüzde 50 ila 60 oranında azalma olduğu ve hap kullanımına son verilse bile bu etkinin onbeş yıl boyunca devam ettiği saptanmıştır. Ayrıca yaşamlarının herhangi bir döneminde hap kullanmış kadınlarda kalınbarsak kanserine de daha az oranda rastlandığı bulunmuştur.
-Hap kısırlığa neden olmaz. Hap kullanmayı bıraktığınızda hamile kalmanız mümkündür.
-Hap ile kalp ve damar hastalıkları arasındaki ilişki değişik hormonların dozuna ve cinsine bağlıdır. Günümüzde kullanılan düşük dozlu doğum kontrol hapları ile bu risk en aza indirilmiştir. Bu tür hastalıklara eğiliminiz varsa doktora danışmanız gerekir.
KADINLAR İÇİN PREZERVATİF
Erkekler için üretilmiş olan prezervatifleri hepimiz biliyoruz. Bir kaç yıl önce kadınlar için de prezervatif yapıldı. Erkkeklerin büyük çoğunluğunun kondom takmayı sevmediğini düşünürsek korunmak açısından ideal bir ürün. Ön halka ise vajinanın dışında kalır. Prezervatifin ön ve arka tarafında bulunan iki halka mevcut. Kılıfın görevi tüm spermi toplamak ve vajinaya girmesini önlemektir. Dış halka cinsel ilişki sırasında vajinanın içinde bulunur; penisin prezervatifin kenarlarına kaymamasına dikkat edilmelidir. İlk kullanımı zor gelebilir; İlişki sonrası kalkmadan önce meninin sızma yapmasını önlemek için doğru çıkarılmalıdır.Doğru ve düzenli kullanılan kadın prezervatifi HİV virüsünün ve en yaygın olan STD'lerin bulaşma riskini en aza indirir; Kadın prezervatifini eczanelerden reçetesiz olarak alabilirsiniz. Eğer sizin ya da partnerinizin latex'e alerjisi varsa, polüretan prezervatif bunun için iyi bir alternatif olabilir. Prezervatigfin hatasız kullanılması halinde gebelik riski %5 tir.
DOĞUM KONTROL İĞNELERİ
Aylık veya 3 aylık olmak üzere 2 kullanım şekli vardır. Adet kanamasının başladığı ilk günü de sayarak beş gün içinde iğnenin uygulanması gerekir. bir yapılan iki türü vardır. Yapıldıktan sonra kana yavaş yavaş hormon salgılar. Doğum kontro hapına benzer şekilde içeriğinde bulunan hormon nedeniyle yumurtanın oluşumunu engeller. Ayrıca rahim ağzındaki salgıları kalınlaştırarak spermin geçip rahme ulaşmasını önler. Daha önce hiç gebe kalmamış kadınlar da doü rahatlıkla kullanabilir. İğneler, eczanelerden ve sağlık kuruluşlarından (sağlık ocağı, ana çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri ve hastaneler) alınabilir. Ancak, iğneleri kullanmaya başlamadan önce danışmanlık alınarak kullanmak isteyen kişiye uygun bir yöntem olup olmadığına karar verilmesi kan basıncının ve vücut ağırlığının ölçülmesi gibi bazı işlemlerin yapılması gerekmektedir. Bu nedenli, iğneleri kullanmaya başlamadan önce ve kullanırken belirli aralıklarla bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.Olumlu Yönleri• Gebeliği önlemede %99 varan etkisi vardır.
• Kullanımı çok kolaydır.
• Adet kanamsı sırasında olan ağrı ve sancılar ile adet öncesi gerginliği azaltmaya yardımcı olur.
• Adet kanaması miktarını azaltarak, kansızlığın önlenmesine yardımcı olur.
• Kadını yumurtalık ve rahim kanserine karşı korur.
• İyi huylu meme kistlerini azaltır.
• Dış gebeliği önler.
• Rahim ve tüplerde iltihap oluşmasını engeller.
Bu kadar olumlu yönü olan bir ürünün olumsuz yönleri olmazsa olmaz tabiki. İşte doğum kontrol iğnelerinin Olumsuz Yönleri
• Bırakıldığında doğurganlığın dönüşü 6-9 ay gecikebilir.•
Enjeksiyonlar için sağlık kuruluşuna gitmek gerekir.
• İlk kullanımda 1-2 kilo artışı yapabilir. Bu daha ziyade su tutulumu şeklindedir. Daha az tuzlu yenmesi, hareketin artırılması ile düzelir.
• Memelerde dolgunluk yapabilir. Bu etkisi ilk 3 ay içinde düzelir.
• Kadınların bazılarında kan basıncı (tansiyon) yükselebilir. Bu nedenle, ilk kullanıldığında ve daha sonraki kontrollerde kan basıncı ölçülmelidir.
• Bazı ilaçlarla etkileşimi vardır.
• Aylık yapılan iğneler, sigara içen kadınlarda dolaşım bozukluklarına neden olabilir:
• Özellikle 3 ayda bir yapılan iğneler adet düzensizliklerine neden olabilir. Bu adet miktarının azalması hatta kesilmesi, ara kanamalar, lekelenmeler, nadiren de aşırı kanama şeklinde olabilir. Bu düzensizlikler 9-12 ay içinde büyük ölçüde düzelir.
Doğum kontrol iğnelerinin kullanılmaması gereken bazı durumlar vardır.
• Adetleri düzensiz olanlar (düzensizliğin nedeni belirleninceye kadar)• Şeker hastaları• Karaciğer bozukluğu olanlar (siroz, sarılık gibi)• Tansiyonu yüksek olanlar• Damar tıkanıklığı, bacaklarında kızarıklık, şişme ve ağrı ile belirti veren damar hastalığı olanlar• Özellikle bulantı, kusma ile birlikte şiddetli baş ağrıları olanlar kullanmamalıdır.
CİLT ALTI KAPSÜLÜ (İMPLANT )UYGULAMASI
Cilt altı kapsülleri etkili, uzun süreli ve geri dönüşümlü bir doğum kontrol yöntemidir. Yapay hormon içeren yumuşak silikondan yapılmış altı ince ve esnek kapsül kadının üst kolunun iç kısmında derinin hemen altında küçük cerrahi bir girişimle yerleştirilir ve vücuda yavaş yavaş hormon salgılar. İçinde prefesteron hormonu yumurtlamayı baskılayarak ve servikal mukusu, sperm geçişini engelleyecek biçimde kalınlaştırıp azaltarak gebeliği önler. En etkili doğum kontrol yöntemlerinden biridir . Karaciğer hastalığı damarda pıhtılaşması olanlarda meme kanserinde kullanılmaz. Deri altı kapsülleri doğal kadınlık hormonu olan progesteronun sentetik formunu içeren deri altına yerleştirildikten sonra yavaş salınan ilaçlardır. Kadının daha az kullandığı kolunun üst iç kısmın deri altına altı adet olarak yerleştirilirler.Gebelikten koruyuculuğu %98.8'dir.Uygulandıktan sonra beş yıl süre ile etkilidir. Emzirmeyi etkilemez. Emziren anneler de kullanabilir.Kapsüller çıkarıldıktan sonra kadın normal adet görmeye başlar ve yeniden hamile kalabilir.Bazen deri altı kapsülleri çıkarıldıktan sonra doğurganlığın dönüşü gecikebilir. Kanama düzensizliklerine neden olabilir. Bazı kullanıcılarda baş ağrısı, huzursuzluk, kilo artışı ve iyi huylu yumurtalık kistleri görülebilir. Gebelik veya gebelik şüphesi olanlar,aktif karaciğer hastalığı olanlar,tanı konmamış vajinal kanaması olan kadınlar,damar hastalıkları ,meme kanseri veya şüphesi olan kadınlara bu işlem uygulanmaz.Deri altı kapsülleri kullanırken dikkat etmeniz gerekenler:Kolunuzda şiddetli ağrı varsa,Uygulama yerinde iltihap veya kanama oluyorsa, Kapsüllerden birinin yerinden dışarı atılması durumunda, Adet kanamanız şiddetlenirse,Şiddetli baş ağrınız olursa, Karın ve kasığınızda şiddetli ağrınız olursa, Göğsünüzde şiddetli ağrı ya da nefes darlığı olursa, İşlemden sonra sarılık gelişmişse, Uygulamadan itibaren düzenli adet gördükten sonra adet gecikmesinin olması hallerinde, Mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
DİYAFRAM UYGULAMASI
Doğum kontrol yöntemlerinden bir tanesi olan diyafram uygulaması ; rahim ağzını örten, kenarları sert, kauçuk bir araç olan diyaframın vaginaya yerleştirilmesiyle yapılır. Diyafram bir daire şeklini alırak ve rahim ağzını kapatacak şekilde görev yapar. Servikal açıklığa uygulanan spermisit jel ya da krem ile birlikte kullanılır spermisit madde diyafram tarafından fiziksel olarak engellemeyen spermleri öldürür. Rahim ağzı ve diyafram şekil olarak birbirine benzer yapıdaır. Fakat diyafram biraz daha sivridir. Serviksin girişi 'kapatıldığı' için, spermler geçemez. Her zaman birlikte kullanılması gereken spermisid jel, spermi öldürür, ya da hareketsiz kılar. Serviksiniz için uygun ebatta olup olmadığını anlamak için ilk kullanımda doktor veya hemşire tarafından yerleştirilmesinde fayda vardır. En erken olarak, cinsel ilişkiden 6 saat önce yerleştirilmeli ve cinsel ilişkiden 6-8 saat sonra (en geç 24 saat sonra) çıkartılmalıdır. Koruyuculuk oranı % 85'dir.Cinsel ilişkide bulunduğunuz her seferinde kullanılmalıdır, cinsel ilişki sırasında yerinden çıkabilir, yerine yerleştirmesi karmaşık gelebilir, her cinsel ilişkiden önce spermisidin yenilenmesi gerekmektedir, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu değildir, bazı kadınlar spermiside ve latekse karşı alerjiktirler.Bu sebeplerden dolayı pek tercih edilen bir yöntem değildir. 4. Diyaframİnce plastikten yapılmış, rahmin vajene açılan kısmına yani rahim ağzına yerleştirilen bir kapaktır. Spermlerin rahme geçişini engelleyerek gebelikten korur. Kadın, her cinsel ilişki öncesinde diyaframı kendi yerleştirir, cinsel ilişki sonrasında ise çıkarır.Diyafram, hekimin muayenesi ve rahim ağzının ölçüsünün alınmasından sonra sipariş verilir ve her kadın için rahim ağzına uygun boyutta özel yapılır. Bu yöntemi kullanmaya başlamadan önce danışmanlık alınarak daha etkili yöntemler hakkında bilgi sahibi olunması kullanmak isteyen kişiye uygun bir yöntem olup olmadığına karar verilmesi için bir sağlık kuruluşuna (sağlık ocağı, ana çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri ve hastanelerde) başvurulması daha uygun olur.
Diyaframın Olumlu Yönleri
• Kadın kendi kendine uygulayabilir
• Cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşmasını engeller
• Erkek Döl Hücrelerini Öldüren Tablet ve fitiller ile birlikte kullanıldığında, hem gebeliği önleme hem de cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların bulaşmasını engelleme de etkisi artar.
Diyaframın Olumsuz Yönleri
• Diğer gebeliği önleyici modern yöntemler kadar etkili değildir.
• Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratır.
• Cinsel ilişki sonrasında etkili olması için 6 saat daha rahim ağzında kalması gerekmektedir.
• Kadının doğum yapması, üreme organlarından ameliyat olması veya fazla kilo alması/vermesi gibi durumlar söz konusu ise tekrar rahim ağzının ölçüsü alınarak yeni bir diyafram yaptırılması gerekir.
• Kolay bulunmayabilir, pahalıdır.
Kullanımını merak edenler için kullanım şeklini hemen söyleyelim.
• Kadın, bir sağlık kuruluşuna başvurarak diyafram kullanmasını engelleyecek herhangi bir durumun olup olmadığı saptanır ve rahim ağzının ölçüsü alınır. Kadının rahim ağzına uygun boyutlarda bir diyafram yaptırılır.
• Doğru uygulama öğretilir ve ilk kez kadın, diyaframı, hekimin yanında rahim ağzına yerleştirir.
• Diyafram, cinsel ilişki sonrasında 6 saat vajenden çıkarılmamalıdır.
• Tekrarlayan cinsel ilişki (6 saat içinde) söz konusu ise, son cinsel ilişkiden sonra 6 saat beklenmelidir. Ancak, 24 saatten fazla rahim ağzında bırakılmamalıdır.
• Diyafram çıkarıldıktan sonra yıkanır, kurulanır ve özel saklama kabına yerleştirilir.
Diaframın Kullanılmaması Gereken Durumlar
• Rahmi geriye dönük olan kadınlara,
• Mesanesi ve rahmi aşağı sarkmış kadınlara,
• Sık sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren kadınlara uygun değildir.
• Erkekte veya kadında nadiren alerji görülebilir. Alerjide yanma, kızarıklık, kaşınma gibi belirtiler görülür.
DOĞUM KONTROL BANTLARI
Cilt bantları sentetik hormonlar içerip doğal doğum kontrol hapları gibi etki göstererek gebeliği engellemektedirler.Doğum kontrol hapları ile aynı etkidedirler.Doğum kontrol bantları haplarından daha risklidir.Bazı marka doğum kontrol bantları, kan pıhtılaşmasına yol açarak ölüm riskini artırıyor. Bu bantların yan etkileri doğum kontrol haplarından üç kat fazla , bunun sebebide bant kullanımı sırasında doğum kontrol haplarına oranla yüzde 60 oranında daha fazla östrojenin kana karışması . Doğum kontrol hapları ve bantların aynı oranda östrojen içermesine rağmen bantların hormonu emme kapasitesi yüzde 50 fazla . Bu da kadında kan pıhtılaşması riskini artırıyor .
DÜŞÜK HAPI VE İĞNESİ
Düşük iğnesi diye adlandırılan iğneler aslında adet söktürücü iğnelerdir ve gebeliği sonlandırmayı sağlamaz.Bu tür iğneler östrojen ve progesteron hormonunu beraberce içerirler ve geciken adetin başlamasını sağlarlar.Düşük hapı ise gebeliğin en erken dönemlerinde etki ederek gebeliğin sonlanmasını sağlıyor. Aslında ilacın düşük yaptığını söylemek biraz hatalı olur. Çünki gebeliğin en erken aşamasına etki ederek yumurta hücresiyle spermin birleşmesinden oluşan embriyonun uterusta (rahim içinde) yerleşmesini önleyerek gebeliği engelliyor. Embriyo yerleştikten sonra ise gebelik daha ileri aşamalara geldiğinde düşüğü gerçekleştirmek için mizoprostol adı verilen başka bir ilaçla kombine ediliyor. Bu kombinasyon sonucunda erken gebelik döneminde kürtaj gerekmeksizin düşük gerçekleşebiliyor.Şu an için gebeliğin sonlandırılması ülkemizde yasal olarak 10. gebelik haftasına kadar ve kürtaj yoluyla gerçekleşiyor. Bu gebelik haftasından sonra gebeliğin sonlandırılması ise kadının isteğine göre değil, anne adayının hayati gebeliği devam ettirmesini engelleyen hastalıkları olduğunda, veya bebekte ciddi gelişim kusurları olduğunda bir kurul onayıyla mümkün oluyor
ELEKTRONİK DOĞUM KONTROLÜ
Çin'de, erkekler için elektronik doğum kontrol yöntemi geliştirildi. Spermleri öldüren elektronik dalgalar yayan çağrı cihazı büyüklüğündeki bir alet, erkek iç çamaşırına yerleştiriliyor. Cihazın 1 saat çalıştırılması, erkekte bir ay kadar spermleri öldürerek sterilite sağlıyor.
VAZOKTEMİ ( ERKEKLERDE TÜPLERİN BAĞLANMASI)
Çiftlerin gebelikten korunmak için kullanabileceği kalıcı ve geri dönüşü olmayan bir yöntemdir. En etkili gebeliği önleyici yöntemlerden biridir. Artık daha fazla çocuk sahibi olmak istemeyen çiftler için uygundur. Eşin rızası gereklidir. Kanallar, sadece testisler (hayalar) ve meni kesesi arasında köprü görevi yaptığı için kanalların bağlanmasının boşalan sıvıda spermlerin olmamasından ve gebeliği engellenmesinden başka hiçbir etkisi yoktur.Kısa süren bir işlem ile her iki kanal bağlanır. Böylelikle, spermlerin kanallardan geçerek meni kesesine gelmesi engellenmiş olur. Kanallarının bağlanması, erkeğin hastanede yatmasını gerektirmeyen basit bir operasyondur. Ameliyattan sonra, yeri iyileşene kadar dikkat etmekten başka yapılması gereken hiçbir şey yoktur. Erkeğin sertleşmesini, boşalmasını, meninin miktarını, rengini, cinsel istekleri ve cinsel tatmini etkilemez. İlk 20 boşalmada meni içinde hala sperm olacağı için bu sürede başka bir yöntemle (prezervatif gibi) korunulması gerekir. Yirmi boşalım sonrası mutlaka vazektomi uygulanan klinikte sperm sayımı yaptırmak gerekmektedir. Başka çocuk isteyenler için uygun değildir. Geri dönüşü sağlayacak olan mikrocerrahide başarı şansı çok düşüktür; her yerde uygulanmaz ve pahalıdır. Nadir de olsa sperm kanalları kapatılmamış olabilir.
GERİ ÇEKME YÖNTEMİ
Halk arasında bu yöntem “çekilme, “dikkatli olma”, dışarı boşama” gibi pek çok isim verilmiştir. Cinsel ilişki sırasında, erkeğin cinsel organının boşalmadan (meninin gelmesi) önce vajenden çıkarılarak meninin vajen dışına boşaltılmasına dayanan bir yöntemdir. Başarı oranı %75’dir. Bu yöntemi kullanırken sıklıkla yapılan hata, spermlerin yalnızca ejakulasyon sıvısında (yani meni sıvısında) bulunduğunun sanılmasıdır. Halbuki ejakülasyon öncesi dönemde penisten dışarı salınan az miktardaki şeffaf ve kaygan sıvıda da spermler az miktarda da olsa bulunmaktadırlar. Bazı durumlarda bu az sayıda spermler bile gebeliği başlatmak için yeterli olabilmektedir. Gerçek bir birleşme olmaksızın da gebe kalmak mümkündür. Bu, oldukça düşük bir ihtimal olmasına karşın, özellikle vajinanın giriş kısmına yakın olan boşalmada, spermler ejakulasyon esnasında penisten belli bir hızla dışarı "fışkırma tarzı" atıldıklarından spermlerin bir kısmının vajinaya girmesi ve buradan genital kanalın içine doğru ilerleyerek gebeliği başlatması mümkündür.Bu yöntemle korunan çiftlerin 1/3’ünde gebelik görüldüğü bildirilmiştir. Ayrıca, kadında ve erkekte psikolojik sorunlara yol açabilir.
ERTESİ GÜN HAPI
Ertesi gün hapı doğum kontrol yöntemi değildir. Korumasız cinsel ilişkiden sonra, sürdürülmesi kesinlikle istenmeyen gebeliklerin, döllenmiş yumurtanın rahim yüzeyine yerleşmesinden önce önlenmesidir. Korunmadan girilen cinsel ilişki sonrasında olabilecek istenmeyen gebeliği, ilişkiden sonraki 72 saat içerisinde alacağınız “Ertesi gün hapı” ile önleyebilirsiniz. Reçete ile satılan bu hapların fazla beklenmeden alınması gereklidir. Çünkü haplar ne kadar erken alınırsa, etkisi o kadar fazla olur. “Ertesi gün hapı”, levonorgestrel hormonu (bir gestajen türü) içeren iki tabletten oluşur. Son derece etkili olan bu hapın neredeyse hiçbir yan etkisi yoktur.“Ertesi gün hapı” zamanında alındığında güvenilirlik oranı son derece yüksektir ve yaklaşık on vakanın dokuzunda istenmeyen gebeliği önler. “Ertesi gün hapı” ne kadar erken alınırsa, etkisi o kadar fazla olacaktır.“Ertesi gün hapı”, düzenli korunma yolu olarak kullanıma uygun değildir. Nedeni: Doğum kontrol hapı ve spiral gibi korunma yöntemlerinin etkisi daha fazladır, kısa süre içerisinde sık sık alındığı takdirde “ertesi gün hapı”nın etkisi azalmaktadır, uzun süreli kullanımda yan etkisi diğer doğum kontrol araçlarına oranla daha fazladır ve “ertesi gün hapı” diğer doğum kontrol araçlarından daha pahalıdır.
KADINDA TÜPLERİN BAĞLANMASI
Uterusun sağında ve solunda birer adet olmak üzere iki adet fallop tüpü bulunur.Yandaki resimde görülmektedir.Sterilizasyon, fallop tüplerinin geçirgenliğinin cerrahi yöntemlerle kalıcı olarak bozulması işlemidir. Tüplerin geçirgenliği yakma, bağlama ya da tüplerin etrafına halka takılması suretiyle bozulduğunda yumurta ile sperm hiçbir şekilde karşılaşamadığından gebelik ihtimali ortadan kalkar.Bu yöntem tüplerde ciddi hasar oluştuğundan tüplerin tekrar eski haline getirilmesi çok zordur.Sterilizasyon yöntemin koruyuculuk oranı %100'e yakın olmakla beraber uygulanan cerrahi işlemin niteliği (yakma veya bağlama gibi) ve bazı bireysel özellikler sebebiyle çok ender durumlarda gebelik oluşabilir. Koruma süresi ömür boyudur.Yeniden çocuk sahibi olmak istediğinde tekrar operasyon gerektirir. Tüplerin geçirgenliğinin tekrar sağlanması başarı şansları düşük ve maliyetleri yüksek operasyonlardır. Gelişmiş ülkelerde, üreme çağındaki çiftlerin yaklaşık %24'ü doğum kontrol yöntemi olarak cerrahi sterilizasyonu seçiyor. Güvenilirliği %99.8 olan tüplerin bağlanması yönteminin kadının cinsel yaşamına ve ruh sağlığına olumsuz hiçbir etkisi yok.
PREZERVATİF
Poliüretan veya latex prezervatif erkek cinsel organını kaplar ve spermi toplar. Bu sayede spermin kadın vajinasına girmesini önler. Olumlu YönleriGebeliği önlemede etkili bir yöntemdir. Doğru kullanıldığında, gebeliği %90-95 önler. Eğer beraberinde, spermisit denen krem, köpük, tablet şeklinde olan Erkek Döl Hücrelerini Öldüren Tablet ve fitiller kullanılırsa etkililiği %99’a çıkar.Erken boşalmayı önler.AIDS, bel soğukluğu, frengi gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı her iki cinsel eşi de korur.Kadınları rahim ağzı kanserine karşı korur.Olumsuz YönleriCinsel ilişkiyi kesintiye uğratırNasıl Kullanılır?Penis setleştikten sonra, vajene hiç temas etmeden takılır.Kondomun ucunda 1-2 cm. kadar bir boşluk bırakılır. Erkek boşaldığında, meni bu boşluğa dolar, Eğer boşluk bırakılmazsa, kondom yırtılabilir.Kondom sertleşme kaybolmadan çıkarılmalıdır.Çıkarıldıktan sonra, mutlaka delik veya sızıntı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise, hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. İlk 72 saatte başvurulursa, gebelik oluşmadan engellenebilir.Her kondom sadece bir kere kullanılır. Her cinsel ilişkide, yeni bir kondom kullanılmalıdır. Kondomlar sıcak ve nemli yerlerde saklanmamalıdır. Güneş ışığında bırakılmamalıdır. Bu durumlarda, yırtılma olasılığı artar. Bazen gözle görülemeyecek kadar küçük delikler oluşur. Bu da gebeliğe neden olur.Üzerindeki tarih, üretim tarihidir. Son kullanma tarihi, üretim tarihinden 5 yıl sonradır.Kondom kullanırken kayganlaştırmak için vazelin ve yağlı tablet ve fitiller kullanılmaması gerekir. Bunlar da kondomun yırtılmasına neden olabilir. Özel su bazlı tablet ve fitiller (KY jeli gibi) kullanılabilir.Kullanılmaması Gereken durumlarEğer kadın ya da erkeğin kauçuk alerjisi varsa kullanılmamalıdır. Bu çok nadir görülen bir durumdur.Normal kullanımda bir yılda 100 kadından 14'ü hamile kalmakta; hatasız kullanımda bir yılda 100 kadından 3'ü hamile kalmaktadır.
SPERM ÖLDÜRÜCÜLER
Poliüretan veya latex prezervatif erkek cinsel organını kaplar ve spermi toplar. Bu sayede spermin kadın vajinasına girmesini önler. Olumlu YönleriGebeliği önlemede etkili bir yöntemdir. Doğru kullanıldığında, gebeliği %90-95 önler. Eğer beraberinde, spermisit denen krem, köpük, tablet şeklinde olan Erkek Döl Hücrelerini Öldüren Tablet ve fitiller kullanılırsa etkililiği %99’a çıkar.Erken boşalmayı önler.AIDS, bel soğukluğu, frengi gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı her iki cinsel eşi de korur.Kadınları rahim ağzı kanserine karşı korur.Olumsuz YönleriCinsel ilişkiyi kesintiye uğratırNasıl Kullanılır?Penis setleştikten sonra, vajene hiç temas etmeden takılır.Kondomun ucunda 1-2 cm. kadar bir boşluk bırakılır. Erkek boşaldığında, meni bu boşluğa dolar, Eğer boşluk bırakılmazsa, kondom yırtılabilir.Kondom sertleşme kaybolmadan çıkarılmalıdır.Çıkarıldıktan sonra, mutlaka delik veya sızıntı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise, hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. İlk 72 saatte başvurulursa, gebelik oluşmadan engellenebilir.Her kondom sadece bir kere kullanılır. Her cinsel ilişkide, yeni bir kondom kullanılmalıdır. Kondomlar sıcak ve nemli yerlerde saklanmamalıdır. Güneş ışığında bırakılmamalıdır. Bu durumlarda, yırtılma olasılığı artar. Bazen gözle görülemeyecek kadar küçük delikler oluşur. Bu da gebeliğe neden olur.Üzerindeki tarih, üretim tarihidir. Son kullanma tarihi, üretim tarihinden 5 yıl sonradır.Kondom kullanırken kayganlaştırmak için vazelin ve yağlı tablet ve fitiller kullanılmaması gerekir. Bunlar da kondomun yırtılmasına neden olabilir. Özel su bazlı tablet ve fitiller (KY jeli gibi) kullanılabilir.Kullanılmaması Gereken durumlarEğer kadın ya da erkeğin kauçuk alerjisi varsa kullanılmamalıdır. Bu çok nadir görülen bir durumdur.Normal kullanımda bir yılda 100 kadından 14'ü hamile kalmakta; hatasız kullanımda bir yılda 100 kadından 3'ü hamile kalmaktadır

testis olmasa cinsel dürtü azaltma

Doğadan cinsel gücünüze düşman besinler...

1. Mısır gevreği

John Harvey Kellog, belki de en çok bilinen cinsel dürtüyü azaltan yiyeceğin mucidi. Ona göre seks ve mastürbasyon, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların kaynağıydı ve bu yüzden bu dürtülerin bastırılması gerekiyordu. Harvey Kellog da şekersiz ve etsiz bir sabah kahvaltısının cinsel isteği azaltıcı etkisi olacağını düşünerek mısır gevreğini icat etti.

2. Cin tonik

Toniğe tadını veren ‘kinin’ maddesinin, testosteron hormonunu düşürücü etkisi olduğu bilinmekte. Diğer taraftan alkolün fazla tüketiminin cinsel yaşama etkisi ise başka bir gerçek. İşte bu iki maddenin bir araya gelmesi, libidonuzun baş düşmanı cin toniği ortaya çıkarmakta.

3. Soya fasulyesi

Doğulu rahipler soyayı oldukça çok tüketirlerdi çünkü soya fasulyesinin cinsel dürtüleri azaltacağına inanırlardı. Bir başka bilinmesi faydalı olacak bilgiyse, en büyük soya fasulye üreticisi firmanın yine John Harvey Kellog tarafından kurulmuş olması.

4. Güherçile

Güherçile, potasyum nitratın halk arasında bilinen ismi ve barut yapımında en fazla kullanılan madde. Potasyum nitratın kas gevşetici ve saldırganlığı azaltıcı bir özelliği bulunması çoğu insanın onu anafrodizyak bir madde olarak bilmesine sebep oluyor.

5. Nane

Çok fazla nane tüketimi libidonuz için kötü olabilir. Mentol içeren nane testosteron oranın azalmasına ya da bilindiği gibi vücudun soğumasına sebep oluyor.

6. Kişniş

Doğulu din adamları cinsel dürtüleri yatıştırdığı inancıyla bol bol kişniş yerlerdi. Kişnişin tam aksi yönde etkileri olduğu da iddia ediliyor. Ama siz yine de çok fazla tüketmemeye özen gösterin.

7. Mısır unu krakeri (Graham cracker)

1820’lerde yaşayan Papaz Sylvester Graham kendince herkesin sekse neden bu kadar düşkün olduğunu sorguladı. Bu soruya bulduğu cevap da ‘et tüketimi’ oldu. Graham insanların et yemelerini azaltmak için böyle bir bisküvi üretmeye başladı.

8. Bamya

Bamya sakinleştici özelliği sebebiyle ruh haliniz için faydalı olabilir ama fiziksel etkileri için aynı şeyi söyleyemeyiz. Cinselliğinizi düşünüyorsanız bamyadan uzun durun.

9. Meyan kökü

Az miktarda tüketildiğinde bir yan etkisi görülmese de çok miktarda yenilen kara meyan kökü libidonuzun düşmesine neden olabilir. Neyse ki tadı hoş olmadığından fazla miktarda tüketmeniz pek mümkün değil.

10. Ton balığı

Bilimsel bir gerekçesi olmasa da ton balığının cinsel isteksizliğe neden olduğu düşünülüyor. Bunun nedeniyse tatsız-tutsuz olması ve kokusunun bizi cezbetmemesi olabilir.

Doğada cinsel gücü arttıran besinler işte bunlar...

1.Çilek

Lezzetli olduğu kadar cinsel yaşamda da etkili olan çilek neredeyse her derde deva olan meyvelerden. Afrodizyak etkisi bulunan çilek aynı zamanda cilde de iyi geliyor.

2.Bal

Bal içinde bulundurduğu boron minarelleriyle kadınlarda östrojen hormonunu dengeler. Buna ek olarak boron minarelinin erkeklerdeki testosteron hormonunuda dengelediği ve hem erkek hem de kadında cinsel içgüdüyü artırdığı kanıtlandı. Ayrıyeten, içerdiği vitamin B de testosteron hormonuna iyi geliyor.

3.İstiridye

İçerdiği çinko ile sperm ve cinsel dürtüyü artıran istiridyenin afrodiziyak etkisi de oldukça fazla.

4.Sarımsak

Kokusu ağır olmasına rağmen vücuttaki kan akışını hızlandıran sarımsak özellikle erkekler için çok iyi. Yemeklere biraz sarımsak katmanın bile yararı oldukça büyük.

5.İncir

En eski meyvelerden olan inciri, tarihte çoğu uygarlık kadın cinsel organına benzetirdi. İncildede adı geçen bu meyvenin yapraklarıyla Adem ve Havva mahrem yerlerini örtmüştüler. Kleopatra'nın en sevdiği meyve olan inciri eski Yunanlılar da aşkın ve bereketin sembolü olarak kabul ediyorlardı.

6.Çikolata

Saf kakao doğada bulunan en etkileyici afrodizyakların başında geliyor. Beyinde "Aşk kimyası" olarak bilinen PEA enzimi bakımından zengin olan çikolata, heyecan, cazibe ve mutluluğu artırıyor.

7.Fesleğen

Kokusuyla afrodiziyak etkisi yapan fesleğenin vücuda birçok yararları var. Makarna sosunuza fesleğenli bir sos yaptığınız takdirde kalbinizin ritmi hızlanacak!

8.Muz

Şekli cinsellikle bağdaştırılan muz, gerçek bir potasyum, magnezium ve vitamin B kaynağı. Bunun yanında, erkeklerin cinsel içgüdüsünü artıran minarellere ve enzimlerede sahip.

9.Avakado

Cinsellikle ilişkilendirmek için avokadonun sadece şekline bakmak yeterli. Eski Aztek uygarlığı avokadoya ağaçta çift halinde asılı durduğu için "testis ağacı" diyorlardı. Folik asit, vitamin B6 ve potasyum açısından zengin olan avokado bunun yanında bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor.

10.Badem

Eski zamanlardan beri doğurganlılıkla bağdaştırılan badem, ayrıca kokusuylada kadınlarda tutkuyu tetikliyor. Araştırmacılara göre ise, vitamin E, magnezyum ve liflerin bulunduğu bademi kadın erkek herkes tüketmeli.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

bir gecede sex sayısı

Kadın ve erkek ilişkisindeki en önemli şey; kadını kadın, erkeği erkek olarak kabul etmek ve karşı tarafın istek ve arzularına saygı duymaktır; çünkü daha bebeklikten itibaren farklı yetiştirilir ve farklı hissetmeye başlarız. Psikolog Eylem Ayancı: “Bir kadının, erkeğin nasıl düşündüğünü veya bir erkeğin, kadının niçin farklı davrandığını anlamasına imkan yoktur.” diyor.

Erkekler de kadınlar da birbirlerini oldukları gibi kabul etmeli, birbirlerinin yaşam tarzlarına ve duygusallıklarına saygı göstermelidir.

Uyumlu olan cinsel yaşamınız, hem sizin hem de eşinizin olaylara bakışını yumuşatarak toleransınızın artmasına sebep olacaktır. Evliliğinizde sağlıklı bir cinsel yaşam için kendi vücudunuzu ve eşinizin vücudunu tanımaya çalışmalısınız.

Cinsel ilişki, devam eden sağlıklı bir evliliğin en önemli bölümünü oluşturur. Psikolog Eylem Ayrancı: “Eşinizle karşılıklı olarak tatmin edici bir cinsel ilişki yaşayabilmeniz, cinselliğinizi rutin ve sıkıcı olmaktan kurtarabilmeniz için, emek harcamanız gerekir.”diyor ve bu anlamda cinselliğinize yenilikler katmanızın iyi bir fikir olabileceğini söylüyor:

• Çeşitli seks teknikleri öğrenmektense, eşinizin cinselliği hakkında daha fazla şey öğrenmeye çalışın.

• Evlilikteki diğer sorunlarda olduğu gibi tatmin edici sağlıklı bir cinsel ilişki de karşılıklı iletişime bağlıdır.

• İlişkinizde karşılaştığınız sorunları bekletmeden, ertelemeden çözmeye çalışın ki dönüşümlü olarak cinsel ilişkiniz de etkilenmesin.

• Seks hayatınızı eşinizle konuşmaktan korkmayın.

• Sevdiklerinizi, sevmediklerinizi, isteklerinizi, duygularınızı, fantezilerinizi eşinizle paylaşın ve birlikte öğrenin.

Seks yapmak için en iyi 6 neden
Sevdiğiniz insanla yaşayacağınız iyi bir sevişme, vücudunuz ve ruhunuz için sihirli bir iksirdir adeta, çünkü;

• Stres hormonu oranında düşme olur. Bu da tansiyonunuzu olumlu yönde etkiler. Uzun vadede kalp krizi ve felç riskinizi düşürmüş olur.

• Sevişme sırasındaki ritmik hareketler, kemik ve kas yapınıza iyi gelir.

• Seksten sonra rahat bir uyku uyursunuz.

• Her sevişmede yaklaşık 200 kalori harcarsınız.

• Düzenli bir seks hayatı, baş ağrısı, adet sancısı ve migrene iyi gelir.

• Sevişirken kalp, damarlara daha fazla oksijen pompalar. Bu oksijen, teninizin daha canlı ve ışıltılı görünmesini sağlar.

Sekste çekingenlik
Cinsel yaşamda utangaçlığa yer yoktur. Aşırı utangaçlığınız ve belirli şekilde açığa vurduğunuz çekingenliğiniz, yalnızca çekiciliğinizi azaltmakla kalmaz, eşinizin de keyfini kaçırıp, onu cinsellikten soğutabilir.

Seks oyunlarından utanmayın
Zamanla kaybolan heyecanlarınızı yeniden kazanarak hayatınızı renklendirebilirsiniz. Tekdüze giden seks hayatınızı renklendirmek sizin elinizde. Bunun için farklı şeyler denemelisiniz. Nasıl mı? İşte size hem partnerinizi hem de sizi mutlu edecek öneriler:

Beklenmeyeni yapın
İlişkinizdeki monotonluğu ortadan kaldıracak tek şey şaşırtıcı bir şeyler yapmaktır. Küçük sürprizler, şaşırtıcı dokunuşlar...

Eşinizle birlikte güzel bir gece geçirme planları yaparken bazı detayları da sakın ihmal etmeyin. Yakılan bir kaç mum, odaya yayılan hoş bir koku ve hafifçe çalan romantik bir müzik, romantizmin doruğa ulaşmasında en büyük yardımcılarınız olacaktır. Böylece partnerinizi baştan çıkarmanız da çok kolaylaşacak.

Rahat ama seksi giyinin
Kendinizi seksi hissetmeniz için öncelikle rahat olmanız gerekir. Eğer vücudunuzun herhangi bir bölümüyle ilgili rahatsızlık duyuyorsanız, uygun iç çamaşırlarıyla bu kusuru kolaylıkla saklayabilirsiniz. Güven, afrodizyak gibidir ve yatak odasında ne kadar iyi görünürseniz, o kadar güzel bir gece geçirirsiniz.

Hoş sözler fısıldayın
Seks hayatınızda yeni bir adım atmak istiyorsanız eşinizi memnun etmek için zaman harcayın. İlişki sırasında eşinizin kulağına hoş sözler fısıldayın.

Sadece kendi isteklerinize yoğunlaşın
Ona ne istediğinizi söyleyin. İster inanın ister inanmayın ama erkekler, sizi neyin harekete geçirdiğini bilmek ister, hatta buna önem verirler. Sizi memnun etmekten gurur duyarlar. Asıl önemli olanın, ikinizin de mutluluğu olduğunu unutmayın ve bunun için çaba sarf edin.

Yeni bir yer deneyin
Mekan değişikliği yaparak seks hayatınıza biraz yenilik ve heyecan katabilirsiniz. Bir otel odası kiralayın, başka bir odayı deneyin ya da hiç akla gelmeyecek yerler seçin... Unutmayın seçeneklerin sonu yoktur.

Duygularınızı saklamayın
Kendinizi ve duygularınızı açığa vurmaktan sakın korkmayın ve bu konuda mümkün olduğunca kendinizi özgür hissedin. Nasıl hissettiğinizi dile getirin ve hoşlandığınız şeyleri yapmaktan asla çekinmeyin.

Konuşmadan harekete geçin
Sessizlik kimi zaman heyecanlandırıcı olabilir. Bu fikir, özellikle partneriniz eve geldiği anda, hiç konuşmadan onu çekip birlikte olduğunuz zaman işe yarayabilir.

Buz ya da filmler işinize yarayabilir
Yeni bir şeyler denemeye ne dersiniz? İlişkiniz zaten mükemmelse yeni bir şey denemek onu daha da değerli kılacaktır. Göz bağı, filmler, buz, oyuncaklar... Bu arada isterseniz sadece kendiniz hayal edin ya da partnerinizle paylaşın ama fantezileri de sakın yabana atmayın. Asıl önemlisi yaratıcı olmak.

Her dokunuş önemlidir
Seksten aldığınız keyfi artırmak istiyorsanız yeni pozisyonlar denemelisiniz. Bu, tabii ki alıştığınız ve hoşunuza gidenleri unutmanız anlamına gelmiyor ama denemekten de korkmayın. Böylece rutinden kurtulmuş olacaksınız. Aldığınız zevki görünce emin olun siz de çok şaşıracaksınız.

Dikkat edilmesi gerekenler

• Cinsel ilişkiden önce tüm kızgınlıklarınızı unutun; sakinleşin. Siz rahatlarsanız eşiniz de rahatlayacaktır.

• Ön sevişme, siz birbirinize dokunmadan önce başlar. Tatlı konuşmalar, yumuşak yastıklar, dinlendirici bir müzik her ikinizin de enerjisini artırır.

• Yemek yedikten sonra sevişmeyin! Vücut enerjisinin başka bir rakibi olmamalı. Dolu mideyle cinsel ilişki, spermi azaltır ve hazımsızlığa neden olur. Sevişmeden önce soğuk içeceklerden, dondurmadan ya da buzdan kaçının. Aksi takdirde vücut bunları ısıtmaya çalışarak cinsel enerjinizi de harcar.

• Yorgun, aç ve kızgınken cinsel ilişkiden kaçının. Harcadığınız enerji dengesizliğe neden olabilir.

• Sevişmeden yarım saat önce tuvalet ihtiyaçlarınızı giderin. Dolu idrar torbasıyla cinsel ilişkiye girmek sıkıntı vericidir.

• Aşırı soğuk ya da aşırı sıcak havalarda sevişmeniz, elektromanyetik alanda dengesizliğe yol açabilir.

• Sevişmeden önce ve sonra çok çalışmayın. Kaslar gevşediğinden enerji toparlamak zorlaşır.

• Cinselliği teşvik edici ek bir ilaç ya da madde kullanmayın. Kendi silahlarınızı kullanın.

• Vajinaya çok güçlü yüklenmeyin. Bu, beraberinde bitkinlik, vajinada duygusuzluk ve ağrı getirebilir.

• En iyi sevişme zamanı bahardır. Spermin en fazla olduğu dönemdir.

• Mekanik seksten kaçının. Cinsel ilişkiniz bir şölen olmalıdır. Kadının mastürbasyon aracı olarak kullanılması, cinsel enerjinizin geri dönüşümünü engeller.

• Hareketlerinizi planlamaktan kaçının. Sürpriz ve doğaçlama olmasına fırsat verin.