29 Ağustos 2010 Pazar

eşimle beraber boşalamıyorum

Soru:

Merhaba Haydar Dümen hocam, 27 yaşında ve iki yıllık evli bir bayanım.Eşimin penis boyu da normalin biraz üzerinde.Birlikte olduğumuzda çok zevk alıyorum ama onunla birlikte boşalamıyorum.Ben sadece masturbasyonla kendi kendime ya da eşimin eliyle dokunmasıyla boşalabiliyorum.Bunun nedeni alışkanlık mıdır yoksa ciddi bi problem midir? Bunu yenmek için uzun bi süre masturbasyon yapmamayı hiç boşalmamayı da denedm ama sonuç değişmedi.yardımcı olursanız çok sevinirim.

Yukarıdaki soru sitemizdeki Haydar Dümen Defne kullanıcısından gelmiştir, konu hakkında bilgisi olanlar, başından böyle birşey geçmiş olanlar Haydar Dümen Defne kullanıcısının yazısına cevap verebilir.

Yorumlar:
Mrblar Eşinizle İlişkiye Girdiğinizde Boşalmıyorsanızsa Eliyle Vajinanıza Deydiğinde Boşalıyorsanızsa Veya Mastürbasyon YOntemiyLe Tek Boşalıyorsanızsa Benım Düşüncem Piskolojik ßir Sorundur.oRNek Varikosel Ameliyatı oLDUM Kafama Cok TAKINTI yAPIYOrdum Kısırlık Takıntısı Oldugundan Korkutugundan Dolayı İlişkiye Girdiğinde Fazla Boşalmıyordum Hastaneye Gittiğimde Doktorlar Piskolojik Diyorlardı Neden Kısırlık Korkusu Vardı Ama BU Zaman Gittikçe Boşalma Daha Fazla Oldu.

26 Ağustos 2010 Perşembe

gögüslerin sekse etkisi

http://www.womenshealth.com.tr/images/uploadedImages/standart/906.jpg


Acaba, seks yapmak göğüsleri sarkıtır mı ve büyütür mü? Cevabınızı bekliyorum teşekkürler.

Doktorun Cevabı:

İnsanoğlu 2 ayağının üzerine kalktığından bu yana yerçekimine karşı meydan okumakta. Seks yapmak sanıldığı gibi göğüsleri sarkıtmaz ve büyütmez, gebelikler ve yaşamla birlikte büyüme ve sarkma meydana gelebilir. Bu tavsiyeler, genel bilgilerdir. Fakat unutmayınız ki, özel rahatsızlığınız için en iyi tavsiye, şikâyetlerinizi dinleyen ve sizi muayene eden doktorunuzun tavsiyesidir.

prezervatif kullanıp hamile kalınırmı

Poliüretan veya latex prezervatif erkek cinsel organını kaplar ve spermi toplar Bu sayede spermin kadın vajinasına girmesini önler.

Olumlu Yönleri

Gebeliği önlemede etkili bir yöntemdir. Doğru kullanıldığında, gebeliği %90-95 önler. Eğer beraberinde, spermisit denen krem, köpük, tablet şeklinde olan Erkek Döl Hücrelerini Öldüren Tablet ve fitiller kullanılırsa etkililiği %99’a çıkar.
Erken boşalmayı önler.
AIDS, bel soğukluğu, frengi gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı her iki cinsel eşi de korur.
Kadınları rahim ağzı kanserine karşı korur.
Olumsuz Yönleri
Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratır
Nasıl Kullanılır?
Penis setleştikten sonra, vajene hiç temas etmeden takılır.
Kondomun ucunda 1-2 cm. kadar bir boşluk bırakılır. Erkek boşaldığında, meni bu boşluğa dolar, Eğer boşluk bırakılmazsa, kondom yırtılabilir.
Kondom sertleşme kaybolmadan çıkarılmalıdır.
Çıkarıldıktan sonra, mutlaka delik veya sızıntı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise, hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. İlk 72 saatte başvurulursa, gebelik oluşmadan engellenebilir.
Her kondom sadece bir kere kullanılır. Her cinsel ilişkide, yeni bir kondom kullanılmalıdır.
Kondomlar sıcak ve nemli yerlerde saklanmamalıdır. Güneş ışığında bırakılmamalıdır. Bu durumlarda, yırtılma olasılığı artar. Bazen gözle görülemeyecek kadar küçük delikler oluşur. Bu da gebeliğe neden olur.
Üzerindeki tarih, üretim tarihidir. Son kullanma tarihi, üretim tarihinden 5 yıl sonradır.
Kondom kullanırken kayganlaştırmak için vazelin ve yağlı tablet ve fitiller kullanılmaması gerekir. Bunlar da kondomun yırtılmasına neden olabilir. Özel su bazlı tablet ve fitiller (KY jeli gibi) kullanılabilir.
Kullanılmaması Gereken durumlar
Eğer kadın ya da erkeğin kauçuk alerjisi varsa kullanılmamalıdır. Bu çok nadir görülen bir durumdur.Normal kullanımda bir yılda 100 kadından 14′ü hamile kalmakta; hatasız kullanımda bir yılda 100 kadından 3′ü hamile kalmaktadır.

HEPİNİZE SAĞLIKLI YAŞAM DİLERİZ.

KAYNAK:www.gebelikbelirtileri.com

prezervatifle sekste zevk alamıyorum

http://cinsellik.meleklermekani.com/wp-content/themes/redcarpet/scripts/phpThumb/phpThumb.php?src=/wp-content/uploads/prezervatif3.jpg&w=150&h=113&zc=T&q=95


Diğer adı KONDOM, KORUYUCU KILIF ve KAPUT’tur.
Kılıf şeklinde olup, cinsel ilişki sırasında penise geçirilerek kullanılır.
Çoğu, kayganlaştırıcı sürülü halde ambalajlanmış olarak eczanelerde ve süpermarketlerde satılmaktadır.
Cinsel ilişkide bulunan kişilerden birisi HIV veya cinsel yolla bulaşan bir hastalık etkeni taşıyorsa, prezervatif kullanımı ile diğer kişiye hastalık bulaşması önlenmiş olur.
Cinsel ilişki ile HIV’in bulaşmasının önlenmesinde prezervatif tek önlemdir.
Her tür cinsel ilişkide kullanılabilir.
Sperm hücrelerinin dışarıya çıkmasını engellediği için gebeliği önlemek amacıyla da kullanılır.
Prezervatif dışındaki diğer gebelik önleyici yöntemler HIV’in bulaşmasını engelleyemezler.
Prezervatifler konusunda bilinmesi gereken bazı küçük fakat önemli husular vardır.

Bunlar:

— İyi kalite ve latex prezervatif alın.

—Prezervatifi ilişkiye başlamadan kullanın.

—Prezervatifin ucunda meninin akabileceği kadar yaklaşık 1/2 inch (yaklaşık 1.3 cm) boşluk bırakın.

—Kayganlaştırıcı olarak yağsız maddeler kullanın.

—Hiçbir zaman vazelin gibi yağlı maddeleri kayganlaştırıcı olarak kullanmayın.Yağ bazlı maddeler, prezervatif yüzeyinin incelmesine yada delinmesine neden olabilir.

—Ereksiyondan sonra prezervatifi tepesinden tutun ve çıkartın.

—Prezervatifi çıkarttıktan sonra plastik torbasına koyun ve güvenli bir şekilde çöpe atın.

—Bütün Prezervatifler Aynı Değildir. Labaratuvar çalışmaları Latex prezervatiflerin AIDS virüsünün bulaşmasını engellediğini göstermektedir.Fakat kuzu bağırsağından yapılan doğal prezervatifler aynı korumayı sağlıyamamaktadır.Bunun sebebide doğal prezervatiflerin gözeneklerinin virüsün geçmesine izin verecek kadar büyük olmasıdır.Latex prezervatiflerle virüsün prezervatif yüzeyinden geçmesi mümkün değildir.

—Son Kullanma Tarihini Mutlaka Kontrol Edin.

—Süt ve yoğurt gibi prezervatiflerde kısa sürede bozulabilir.Çok fazla beklemiş bir prezervatif kurur ve kaygan yapısını kaybeder buda prezervatifin kolayca deforme olmasına neden olur.

—Aynı şekilde prezervatifin sıcak yerlerde bulunmasıda bozulmasına neden olur.

—Prezervatif kutularının üzerinde son kullanma tarihi bulunmaktadır.Prezervatifin üretim tarihiyle son kullanma tarihi hiçbir zaman karıştırılmamalıdır.Eskimiş prezervatiflerin kullanılması kişiye hiçbir koruma sağlamıyacaktır.Bu nedenle hiçbir zaman son kullanma tarihi geçen prezervatifler kullanılmamalıdır. Kayganlaştırıcı Maddeler Su bazlı kayganlaştırıcıların cinsel birleşme esnasında kullanılmasında bir sakınca yoktur. Fakat prezervatifin incelmesine yada delinmesine neden olacak yağlı maddeler kullanılmamalıdır.

—Prezervatiflerin üzerindeki Notları Mutlaka Okuyun.

—Etkili koruma sağlamak için, prezervatifler belirtilene uygun şekilde kullanılmamalıdır. Prezervatiflerin kullanılması çok kolay olsada izlenmesi gereken bazı kurallar vardır, bu kurallar genellikle prezervatif kutuları üzerinde yazılı bulunmaktadır. Bir

—Kullanım Yeterli Prezervatifleri hiçbir zaman ikinci kez kullanmayın.

—Kullandığınız prezervatifleri atın ve cinsel birleşmeye gireceğiniz her zaman yeni bir prezervatif kullanın.

—AIDS’e karşı korumanın en etkili yolu cinsel birleşme sırasında prezervatif kullanmaktır. Prezervatiflerin delinme yada patlama olasılığı %2′dir; buda ancak üretim hatalarından kaynaklanabilir.Fakat bireylerin prezervatifi uygun bir şekilde kullanmaması bu oranı bir miktar daha

kocam boşalamıyor

Merhaba,
1 yıl önce eşimle birbirimizi severek evlendik. Eşim 35, ben 33 yaşındayım. eşimle ayda 1-2 defa ilişkiye giriyoruz. onda da kendini zorladığını düşünüyorum. ilişkiye girdiğimizde de çoğu zaman boşalamıyor. ikimizde çocuk istiyoruz. eşimle konuşuyoruz fakat boşalamamanın onda ilişki isteğini azalttığını söylüyor. Sebebi ne olabilir? İkimizde durumumuzun normal olmadığının farkındayız. Sadece beni düşündüğü için zorlanarak ilişkiye girdiğini hissediyorum. Ayrıca eşim behçet hastası, şu an Cellcept (500 mg) ve colchicum-dispert (15.6 mg) isminde 2 ilaç kullanıyor. Bunların etkisi olabilir mi? Ne önerirsiniz? Teşekkür ederim.


Öncelikle geçmiş olsun

BU ilaçlarını etkisinin olup olmadığını doktorunuza sorun. Etkisi olabilir. Ama bana kalırsa kocanızda stres var. Stres giderici bir ilaç fayda verebilir.

Allah’tan sağlık, şifa ve afiyetler dilerim.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

yaşlılıkta cinsel degişiklikler

Günümüzde çiftler daha uzun ve daha sağlıklı yaşam sürelerine sahipler. Bu gelişmenin sonucu olarak bir çok yaşlı çift cinsellikten mutlu olmaya devam ediyor.
Yaşlanma süreci bir çok fiziksel değişiklikleri birlikte getirir. Bunların bir kısmı doğal olarak cinselliğe de yansır. Ancak cinsellik cinsel organlara odaklanmanın ötesinde bir kavramdır. Genellikle yaşlı çiftler birbirlerini uyaracak yeni yollar bulurlar. Örnek olarak: erotik kitaplar ve videolar. Yaşlı insanlardaki cinsel iletişimler ancak çiftlerin cinsel arzularının fantezilerinin ve denemelerinin içtenlikle birbirleri ile tartışılması ile sağlanabilir. Bir kadının kendisinin cinselliğini algılaması menopozdan sonra kaybettiği üreme kabiliyeti ile de bağımlı olabilir. Menopoz sırasında kadınlar cinsel fonksiyonlarında değişime neden olacak çok değişik durumlarla karşılaşabilirler. Kadınlık hormonu olan estrojen düzeylerindeki düşüş, istek ve uyarılmadaki değişikliklerin bir kısmına bağlanabilir.Vajina duvarındaki incelme ve elastikiyetini kaybetme, özellikle yaşlı kadınlarda lubrikasyon değişikliklerine neden olur. Uygun uyarılma olmadan cinsel ilişki denemeleri böyle bir durumda ağrıya neden olur. Vajen bölgesi ve göğüsler dokunmaya daha az duyarlı hale gelir ve orgazm süresi uzar.
Yaşlanma bir çok fiziksel değişikliği birlikte getirebilir. Yaşlanma ile sıkça görülen kalp damar hastalığı, diabet gibi metabolik hastalıklarla, sinir sistemi hastalıkları kullanılan ilaçlar, cinsel fonksiyonu olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla birlikte yaşlılıkta cinsellik organlara odaklanmanın ötesinde bir kavramdır.

menopoza girince seks hayatı

http://img.blogcu.com/uploads/geyikmen_dogri.jpg


Menopozda Cinsel Yaşam

Menopozla birlikte cinselliğe ilgi azalması olacağı düşünülse de bu olay daha çok menopozla birlikte oluşan psikolojik faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Kadın, menopozla birlikte vücut imajının kaybolacağının ve kadınlık fonksiyonlarının sona ereceğinin kaygılarını duyar. Bu şekilde artık cinsel çekiciliğinin kalmadığını düşünen kadın cinselliğe olan ilgisini de kaybedebilir.

Gerçekte menopozla değişen olaylar düşünüldüğü gibi değildir. Menopoz yaşlanmanın başlangıcı olmadığı gibi kadınlığın sonu da değildir. Bu olayların bilincinde olunduktan sonra menopozda cinsellik daha özgürce "gebelik riski de olmaksızın" yaşanabilir.

İ�erleyen menopoz yıllarında eğer hormon tedavisi alınmıyorsa cinsel organlarda yaşlanmaya bağlı "atrofik değişiklikler" meydana gelebilir. Bu değişiklikler sonucunda vaginada kuruma, vagen mukozasında incelme ve buna bağlı olarak ilişki sırasında ağrı ve kanama yakınmaları olabilir.

Uygulanan sistemik veya lokal hormon replasman tedavileri urogenital sistemdeki bu atrofik değişiklikleri gidererek iyileşme durumu sağlayabilecektir.

Yine bu ağrılı cinsel ilişki de kadını cinsel ilişkiden soğutabilir. Ancak bu tür şikayetlerin kolaylıkla tedavi edilebileceğini bilmek, bu tür yakınmaları gereksiz yere çekmemek için önemli olacaktır.
Cinsel isteğin azalmasına bu yaşta ortaya çıkan bazı hastalıklar sonucu olabileceği gibi kullanılan bazı ilaçlarda cinsel isteksizlik yapabilir.

Yaşlanma ve menapoz sonucu en sık karşılaşılan cinsel yakınmalar; istekte azalma, ağrılı cinsel birleşme (disparuni), cinsel cevabın azalması, vajinal ıslanmanın azalması, orgazma ulaşmada zorluk (anorgazmi) ve genital duyarlığın azalması şeklinde özetlenebilir.

Islanmanın azalması ve duyarlığın bozulması östrojen düzeylerinin düşüklüğü ile ilişkilidir. Testosteron düzeylerinin düşük olması ise cinsel uyarılma, genital duyarlık, libido ve orgazmdaki azalmaya sebep olmaktadır.

Menopozda cinsel yaşamı yeniden canlandırmak ve cinsel isteği arttırmak amaçlarıyla bazı tedaviler uygulanabilir. Bunlar;

- Öcelikle altta yatan kronikleşmiş hastalıklar varsa bunların kontrol altına alınması ve tedavisi gereklidir.

- Psikolojik destek tedavileri verilebilir.

- Vajende kuruluk ve çatlama gibi şikayetleri gidermek için lokal (krem, fitiller) veya sistemik (oral) ilaç tedavileri uygulanabilir.

- Libido (cinsel enerji) güçlendirici bir takım ilaçlar uygulanabilir. Bu ilaçlar genital bölge kanlanmasını arttırarak cinsel isteği arttırabilirler.

Özellikle bir hekim kontrolünde "Testosteron" hormonu replasmanı yapılarak cinsel arzu ve istekler arttırılabilir.

kocamla sevişmiyoruz

http://i.ensonhaber.com/news/207178.jpg

Evliler ama sevişmiyorlar, neden?



Giderek daha fazla sayıda çift, evliliklerin de cinselliğin yok olması nedeniyle
evlilik terapistlerinin kapısını çalıyor: “Biz birbirimizi hala seviyoruz ama aylardır sevişmiyoruz. Üstelik sevişmeye niyetimiz de yok. Bu bir sorun mu, sorunsa
çözebilir miyiz?” Uzmanlara göre, üç-beş yıldır evli olan çiftlerin çoğu buna benzer sorunlar yaşıyor. Konuyu, Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Genel Sekreteri psikiyatr Cem İncesu ile konuştuk. “Evli çiftlerin yüzde 15-20’si bu durumda. Yani her beş çiftten biri, sekssiz evlilik sürdürüyor. Bu önemli bir sorun ve giderek artıyor” diyen İncesu, evlilikte seksi öldüren nedenleri anlattı...

EVLİLER AMA SEVİŞMİYORLAR, NEDEN?

1 CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI ETKİLİYOR
Her üç kişiden birinde cinsel işlev bozukluğu var. Bu bozukluklar, cinsel isteksizliğe ve çiftin cinsellikten kopmasına neden oluyor. Devamında aseksüel evlilikler yaşanıyor. Çiftlerin bu soruna en yaygın tepkisi, inkar etmek. Zamana bırakıyor, konuşmuyor, kendiliğinden çözülmesini bekliyorlar. Süreç içinde sorun devam ediyor. Keylifli bir şey olan cinsellik, gerginliğe dönüşüyor.
2 ŞEHİR YAŞAMINDAKİ SORUNLAR YORUYOR
Özellikle kentlerdeki yaşam biçimi insanların zamanını çalıyor. Sadece stres değil, geç saatlerde eve gelmek, evde birbirine zaman ayıramamak uzaklaştırıyor insanları. Ve seks yapmak çok gerilerde kalıyor. Kimsenin cinselliği yaşamaya motivasyonu olmuyor.
3 İLAÇLAR CİNSEL YAN ETKİ DE YAPIYOR
Dünyada ilaç kullanımı çok yaygınlaştı. Tansiyon, kolesterol, diyabet ilaçları ve antideprasanlar artık orta yaştaki insanlar tarafından yoğun kullanılıyor. Bu ilaçların büyük bölümü cinsel yan etki yapıyor. Bize geldiklerinde bunu da değerlendiriyoruz. Bazı kişilerde ilaçları kesince sorun çözülüyor. Bazen bir tek ilacı değiştirmek mucizevi etki gösteriyor.
4 ÇOCUK OLUNCA ROLLER DEĞİŞİYOR
Çocukların dünyaya gelmesiyle birlikte aile içinde dinamikler değişiyor. Emzirme döneminde prolaktin hormonu artıyor, bu da kadını cinsellikten uzaklaştırıyor. Kadının sevgili rolü, anneliğe dönüşüyor. Hayatını çocuğa odaklaması da cinsel yaşamı etkiliyor. Çiftler artık birbirini sevgili olarak görmüyorlar.
5 BASTIRILAN ÖFKE CİNSELLİKTEN KOPARIYOR
İlişkinin iyi gitmemesi, iletişim sorunları, duygusal uzaklaşma, karşılıklı ilginin azalması ve bunların sonucunda bastırılmış öfke, cinselliği öldüren en önemli etkenlerden. Çatışmalar konusunda bir profesyonelden yardım alınmalı. Bir sürü gözardı edilen problem öfkeye neden olabiliyor. Öfke zamanında iyi ifade
edilmezse sorun çok büyüyor. Kadınlar öfkelerini ifade edemedikleri için genellikle bastırıyorlar ve cinselikten kopuyorlar.
6 MUHAFAZAKAR YAPIDA EŞ, HAYAT ARKADAŞI
Ailenin aseksüel bir ünite gibi algılanması, kutsal aile kavramının abartılması ister istemez aseksüel yapıyı çağrıştırıyor. Bizim gibi toplumlarda eş, bazen yalnızca bir hayat arkadaşı olarak görülüyor ve cinsel boyutundan soyutlanıyor. Batı toplumlarında menopoz problemli bir dönemdir. Ama bizde kadın “Oh be kurtuldum” diyor, çünkü cinselliği ödev olarak görüyor ve yaşamak istemiyor.
7 PORNO BAĞIMLILIĞI SEKSTEN SOĞUTUYOR
Porno bağımlılığı özellikle şehirlerde hızla artıyor. Kadın erkek ayrımı yok ama erkekte çok daha fazla görülüyor. Eğitimli, kariyer sahibi pek çok kişide var. Daha çok orta yaşlarda çıkıyor. Bu kişiler, akşamları internetin başında zaman geçiriyor. Pornografiyle haşır neşir olma, farklı fantezilere yönelme, çiftleri birbirinden soğutuyor. İnsanlar saatlerce pornografiyle zaman geçirip, mastürbasyon yapıyor. Erkekler “İnternette yaşadığım fantezileri bana eşim veremez” diyorlar artık. Bir kadının bu fantezileri tek başına karşılaması gerçekten de imkansız.
8 UZUN EVLİLİKTE ŞEHVET AZALIYOR
Evlilikte yıllar geçtikçe cinsellik frekansı azalıyor. Herkeste mutlaka böyle olmaz ama, yıllar içinde partnerlerin çekiciliği azalıyor. Sıradanlaşma başlıyor. Aynı partner, aynı ses, aynı koku ve görüntü, aynı tercihler... Sürekli aynı şeyin
yaşanması kanıksamayı getiriyor, gizem kalmıyor. Bunun sonucunda şehvet duygusu azalıyor. Aşkın aktivasyonu iki, üç yılla sınırlı olduğu için heyecan bitiyor.
YENİ NESİL KADIN YATAKTA ERKEĞİ KORKUTUYOR MU?
Kesinlikle evet. Yeni nesil kadın, metropollerde yaşayan kadınları işaret ediyor. Onlar bir çok yönleriyle erkekleri etkiliyorlar. Bu durumun ciddi boyutları var. Değişen kadın profili erkeklerin cinselliğini de etkiliyor, çünkü bu kadınların
beklentileri her anlamda çok yüksek. Kendilerine güveniyorlar, kaliteli bir yaşam arzuluyorlar. İkili ilişkilerden, erkeklerden beklentileri de yüksek. Partnerleri de ister istemez performans kaygısı yaşıyor; iyi bir iş ve kariyer
sahibi olmayı istiyorlar. Üstelik bu durum uzun bir süreci kapsıyor. Dolayısıyla erkekleri her anlamda zorluyor ve yoruyor. Özgüveni yüksek yeni nesil kadınlar, erkekleri cinsel anlamda da etkiliyor. Bu da bazen uzaklaşmaya yol açıyor.

İSTEKSİZLİK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKIYOR?
Aslında evlilikte bir çatışma varsa ve evlilik üzerinden belirli bir zaman geçmişse bu cinsel yaşama yansıyor. Aseksüel evlilik derken, yılda dört kereden az birlikte olmaktan söz ediyoruz. Peki bu duruma nasıl geliyor evlilikler? Aslında bu birçok faktörün etkilediği bir durum. Kadın ya da erkek fark etmez; orgazm sorunlarına, erken boşalma ve ereksiyon porblemlerine bakıyoruz biz.

EŞİNİ YILLAR SONRA YENİDEN KEŞFETMEK MÜMKÜN MÜ?
Mümkün. Sorunlu geçen dönemlerden sonra yenilenen ve heyecanlı giden ilişkiler var, ama bunların oranları yüksek değil.

SEKS YAPMAYAN ÇİFTLER NEDEN BOŞANMIYORLAR?
Çünkü evlilik kurumunun getirdiği bağlayıcılıklar var. İnsanlar yalnızca cinsellik
için evlenmiyorlar. Evlilik, toplumun oluşturduğu bir yapı. Bunun sürekliliğini
sağlayan etkenler var; çocuk, ekonomik ihtiyaçlar, ebeveynlerin durumu, aile baskısı gibi... Bütün bu etkenlerin dışında; bekar olmak, yalnız kalmak, yalnızlık bir kadın ya da erkek olarak hayatı göğüslemek zor. İnsanlar riske girmek istemiyorlar. Cesaretleri yok. Hayata hedonizm olarak bakıyorsanız, cinsellik ve aşk önem taşır. Ama hayat bundan ibaret değil.


HALE T. (38, Reklamcı)
Dört ayda bir sevişmek şans
Eşimle seks hayatımız evlenmeden önce başlamıştı. O zamanlar durum fena değildi, en azından birbirimizi istiyorduk, ama her zaman sevişme şansımız olmuyordu. İlk evliliğinden bir çocuğu vardı, onunla ilgilenmesi gerektiği için bize zaman kalmıyordu. Evlenince her şey düzelir diye düşünüyordum. Balayından döndüğümüz gün çocuğu bizim evdeydi. Ben daha eve alışamamışken, çocuk bakmaya, yemek pişirmeye başladım. Dört yıldır evliyiz. Parasızlık, başka ihtiyaçlar derken; erteledik, ertelendik. O zamanlarda bile iki, üç ay hiç seks yapmadığımız oldu. Şimdi dört ayda bir sevişirsek, kendimi şanslı hissediyorum.

HARUN C. (49, Muhasebeci)
Dokunmak istemiyorum
Görücü usulüyle evlendik. Birbirimizden hoşlanmıştık ama alışmamız zaman almıştı. Ona karşı hep heyecan duyuyordum. İkinci çocuğumuzdan sonra ekonomik sıkıntı yaşadık, bana çok kaba davrandı. Durumumu anlamadığı gibi ailesine de açıkladı. Bu beni çok kırdı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Dört yıl boyunca hiç yokluk yaşatmamıştım ama karım ilk sorunda bunu herkese duyurmuştu. Üstü kapalı olarak “Para kazanmalısın, yoksa giderim” demişti.
O günden sonra düzelemedim. Tepkimi istediğim gibi gösteremedim. Karım bana başka biri gibi görünmeye başladı. Ona dokunmak bile istemiyorum artık. Ama o bunların farkında değil; Kendisini beğenmediğimi düşünüyor.

ÜLKER B. (44, Müzisyen)
Dokunmadan yatağa giriyor
11 yıllık kocam, iki yıldır çok değişti. Eskiden de bazen bana küstüğünde
yaklaşmazdı, ama bu kadar olmamıştı. Giderek benden uzaklaştı. Arada bir sevişiyorduk ama duygusuz oluyordu. Ön sevişme yapmadan sekse başlıyor
ve bitiriyordu. Seks için verdiğimiz aralar giderek uzamaya başladı. Artık gece
saat 12 olduğunda benimle yatmaya gelmiyor; salonun kapısını kapatıp porno seyrediyor, mastürbasyon yapıyor. Sesini duyuyorum, sesimi çıkarmıyorum. Gecenin bir yarısı bana dokunmadan yatağa giriyor. Kocamla en son üç ay önce seks yaptık. Ön sevişmesiz. Beş dakika sürdü. Böyle seksi istemiyorum, tecavüzden farksız.

SERAP H. (35, Kuaför)
Altı ayda bir seks yapıyoruz
Birbirimizi görür görmez aşık olduk ve evlendik. Sonra hamile kaldım. Hamilelik boyunca bırakın seksi, duygusal olarak çok ihtiyaç duyduğum halde karnıma bile dokunmadı. “Çok şişmansın, çirkinsin” diyordu sürekli. Sokakta yürürken zayıf kızlara bakıp, “Bunları ne biçim kucağımda zıplatırdım. ” diye gülüyordu. Hamile olduğum için bunlara çok kafayı takıyordum, günlerce ağlıyordum. Ama beni ayakta tutan bir güç vardı; bebek doğunca her şey düzelir sanıyordum. İlk üç ay, bırakın seks yapmayı, bebek ağlıyor diye yatak odasında bile yatmadı. Her gün bin tane hakaret yağdırıyordu bana. Üç aydan sonra arada bir seks yapmaya başladık. Şimdi beş-altı ayda bir oluyor.

FÜSUN SAKA / GAZETE HABERTURK / HT PAZAR

terazi burcunun sex hayatı

Dengeyi seven Terazi’ler cinsellikten neler bekliyor ve ne gibi cinsel istekleri varmış, gelin hep birlikte bu yazımızda öğrenelim.

terazi 225x300 Terazi burcu ve seks

Kadın
Terazi kadını için bu konuda da uyum şarttır. Kendisi ile aynı yerde aynı şartlarda, aynı şekilde seks yapabilecek bir partner bulamazsa cinsel yaşamı bir kabusa dönüşebilir. Onun için seks estetik bir ortamda estetik bir biçimde olmalıdır. Pornografik görüntülerden nefret eder. Erotizm daha çok ilgisini çeker. Vücuduna önem veren bakımlı bir eş ister.

Erkek
Terazi erkeği ancak güzel bir kadın ile seksi düşünebilir. Aksi taktirde karanlıkta sevişmeği yeğleyecektir. Zaman zaman içtenliğini kaybedip yüzeyselleşebilir. Genelde sevecen ve şefkatlidir. O da Terazi kadını gibi uyumu ön planda tutar. Herşeyin bir zamanı olduğunu düşünüp olur olmadık zamanda kendisine kur yapan bir eşten hiç hoşlanmaz. Narsist (kendine hayranlık) eğilimleri olabilir.

makattan cinsel ilişkiye girme

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjixpXuoSntvQgUKLMJHkJQdiWRvOx1FwulWtctwbJXxt3UODcDgaEGB-_qnQm6CJyR9hyJsz7v8yR9mIazKjUxODCxiwxeJIkFqA4Ryy59txtJdNTNDDaU1-8hwfHNqd_oWPsoNAl3pjc/s320/cinsel_sorunlar.jpg

Anus sindirim sisteminin son deliğidir. Kalın barsağın sonudur. Makat dinlenme halindeyken sfinkter ani (büzük kası) adı verilen yuvarlak bir kas etrafından kapalı olarak tutulur. Libido gelişiminin makat safhasında en önemli cinsel uyarı bölgesidir. Erişkinlerde makat ikincil bir cinsel uyarı bölgesidir.Bu, bu bölgede sonlanan sinir uçlarının çokluğu ve özellikle kadında nervus pudendalis’in (pudendal siniri) sayısız çaprazlar yapması ile açıklanabilir. Makat yoluyla cinsel birleşme, el, ağız ve cinsel organlar dışında dördüncü bir birleşme seçeneğidir. İnsanların çoğunda makat duyarlı bir bölgedir, hatta
uyarım bölgelerinin en önemlilerinden-dir.
Bazı erkekler organlarını kadının kalçaları arasına yerleştirerek gidip gelme yoluyla orgazma varabilirler. Kadınların da bu tür uyarımdan özellikle hoşlanabildikleri görülmüştür. Erkeğin penisini kadının makatına sokması da mümkündür. Makat yoluyla cinsel birleşmeden çok zevk alan kadınlar vardır. Bununla birlikte makat, dölyolu gibi girişi kolaylaştırıcı sıvılar salgılayamadığı için kadın için acı veren bir durum ortaya çıkmasıçok olağandır. Makat yoluyla cinsel birleşmede bulunurken dikkat edilecek bazı temizlik kuralları vardır. Bu yoldan birleşme
yapıldıktan sonra penis iyice yıkanıp temizlenmelidir. Çünkü ardından dölyolu birleşmesi yapılacak olursa makattan alınan mikroplar kolayca dölyoluna taşınarak orada iltihaplanmalara yol açabilir.
Bu konuda halk arasında yaygın olan kanı makat yoluyla cinsel birleşmenin ancak homoseksüeller arasında yapıldığıdır. Oysa bu doğru. değildir. Gerçi makat yoluyla cinsel birleşmeye daha çok homoseksüeller arasında rastlanır ama kadın ile erkek arasındaki cinsel birleşmelerde de erkeğin penisinin kadının makatına girdiği olur. Bunu tam anlamıyla sapık bir davranış olarak nitelemek de yanlıştır. Her iki eş de razı olduktan sonra cinsel birleşme sırasında yapılabilecek şeylerin, alınabilecek duruşların sınırı yoktur.Geçmişte bu tür cinsel birleşmeye din, vb, etkilerle pek olumlu gözle bakıl-mamıştır. Özellikle Batı kültüründe makat yoluyla birleşme günah, hatta suç sayılmıştır. Günümüzde daha sık uygulandığı, hatta bekâretin yüksek değer taşıdığı toplumlarda oldukça yaygın olduğu sanılmaktadır

rahmin alınması ve cinsel birleşme

http://www.bayansitesi.net/wp-content/uploads/vajinal-temizlik1.jpg


Rahim alınınca cinsel hayat biter mi?

Rahimde yapılan herhangi bir ameliyat sonucu rahmi alınan kişinin cinsel hayatı biter mi? Çevremde, rahmi alınan birkaç kişi cinsel ilişki sırasında hiçbir şey hissetmediklerini söyledi. Söyledikleri ne kadar doğrudur?

CEVAP: Dünyada çeşitli hastalıklar nedeniyle rahmi alınmış milyonlarca kadın yaşıyor. Cinsellik konusunda böyle hastalarda yapılmış pek çok çalışma var. Bu çalışmalardan hemen hiçbiri sizin çevrenizden duyduklarınızı doğrulamıyor. Yani rahim olmaması kadınlığın bittiği anlamına gelmiyor. Cinselliğin sona erdiği anlamı taşımıyor.

ilişkide fantezi önerileri

http://img03.blogcu.com/images/b/u/n/bunasilhaber/81e8c033425fa34b9edfc84b48d07026_1280214220.jpg

Cinsel isteği uyarmakta partnerinizle günlük temasların


ız da önem taşımaktadır. Telefon la partnerinizi arıyarak , bütün gün senin o muhteşem vücudunu düşünüp duruyorum veya Bil bakalım bu akşam seninle ne yapmak istiyorum? gibi sözlerin söylenmesi, partnerinizin de erotik fanteziler kurmasına yardımcı olacaktır.
Sadece fantezi kurmakla kalmayıp akşam buluştuğunuzda da bu fantezilerin ilişkinizi yansıma olanağının yüksek olacağı söz konusudur.
Tek başına yaşayanlar için gündüzleri fantezi kurmak fantezi kurmak akşamları kendilerini sevmek açısından iyi bir hazırlık olabilir.

Fanteziler genelde birlikte olduğumuz kişilerle ilgili kurulsalar da bu başka kişiler hakkında fantezi kurmamıza engel olmaz.
Başka kişiler birlikte çalıştığımız mesai arkadaşımızdan tutun ünlü birilerine kadar geniş bir yelpazeye sahiptir.
Başka kişiler için kurduğunuz fantezileri şu andaki bulunduğunuz ilişkinin içine katmanız normaldir. Böylece duygularınızı canlı tutabilirsiniz.
Ama bazıları başka kişileri ilişkilerine katmakta suçluluk duygusu duyarlar. Bu durumlarda fantezilerinizi partnerinizle sınırlı tutmanız tavsiye edilir Kaynak: Cinsel Sağlık

22 Ağustos 2010 Pazar

cocuk cinsel organı

Erkeğin cinsel organları şunlardır:
Penis, er bezleri, prostat, tohum hücresi kanalları, seminal kesesi.
Penis (Erkek Cinsellik Organı):
Testislerin üst tarafında yer alan erkek cinsiyet organları kadınlarınkine göre daha görünür bir konumda oluşmuştur. Bu nedenle kadınlar, erkeğin cinsel organlarını kendilerinin cinsellik organlarını kavrayışından, daha kolayca keşfeder.
Penis normalde erkeğin önünde sarkık, küçülerek yuvasına çekilmiş konumda duran bir cinsel organdır. Uç bölüm giderek bir topaç biçiminde incelir. Erkeğin uyarılmasıyla içine kan dolar penis hem sertleşir, kalınlaşır, hem de uzar. Aşağıdan yukarıya ucu karnın önüne gelecek şekilde bir durum alır. Böylece dikleşme (ereksiyon) sağlanmış olur. Sertleşme sırasında sidik borusu mesane çıkışını yükselttiğinden, idrar çıkışı olmaz.
Erkek cinsellik organı artık cinsel işlevini yerine getirmeye hazırdır.
Penis Uzunluğu: Her erkeğe göre değişken olan penisin normal uzunluğu 10-16 cm civarındadır. Bunun 3 cm kısası veya 3 cm daha uzunu da anormal sayılmaz.
Dişinin cinsellik organında orgazm olayı, hemen vagina girişinden itibaren başlayacağı için, erkeğin cinsellik organının kısa oluşu özellikle de döllenme açısından önemli bir sorun teşkil etmez.
Boşalma Süresi: Cinsel birleşme, ereksiyon (sertleşmiş) haline gelmiş penisin, vaginaya gidip gelmeleriyle sağlanır ve boşalma ortalama 10 dakika arasında gerçekleşir. Kimi erkekler, bu süreden birkaç dakika daha önce ve kimileri de birkaç dakika fazla zamanda boşalabilirler. Kesin süre olmaz. Kişilere göre değişkendir.
Bazıları üç dakikalık boşalmayı erken boşalma olarak algılamaktadır. Oysa bu süre az bir zaman değildir ve bu kadar sürede boşalmak da erken boşalma olarak tanımlanamaz. Erken boşalma, arzulanandan önce boşamadır.
Boşalmadan sonra uyarma ortadan kalktığında erkek cinsellik organındaki kanlar geri çekileceğinden penis, ereksiyona geçmeden önceki konumuna döner. Bu penis bu konumda 3 cm'ye kadar küçülebilir.
Penis Başı Ve Gövdesi: Süngerimsi bir dokuya sahip olan erkek cinsellik organı (penis) iki bölümde incelenebilir. 1. Baş, 2. Gövde.
Gövde de olçukça duyarlıdır ama asıl duyarlı olan bölüm baş kısmı, özellikle de baş kısmın altında yer alan, adına erkeğin bızırı diyebileceğimiz damarımsı bölümdür. Bu bölüm çok yoğun sinir uçlarından oluştuğu için ufak dokunumlarda tahrik olur.
Penisin büyüklüğü, kişiye, yaşa ve fizyolojik duruma göre değişir. Yetişkinlerde yumuşak durumda, ortalama olarak 6 veya 10 cm uzunluk gösterdiği halde, sertleştiği zaman, 12 veya 15 cm uzunluk gösterebilir.
Tıbbî Açıdan Sünnet: Peniste başı kılıflayan deriye sünnet derisi denir. Bu deri parçası müslümanlarda İslamın gereği olarak basit bir ameliyat ile kesîlir. Sünnet, sağlık bakımından da çok yararlıdır. Sünnet olmamışlarda sünnet derisi ile kamış başı arasında smegna adı verilen bir salgı birikebilir. Bu birikim, mikropların etkisiyle çok acı veren iltihaplara yol açabilir. Ayrıca, sünnet olmuş erkeklerin hemen hiçbirinin penis kanserine yakalanmadıklarını ve sünnetli erkeklerin eşlerinde dölyatağı boynu kanserinin daha az olduğu belgelenmiştir. Bu nedenlerle sünnet Müslüman olmayanlar arasında da özellikle Amerika ve diğer gelişmiş Batı ülkelerinde yaygınlaşmaktadır.
Erkek Çocukların Sünnet Olması:
"Beş şey fıtrattandır; (Bütün peygamberlerin şerîatlerinde yer alan ve uygulanan işlerdendir.)
Bunlar, sünnet olmak, kasıkları traş etmek, bıyıkları kısaltmak, tırnak kesmek ve koltuk altı kıllarını yolmaktır." (Müslim, Taharet, Hn:49. İbni Mace, Hn: 292)
Sünnet Olmanın Zamanı:
Doğumun yedinci gününden ergen oluncaya kadardır. Fakat buluğ (ergenlik) çağına girildiğinde sünnet ettirilmesi vacibtir.
Cinsellik Bakımından Önemi:
Cinsel organı kaplayan deri, salgıladığı yağla fena bir koku neşredebilmekte, ayrıca mikrob barınağı olabildiği için de cinsel rahatsızlıklar meydana getirebilecek mikropların rahme (vagina) intikaline aracı olmaktadır.
Sünnet kabuğu, erkekde erken boşalmaya sebebiyet verirken kadının cinsel heyecanına da engel olmaktadır. Çünkü birleşen organlar arasında etkileşime manidir. Bu sebeble sünnet kabuğunu tabîi duyarlılığı giderici oldukça kalın bir prezervatif olarak tanımlamak mümkündür.
Sünnet, bütün bu sakıncaları giderdiği için erkeği sünnetli eşler de, cinsel bakımdan daha bir uyum ve doyum sağlayabilirler.
Sünnetin Yararı Var mı?
Sünnetin sayısız yararları vardır.
Kimi sünnet derilerindeki darlık ameliyatla giderilemediği taktirde peniste "fimosiz" denilen bir rahatsızlığa yol açıyor. Bu da penis sertleşmesi veya idrar ve menî boşalımı sırasında acı duyulmasına neden oluyor.
Sünnet olmamış erkeklerde penis kanseri riskinin, eşlerindeyse dölyatağı kanseri riskinin yüksek olduğu gerçeklik kazanmıştır.
Sünnet olmamış erkeklerin sünnet derisi altında biriken salgıyı her gün sabunlu suyla yıkamaları gerekiyor.
Estetik açıdan ise, kadınların sünnetli penislerden daha çok hoşlandıkları yapılan istatistikler sonucu ortaya çıkmış bulunuyor.
Sünnetle ilgili tek sorun, ameliyatın yetkili ve becerili olmayan kimseler tarafından, gerekli temizlik ve mikropsuzluk ilkelerine uyulmadan yapıldığında bir takım sakatlıklara neden olmasıdır.
Günümüzde pek çok erkek çocuk, daha doğumundan birkaç ay sonra sünnet edilmektedir. Erken sünnet, çocuğun acıyı fazla duymaması nedeniyle bir takım komplekslere girmeyeceği açısından yararlı görülüyor.

Sünnet İslamda yeri olan önemli geleneklerimizdendir. Erkek çocuk 10-12 yaşlarındayken düğün töreniyle sünnet edilir. Alacağı armağanlar çocuğun duyacağı stresi azaltır.
Delik: Penisin baş kısmının ucunda, sidik yolunun açıldığı bir delik vardır. Bu delikten gerektiği zaman idrar boşalır, orgazm durumlarında da meni atılır.

İdrar Kanalı: İdrar torbasının dibinden penis ucuna kadar uzanan bu yol sperm ve idrarın aktığı kanaldır. Kıvrımlı bir kesite sahip olduğundan penisin sertleşip uzamasıyla kıvrımlar da açılıp idrar yolunu uzatır.
Sfinkter, cinsel ilişki sırasında idrar yolunun baş tarafını tıkayarak idrarın akmasını engeller ve sadece sperm (menî) akaşına izin verir.
Testis (Husye-Yumurtalık): Erkek cinsellik organının bir parçası da penisin altında yer alan ve bir torba içinde bulunan yumurtalardır. Torbaya scrotum, torba içindeki bulunan çift yumurtaya da testis denir.
Testis, döllenmeyi sağlayan spermleri üretir. Buralarda ayda ortalama 3-4 milyar sperm üretilir. Üretilen hücreler boşalım sırasındaki kasılmalarla Urethra'ya gönderilir. Burada prostat bezinden gelen meni sıvısıyla birleşen spermler aynı kasılmalarla dışarı atılır.
Sağlıklı bir erkek her boşalışta ortalama 60 milyon/ml. sperm hücresi çıkarır.
Testis erkeğin döllenme yeteneğinin en önemli organıdır. Bu organın zedeleyici bir kaza geçirmesi, erkeği döllendirme yeteneğinden yoksun bırakabilir.
Testislerin ağırlık ve büyüklükleri kişiden kişiye değişir. Genellikle 20 gram ağırlığında ve 3-3,5 cm çapındadır. Teslislerin içlerinde her birinde 3 veya 4 tohum hücresi kanalı içeren yaklaşık 300 bölmecik bulunur.
Spermlerin testislerden penise taşınması için, bir kanallar ve depolar sistemi vardır. Bu kanallarda devamlı olarak spermler üretilir.
Erkek çocuk, gebelik süresince annesinin dölyatağında gelişirken testisler, böbrekler hizasında ve omurganın iki yanındadır. Bu devirde testisler yavaş yavaş aşağıya inip, kasık kanalı içinden geçerek torbalar içindeki normal yerine iner. Bunlar zamanında yerine inmezlerse, çocukluk yıllarında ameliyatla durumun düzeltilmesi gerekir. Bu ameliyat çocuk 2 yaşında iken yapılmazsa erkek ömür boyu çocuk yapamaz.
Anne-baba daha küçük yaştan itibaren çocuğun torbalarını bastırmadan yoklayarak yumurtaların torba içinde olup olmadığına bakmalıdır. 2 yaşına kadar yumurtalar torbaya inmezse doktora gitmelidir. Yoksa kısır kalırlar.
Testisler cidarlarında (duvarlarında) kas tabakası da bulunan altı tabakalı torbalar içindedir. Soğuk havalarda bu kaslar testisleri yukarı çeker, sıcakta kaslar gevşer ve aşağı sarkar. Bu karmaşık düzenlemeyi gerekli kılan şey, testislerin ancak 35 derece sıcaklıkta sperm üretebilmeleridir.
Her ne kadar erkekte ömrün sonuna kadar sperm imalatı bahis mevzuu ise de, ileri yaşlarda bu imalat azalır. Ağır hastalıklar ve zehirlenmeler, sigara, alkol ve enfeksiyon hastalıkları da imalata olumsuz tesir eder. Kabakulak gibi salgın hastalıkların testis iltihabına yol açması, ileride kısırlık dahil, pekçok probleme zemin hazırlayabilir. Bazı çocuklarda doğumla beraber testisler henüz torbaya inmemiş olabilir. 2 yaşından önce bunların ameliyatla normal yerine indirilmesi gerekir. Çünkü sperm hücreleri, normal vücut sıcaklığında yaşayamazlar. Bu yüzden, torbada onlar için 34.5 C'lik hararete sahip bir ortam hazırlanmıştır. Eğer testisler kasıkta kalıp torbaya inmezse, sperm hücrelerinin ölmesi sebebiyle, çocuklar ileride kısır kalabilirler.
Sperm Kanalları: Meni kanalları, testislerin ürettiği spermleri testisten ve karın boşluğu içinden geçerek penisin köküne kadar götüren yollardır. Her testisten ayrı ayrı birer kanal çıkar. Bunlar karın boşluğuna girdikten sonra idrar kesesinin arka yüzünden dolanarak sağda ve solda bulunan ve birer sperm deposu görevi yapan sperm kesecikleri ile birleşirler. Sperm kanalının sperm kesesi ile birleştikten sonraki kısınma sperm atıcı kanal adı verilir. Bunlar prostatı sağdan ve soldan delerek içine girerler ve ortasından geçen idrar yoluna açılırlar.

Prostat: Prostat sadece erkeklerde bulunan ve özel bir sıvı salgılayan bezdir. Prostat, idrar kesesinin hemen altında ve idrar kesesi ile penisin kökü, yani idrar yolunun başlangıcı arasında bulunur. Görevi özel bir sıvı salgılamaktır. Bu sıvı, testislerden sperm atıcı kanalları ile gelen ve dışarı atılmak için idrar yoluna dökülen ve çok koyu özellikteki meniyi kısmen sulandırır.

Erkeklerde buluğ çağında; penis uzayıp kalınlaşır. Haya torbası ve erkeklik bezleri büyür. Sperm imalatı başlar Kasık kılları çıkmaya başlar. Sonra koltuk altlarında kıllar belirir. Üst dudak üstünde, yanak ve çenede bıyık ve sakal gelişmeye başlar. Cilt değişikliğe uğrar. Yüz daha çok yağlanır ve ergenlik sivilceleri belirmeye başlar. Sesin kalınlaşması ile ergenlik devresi tamamlanır.

cinsel dürtüyü azaltıcı bir madde

cinsellik+azaltan+bitkiler Cinsellik düşmanı yiyecekler
İnternet üzerinde kısa bir arama sonucu yüzlerce afrodizyak listesi bulunabiliyor. Peki ya karşı listeler? İşte cinsel isteği azaltan ya da diğer adıyla anafrodizyak 11 yiyecek:

1. Mısır gevreği

John Harvey Kellog, belki de en çok bilinen cinsel dürtüyü azaltan yiyeceğin mucidi. Ona göre seks ve mastürbasyon, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların kaynağıydı ve bu yüzden bu dürtülerin bastırılması gerekiyordu. Harvey Kellog da şekersiz ve etsiz bir sabah kahvaltısının cinsel isteği azaltıcı etkisi olacağını düşünerek mısır gevreğini icat etti.

2. Cin tonik

Toniğe tadını veren ‘kinin’ maddesinin, testosteron hormonunu düşürücü etkisi olduğu bilinmekte. Diğer taraftan alkolün fazla tüketiminin cinsel yaşama etkisi ise başka bir gerçek. İşte bu iki maddenin bir araya gelmesi, libidonuzun baş düşmanı cin toniği ortaya çıkarmakta.

3. Soya fasulyesi

Doğulu rahipler soyayı oldukça çok tüketirlerdi çünkü soya fasulyesinin cinsel dürtüleri azaltacağına inanırlardı. Bir başka bilinmesi faydalı olacak bilgiyse, en büyük soya fasulye üreticisi firmanın yine John Harvey Kellog tarafından kurulmuş olması.

4. Güherçile

Güherçile, potasyum nitratın halk arasında bilinen ismi ve barut yapımında en fazla kullanılan madde. Potasyum nitratın kas gevşetici ve saldırganlığı azaltıcı bir özelliği bulunması çoğu insanın onu anafrodizyak bir madde olarak bilmesine sebep oluyor.

5. Nane

Çok fazla nane tüketimi libidonuz için kötü olabilir. Mentol içeren nane testosteron oranın azalmasına ya da bilindiği gibi vücudun soğumasına sebep oluyor.

6. Kişniş

Doğulu din adamları cinsel dürtüleri yatıştırdığı inancıyla bol bol kişniş yerlerdi. Kişnişin tam aksi yönde etkileri olduğu da iddia ediliyor. Ama siz yine de çok fazla tüketmemeye özen gösterin.

7. Mısır unu krakeri (Graham cracker)

1820’lerde yaşayan Papaz Sylvester Graham kendince herkesin sekse neden bu kadar düşkün olduğunu sorguladı. Bu soruya bulduğu cevap da ‘et tüketimi’ oldu. Graham insanların et yemelerini azaltmak için böyle bir bisküvi üretmeye başladı.

8. Bamya

Bamya sakinleştici özelliği sebebiyle ruh haliniz için faydalı olabilir ama fiziksel etkileri için aynı şeyi söyleyemeyiz. Cinselliğinizi düşünüyorsanız bamyadan uzun durun.

9. Meyan kökü

Az miktarda tüketildiğinde bir yan etkisi görülmese de çok miktarda yenilen kara meyan kökü libidonuzun düşmesine neden olabilir. Neyse ki tadı hoş olmadığından fazla miktarda tüketmeniz pek mümkün değil.

10. Ton balığı

Bilimsel bir gerekçesi olmasa da ton balığının cinsel isteksizliğe neden olduğu düşünülüyor. Bunun nedeniyse tatsız-tutsuz olması ve kokusunun bizi cezbetmemesi olabilir.

11. Tahıl gevreği (Granola)

1863 yılında James Caleb Jackson Amerika’daki ilk soğuk tahıl gevreğini üretti ve buna ‘Granola’ ismini verdi. Bu gıdanın cinsel dürtüleri azaltacağına inanıyordu. Fakat cinselliği öldürdüğüne dair kesin bir kanıt yoktur. Çok tüketilen tahıl gevreği, ismi Granola’ya değiştirildikten sonra Kellog tarafından pazarlandı.

Kaynak: E-kolay Sağlı

21 Ağustos 2010 Cumartesi

sexi daha zevkli yaşamak

seksi hissetmenin yolları

Daha seksi bir kadın olmak için bu önerileri uyguladığınızda, cazibenizin erkekleri çılgına çevirdiğini göreceksiniz… Bazı kadınlar vardır, tek bir bakışlarıyla erkeklerin başını döndürürler, tek bir kahkahayla istediklerini elde ederler… Onlardan nefret ediyor gibi görünsek de aslında onları deli gibi kıskanırız ve onlar gibi olmak isteriz! Seksi hissederek kendilerine güvenen kadınlara tek bir isim verilebilir: “Seksi kedi”. Onlar gibi olmak hiç de zor değil; buna ihtiyacınız varsa, işte “seksi kedi” olabilmeniz için önerilerimiz!

Günümüzde kadınlar kuşkusuz eskiye oranla çok daha güçlü ve bağımsız hale geldiler. İş hayatında giderek ilerliyorlar, hatırı sayılır paralar kazanıyorlar ve yaşamdaki yerlerini sağlamlastırıyorlar. Ancak bir konu daha var ki, işte o noktada bu saydıklarımızdaki kadar hızlı ilerleyemiyorlar. Bahsettiğimiz; özel anlarda ihtiyaç duyulan cesaret! Örneğin tanışmak istediğiniz bir erkekle sohbete başlamadan ya da bu söz konusu yakışıklıyla yatağa girmeden önce, cesaretinizi toplamak her zaman çok da kolay olmuyor.

Biz bunu “seksi kedi cesareti” olarak adlandırdık çünkü erkeklerle bakışmak veya ellerini kuvvetlice sıkmamın ötesinde. öncelikle kadın olmanın gücünü kullanmanız gerekir. “Bazı hareketler, ifadeler ve mimikler, siz farkında olmasanız da, karşınızdaki kişinin bilinçaltına çeşitli sinyaller yollar ve erkeklerin ilgisini çeker. Böylece karşınızdaki erkeğin de sizinle ilgilendiğini hissetmek, size iyice cesaret verecektir” diyor The Complete Idiots Guide to Body Language Hiç Bilmeyenler için Vücut Dili Rehberi isimli kitabın yazarı Dr. Peter Andersen.

Bir Partide
1- UZUN ADIMLARLA YÜRÜYÜN

Seksi kediler odanın ortasında sağdan sola koşuşturmazlar, yavaş hareket ederler. Bu tarz bir davranış tüm bakışları üzerinize çekecek ve size güven depoloyacaktır. Tek basınıza kendinizden emin bir şekilde yürümek için. “Etrafınıza bakın, tanıdık birini bulmaya çalışın. Böylece ona doğru ilerleyebilir ve ortalıkta başıboş dolaşmak zorunda kalmazsınız. Arkadaşınızın yanına doğru giderken. varlığınızı iyice belli etmek ve boyunuzu uzun göstermek için büyük adımlar atın” diyor Reatl My Hips Kalçalarıma Bak adlı kitabın yazarı Eva Marx.

2- MUZIRCA BAKIŞIN

“Gel buraya” diyen bakışlar, erkeklerin akıllarını başlarından alır. o yüzden bu cilveli bakısı mutlaka kullanın. “Hoşlandığınız erkeğin gözlerinin içine en fazla üç saniye kadar bakın ve sonra gözlerinizi kaçırın” diye öneriyor Andersen ve ekliyor: “Onu istediğinizi anlaması için bunu birkaç kere tekrarlayın. Bu davramsınız onu, sizin yanınıza gelmek için cesaretlendirecektir.” Sizin kendinize güveninizi artıracak olan ise siz bir şey yapmadan, onun harekete geçmesi olacaktır.

3- ONA YAVAŞ YAVAŞ YAKLAŞIN

Sadece bakışmak yeterli değildir. Ona yaklaşmak daha fazla ustalık ister. Direkt yanına gitmek yerine, ona yavaş yavaş yaklaşın. “Bir anda karşısına çıkmak, sizi fazla girişken biri gibi gösterecek ve onun savunmaya geçmesine sebep olabilecektir” diye açıklıyor You Don Say Sen Söyleme adlı kitabın yazarı Dr. Audrey Nelson ve ekliyor: “Ona yan taraftan yaklaşmak, daha az gözünü korkutacak ve direkt karşısına çıkmadığınız için sizin daha gizemli gözükmenizi sağlayacaktır.” Ayrıca doğrudan bir girişimde bulunmadığınız için, daha rahat ve kendinizden emin olacaksınız.

4- SESLİ GÜLÜN

Gürültülü ve kaba bir kahkahadan bahsetmiyoruz ama başınızı arkaya atıp, sesli şekilde gülmek kendinize olan güveninizi güçlendirecektir. “Kahkaha atmak dikkatleri üzerinize çekeceği gibi, sizi seksi ve kendine güvenli gösterecek ve eğlendiğinizi, mutlu, canlı bir karakterinizin olduğunu düşündürecektir” diyor San Diego State Üniversitesinde flört davranışları üzerine araştırma yapan Tricia Yeomans.

5- ELİNİ SIKIN

“Hoş bir erkekle el sıkışırken, gözlerinin içine bakın ve aynı zamanda elini hafifçe sıkın. Hiç beklemediği bir anda elinizle uyguladığınız bu basıncı, cinsel bir hareket olarak algılayacaktır” diyor Marx. Gücünü sergilemekten korkmayan, cesur bir kadın olduğunuzu gösterecektir. Bu cesur haliniz sizi de mutlu edecektir.

Bir Randevuda
6- ONA YAKLAŞIN

Yemek yerken veya içki içerken, iki insanın arasında gözle görülmeyen bir duvar vardır, “işte o duvarı kırmak, ne kadar cesur olduğunuzu gösterir” diyor Andersen. Ona doğru aranızda 45 santimetre kalacak kadar eğilin ve koluna ya da eline dokunun. Aranızdaki mesafeyi azalttığınız için heyecanlanabilirsiniz ama aslında bu hareket gerginliğinizi hafifletecek ve sohbetiniz daha iyi akacaktır. “Vücutlarınızın birbirine yakın olması aranızdaki kimyayı ve çekimi güçlendirecektir” diye açıklıyor Andersen. Onun size olan ilgisini hissettiğinizde ise kendinizi çekici ve güçlü hissedeceksiniz.

7- KISIK SESLE KONUŞUN

Kısık sesle konuşmak cinsel cazibenizi artırır. “Kadınlar tahrik olunca, testosteron seviyeleri artar ve daha derinden konuşarak, ses tonlarını alçaltıp, yükseltirler, işte bu yüzden alçak ses şehvet uyandırır ve seksi hatırlatır” diye açıklıyor Nelson. Heyecanlıyken sesiniz otomatik olarak yükselir ama onu kontrol altına alarak, olaya hakim olduğunuzu hissedecek ve güçlü olduğunuzdan emin olacaksınız, öte yandan ne söylediğinizi duyabilmek için size daha çok yaklaşacak ve bu yakınlık baştan çıkarıcı olacaktır.

8- KENDİNİZE DOKUNUN

Erkekler, kendi teninize dokunduğunuzda parmaklarınızı takip etmekten kendilerini alamazlar. “Kendi vücudunuzu ellemeniz, onun ilgisini dokunduğunuz bölgelere çekecektir. Buna ek olarak, okşama hareketinin yatıştırıcı bir etkisi de vardır” diyor Andersen. Cinsel cazibenize ve fiziksel özelliklerinize olan güveniniz iyice artacaktır. Yemek sırasında, çıplak omuzlarınıza hafifçe dokunun veya göğsünüzün arasından sallanan kolyenizle oynayın.

9- ONUN ÖNÜNDEN YÜRÜYÜN

Gecenin gidişatı belli olduysa bile, seksi kedi imajınızı devam ettirmenizin yöntemleri vardır. Erkekler heyecan arayışı içindedirler, o yüzden sizi kovalamasını sağlayacak hareketler yaptığınızda, seve seve sizin peşinizden koşacaktır. “O farkında olmadan sizin peşinizde kokarken, siz de kartları elinizde tuttuğunuzu belli edeceksiniz” diyor Marx ve ekliyor: “Önden yürüdüğünüz zaman. poponuza ve bacaklarınıza baktığını hissederek, sizi istediğini düşüneceksiniz.”

Yatakta
10- YAVAŞÇA SOYUNUN

Tek istediğiniz yatağın içine girmek olsa bile, en azından beş. saniye vakit harcayarak üzerinizdeki her kıyafeti tek tek ve yavaş yavaş çıkarın. “Yavaş hareket etmek, kontrolün sizin elinizde olduğunu gösterecek ve onun gözleri bayram edecektir” diyor The Womans Guide to Total Self-Esteem Kadının Kendine Saygı Duyma Rehberi adlı kitabın yazarı Dr. Stephanie Dillon. “Soyunmak, bedeninizin çabucak yaptığı sıradan bir harekettense cinsel törene dönüşecektir.”

11- GERİNİN

Seksi kedilerin yatakta ruhsuz bir şekilde yattıklarına inanmak mümkün değildir. “Kollarınızı başınızın üzerine doğru uzatarak, sırtüstü yatın. “Gerinme sayesinde hem kendinizi daha seksi ve güçlü hissedeceksiniz hem de karnınız dümdüz gözükecek ve göğüsleriniz daha yukarıda duracaktır” diye açıklıyor Yeomans.

12- BAŞINIZI ARKAYA DOĞRU ATIN

Ön sevişme sırasında, başınızı ve vücudunuzu arkaya doğru eğin ve boynunuzu, köprücük kemiğinizi ve göğüslerinizi sevip, okşamasını kolaylaştırın. “Vücudunuzun bu bölgelerine kolayca ulaştığında sizin çekingen olmadığınızı görecektir. Kendinizi ona teslim etliğiniz zaman, duyguları hissetme konusunda daha özgür olacaksınız ve kendinize olan güveniniz de artacaktır” diyor Marx.

13- ZEVK ALDIĞINIZI GÖSTERİN

Erkekler seks esnasında sesler çıkarmanızdan çok hoşlanırlar ama zevk aldığınızı açıkça göstermeniz de en az bu kadar etkileyicidir. Emory Üniversitesi
de yapılan bir araştırmada, pornografik resimlere bakan erkeklerin, fotoğraflardaki kadınların yüzlerine, vücutlarının cinselliği çağrıştıran bölümlerine daha çok baktıkları görülmüş. Bunun sebebi, kadınların yüzünde zevk aldıklarına dair izler aramalarıdır. “Gözlerinizi kapayın ve ağzınızı hafifçe açın. Sizin iyi vakit geçirdiğinizi gördüğü zaman, size daha tutkulu dokunacak, öpecek ve sizin de aldığınız zevki artıracaktır” diyor Nelson. Seksi gözükmenizi sağlayacak bir hareket, kendinizi daha seksi hissetmenizi sağlayacaktır.

14- ÜZERİNE OTURUN

Seksi bir kedi her zaman saldırmaya hazır haldedir. Sevgilinizin üzerine oturmanız yatakta ne kadar istekli olduğunuzu gösterecektir. “Üzerine oturduğunuz zaman cinsel ilişkiyi gözetliyor gibi olursunuz. Bu pozisyon erotik gücünüzü artıracağı gibi, ondan üstün davranmanız da onu heyecanlandıracaktır” diyor Nelson.

15- KAŞIK POZİSYONUNA GEÇMEYi UNUTMAYIN

İlişki sonrasında da kendinize güvenli tavrınızı devam ettirin. Kalçanızı ona bastırarak yana doğru yatın ve onu da yanınıza çekin. “Onun vücudunu hissetmek, yaramazlık anlarınızı hatırlatacaktır” diyor Nelson. Daha da yakınlaşmak için ona iyice sokulun, ellerini tutup, göğüslerinizi kavramasını sağlayın. Sizin tahrik olmaya hazır haliniz heyecanını canlı tutacaktır.

ZEKİCE BAŞTAN ÇIKARANLAR

- Düşük belli pantolonlar giyerek, göbeğini gösterir.
- Buzlu bir içkiyi seksi bir şekilde yudumlar.
- Hoşlandığı bir erkeğe, onu yakışıklı bulduğunu söyler.
- Cep telefonuna kendi numarasını kaydeder.
- Bir çatal tatlı yedikten sonra, dudaklannı yalar.

ISRARCI DAVRANANLAR

- Poposu gözükecek kadar düşük belli pantolon giyer.
- İçkinin içindeki buzu alarak boynuna ve dekoltesine sürer.
- Çok ateşli olduğunu neredeyse ateşinden yanacağını söyler.
- Telefon numarasını erotik bölgelere yazıp göstermeye kalkar.
- O tatlı yedikten sonra, onun dudaklarına yapışır.

Kaynak: Cosmopolitan

cinsellikte istenmeyen durumlar

Cinsellikte ofsayt durumlar

Seks hayatımızdaki zorlamaları ortadan kaldırarak, kendimizi yatakta daha güvende hissetmek ve daha çok zevk almak için neler yapabiliriz? İşte, yatakta maruz kaldığımız üç can sıkıcı durum ve bu durumlardan kurtulmanın en pratik çözümleri.

Durum 1: İSTENMEYEN POZİSYONLAR

Yatakta her şeyin bizi tatmin ve mutlu etmesi mümkün değil tabii ki; bu noktada partnerimizle zıtlaştığımız ve isteklerimizin çatıştığı noktalar olabiliyor. Seks pozisyonları da bunlardan biri… Kimi zaman onu mutlu eden, bizi etmiyor; onun rahat ettiği durumlar bizi geriyor. Üstelik bu durum, karşımızdaki vazgeçer diye ümitle beklememize rağmen, şiddetini giderek artırıyor ve biz, pek de keyif alamadan kalkıyoruz yataktan. En büyük problemlerden biri olan bu nokta, bir zaman sonra ilişkinin temelini dinamitleyebiliyor…

Neden? Erkekler doğaları gereği yatakta bencil davranırlar. Belgesel kanallarında izlediğiniz bir vahşi doğa belgeselini ve aslanların çiftleşmesini getirin gözünüzün önüne. Ne oluyor? Erkek aslan, avına sinsice yaklaşıp ensesine yapıştıktan sonra, alacağını alıyor ve kaçıyor. Üstelik bu sadece birkaç saniye sürüyor. Bu durumda erkek aslanın, dişi aslan yukarıda mı daha çok keyif alır, aşağıda mı diye düşündüğünü pek sanmıyoruz! Dolayısıyla, partnerinizi de bir erkek aslan olarak düşünün ve istediğini, istediği şekilde en kısa yoldan alma güdüsünü buna bağlayın deriz.

Ne Yapmalı? İstemediğiniz herhangi bir durumda kalmamak için derdinizi anlatmayı deneyin. Ne derler; derdini söylemeyen, derman bulamaz. Bunu yaparken asla utanmayın; başımıza ne geliyorsa, seks hakkında konuşmamamızdan geliyor zaten… Özellikle de partnerimizle. Bir pozisyon sizi rahatsız ediyor ya da canınızı yakıyorsa, anında tepki verin. Hayır demeyi deneyin; karşınızdaki ısrar ediyorsa, yataktan kalkıp gitmekten çekinmeyin. Ne kadar kararlı bir tepki verirseniz, o kadar etkili bir sonuç elde edeceğinizi de unutmayın.

Durum 2: EKSİK ÖN SEVİŞME

İlişkinin ilk döneminde gözümüzü boyamak için öne çıkan ön sevişme performansları, ilerleyen günlerde yerini büyük bir boşluğa bırakır. Bu noktada kusuru kendinizde aramaya başlarsınız. Ancak gerçek çoğu zaman bundan kilometrelerce ötede durur ve bunu görmek için pek de uzağa değil, önünüze bakmanız gerekir.

Neden? Erkeklerin büyük bir kısmı, önsevişmeyi kadınlara yapılmış bir jest gibi görür. İlişkinin ilk günlerindeki yoğun ihtimam da bundan kaynaklanır. Erkekler için önsevişme, “Bak, seninle ilgileniyorum!” demenin basit bir yoludur sadece; bir de, başarısız olma riskini ortadan kaldırmanın küçük bir önlemidir. Bir ihtimal, performansı yetersiz kalırsa, en azından iyi sevişiyor diyebilin diye…

Ne Yapmalı? Kaçın. Şaka yapmıyoruz, kaçın! Üzerinizi çıkarmamak için direnin ve o aşağıya yöneldikçe, siz yukarıdan vurun. Süreci uzatmak için tüm numaralarınızı yapın ve şeytanı azapta tutun. Farkında olmasa da sürecin uzaması, onu daha da çok tahrik edecektir. Böylece, ön sevişmenin de seksin bir parçası olduğunu hatırlayacaktır. Bu yöntemi iki-üç kez deneyin; dördüncüsünde bir şey yapmanıza gerek kalmadan istediğinizi alacaksınız!

Durum 3: İSTENMEYEN ZAMANDA YA DA MEKÂNDA SEKS

Erkekler tuhaf canlılar; beyinlerinin sadece sol tarafını kullandıkları için çoğu zaman ilkel içgüdüleriyle hareket edebiliyorlar. İstedikleri şey, istedikleri anda olsun derdindeler. Bu nedenle o anın ve mekanın sizin için uygun olup olmamasını umursamayabilirler; siz bunu söylemediğiniz sürece!

Neden? Anlık bir güdülenme ya da tahrik, erkeklerin hormonlarını biz kadınlarınkinden çok daha hızlı bir biçimde harekete geçirebilir. Bu son derece doğaldır ve aslında bencillik de sayılmaz. İşin ucunda tecavüze varan bir zorlama olmadığı sürece, çözülebilecek bir problemdir.

Ne Yapmalı? İşin içinde gerçek bir zorlama yoksa o anda modunuzda olmadığınızı ya da öyle bir ortamda seks yapmak istemediğinizi tatlılıkla partnerinize ifade edin ve ona şefkatli bir öpücük verin. Erkeklerin gardını düşüren iki silahtan biri seks ise, diğeri de şefkattir. Şefkat kozunuzu oynayın. Tahmin ettiğinizden daha da anlayışlı olacaktır. Buna rağmen, size yerli yersiz saldıran bir sevgiliniz varsa, onu anında sepetlemelisiniz. Unutmayın, sapık her zaman sapıktır!

ağızla sex zararlı mı

oral seks zararlı mıdır

Oral seks bir kişinin cinsel organlarıyla diğer kişinin ağzı arasındaki temasla olan ilişkidir. Ağzın ve cinsel organların hassas erojen bölgeler olması ve birbirlerine verdikleri uyarının ve zevkin yoğun olması bu buluşmayı kaçınılmaz yapmaktadır.. En önemli avantajlarından bir tanesi de gebeliğe neden olmaması yüzünden çiftler tarafından rahatlıkla kullanılmaktadır. Bakireliğin önemli olduğu toplumlarda bu yolla bakirelik korunmuş olmaktadır. Erkekte veya kadın da kendi cinsel organını partnerinin ağzında görmekte bir haz yaratmaktadır. Kadının erkek cinsel organını ağzıyla uyarması; Felliato:latinca fellare emmek fiilinden türemiştir.Erkek cinsel organlarını yalamak,emmek,öpmek anlamında kullanılır.Erkeklerin tamamına yakını penislerinin emilmesinden ve bu şekilde boşalmaktan hoşlanırlar. Erkek oral seks yaparsa Kunnilingus; Vulva anlamına gelen “cunnus” ve yalamak anlamına gelen “lingere” sözcüklerinin birleşmesinden oluşuyor ve dişi cinsel organların ağız ve dille uyarılmasını ifade ediyor. Makat civarının uyarılması da kunnilingusa girmekle beraber özel olarak “anilinctus” diye de anılır. Oral seks, ağız tümörlerine yol açabiliyor. Son yapılan bir araştırmaya göre insan papilom meme başı gibi çıkıntılar yapan selim tümörler virüsü ağız kanserine yol açabiliyor. Bilim adamları uzun süredir papilom virüsünün ağız kanserine neden olduğundan kuşkulanıyordu. İyi haber bu riskin çok küçük olmasıdır.. Ağız tümörü her yıl 10.000 kişiden birinde görülüyor. Ve bu vakaların pek çoğu sigara ve içkiye bağlı olarak ortaya çıkıyor. İnsan papilom virüsü HPV cinsel yolla geçen virüslerin en yaygını. Bu virüsün servikal kansere rahim boynu kanseri yol açtığı biliniyor. Bazı araştırmalar bu virüsün ayrıca ağız ve anal kanserlerine de neden olabileceğine işaret ediyor. Oral seksin temizlik gerektirdiği kesin. Aşk yapmadan önce sabunla yıkanmak yalnızca eşlerin birbirine karşı nazik bir davranışı olmayıp, son idrar veya abdestten arda kalmış olabilecek bazı bakterilerin bulaşmasını engelleyecek bir önlemdir de. Sabun ve su, cinsel uyarılma sırasında cinsel organlardan çıkan doğal hoş kokuları asla yok etmediği gibi bunların kötüleşmesini de önler. Sonuç itibariyle, eşlerin bu çekiciliğe karşı koymaları genellikle olanaksız hale geliyor. Önce biraz çekinerek başlayan öpücükler, sonradan kadının penisi ağzına alması, erkeğinse dölyolu ağzındaki dudakları aralayarak diliyle dölyolunu keşfe koyulmasına kadar varabiliyor.

13 Ağustos 2010 Cuma

uyurken geceleri boşalmak

http://dogalgeciktirici.files.wordpress.com/2010/04/cinselsaglik.jpg?w=400&h=279


Erkekte Gece Boşalması
Ergenlik dönemine gelmiş bir erkekte sperm (meni - er suyu) üretimi devamlıdır ve hiç durmaz.

Bu üretilen spermler bir kesede toplanır ve boşaltılmaya hazır beklerler, arkadan da devamlı sperm üretimi olur ve bu keseye boşalır, bu kesenin bir kapasitesi, bir hacmi vardır bu kapasite dolunca kasıklarda dolgunluk hissi artar ve tabiî ki cinsel istekte artar ve yoğunlaşır eğer boşalma ilişki veya mastürbasyonla gerçekleşmezse kasıklarda ağrı, aşırı cinsel istek başlar.

Bu sürecin devam etmesine rağmen boşalma olmazsa bazen kese o kadar dolmuştur ki büyük tuvalet yaparken veya ıkınırken vücut içi basınç arttığından bu sırada penisten sperm akar (bu boşalma değildir ve zevk vermez sadece sperm akar).

Eğer kişi boşalmaz veya ilişki kurmazsa belli bir süreden sonra ki bu süre kişiden kişiye değişir (ortalama4 ila 10 gün),vücut arkadan gelen spermlere yer açmak için uykudayken boşalır ve keseyi boşaltarak arkadan gelen spermlere yol açar.

Bu boşalma genelde erotik rüyalar eşliğinde olur.Bazen bu rüyalar hatırlanır, bazen de hatırlanmaz. Genelde de rüyada tam bir ilişki kurulamaz.

Hamamcı olduk veya rüyacı olduk deyimi buradaki boşalmaya bağlı yıkanma gerekliliğinden isim almıştır.
Bu cinsel yönden aktif olan erkeklerde yaşlılığa, cinsel gücün kaybına kadar sürmektedir.

Gece boşalmalarının sıklığı boşalma (mastürbasyon veya cinsel ilişki ile ) sıklığı ile orantılıdır. Aynı zamanda yaşa, yaşanan cinsel uyarılırın yoğunluğuna ve cinsel yapıya (hormon düzeyine) bağlı olarak kişiden kişiye göre farklılıkta gösterir.

Gece rüyada boşalmalar tamamen normal bir fiziksel olaydır, bir hastalık değildir.

Dr. Cenk Kiper

oral seks kadına zevk verirmi

http://www.magazine.ayurvediccure.com/wp-content/uploads/2009/01/sti.jpg

Oral seks bir kişinin cinsel organlarıyla diğer kişinin ağzı arasındaki temasla olan ilişkidir.

Ağız ve cinsel organlar vücudun kolayca uyarılabilen erojenik bölgeleridir.Ve temas haline geçmeleri de kişilere zevk verir.Bütün memelilerde karşı cinslerin birbirlerini ağız yoluyla uyarması vardır denilebilir.(mesela erkek köpeğin dişinin vajenini koklaması ve yalaması gibi,atlarda da erkeğin çiftleşmeden önce dişinin vajenini yalayarak dişiyi ilişkiye hazır hale getirdiği görülür )

Neden oral seks:

- Ağzın ve cinsel organların hassas erojen bölgeler olması,ve birbirlerine verdikleri uyarının ve zevkin yoğun olması bu buluşmayı kaçınılmaz yapmaktadır.

- En önemli avantajlarından bir tanesi de gebeliğe neden olmaması yüzünden çiftler tarafından rahatlıkla kullanılmaktadır.

- Bakireliğin önemli olduğu toplumlarda bu yolla bakirelik korunmuş olmaktadır.

- Erkekte veya kadın da kendi cinsel organını partnerinin ağzında görmekte bir haz yaratmaktadır.

Kadının erkek cinsel organını ağzıyla uyarması; Felliato:latinca fellare (emmek) fiilinden türemiştir.Erkek cinsel organlarını yalamak,emmek,öpmek anlamında kullanılır.Erkeklerin tamamına yakını penislerinin emilmesinden ve bu şekilde boşalmaktan hoşlanırlar.Kadınların bir kısmı da partnerlerini bu şekilde uyarmaktan ve boşaltmaktan hoşlanır. Kadın erkeğini ağzıyla uyarırken genelde onun nasıl hoşlandığını sorar veya yaptığı hareketlere dikkat ederek hangilerinden daha fazla zevk aldığına dikkat ederek kendini yönlendirir.Aynı zamanda ellerini de penis etrafına sararak daha fazla uyarı sağlayabilir .Dikkat edilmesi gereken dişlerin penise acı veya zarar vermemesidir.Kadın partnerini bu şekilde boşaltabilir veya yeterli uyarı sağladıktan sonra cinsel ilişkinin başka biçimlerine geçebilirler.Kadın isterse erkeğin spermlerini yutabilir,sperm yutmakla hamile kalınmaz .Normal koşullarda sağlıklı bir erkekte sperm hastalık taşımaz.

Erkeğin kadın cinsel organını ağzıyla uyarması; Cunnilingus:latince cunnus -vulva(kadın da vajen dudakları) ve lingere:yalamak anlamındadır.Erkeğin kadın cinsel organlarını yalaması ve emmesi anlamında kullanılır .Kadının özellikle klitorisi öpmeye,yalamaya ve emmeye aşırı derecede duyarlıdır.Erkek kadının vajen girişini,vajen dudaklarını,klitorisi yalayarak onu uyarır,cinsel birleşmeye hazırlar veya bu şekilde boşaltabilir ,veya ilişki öncesi birkaç kez bu şekilde boşaltarak daha sonra ilişkiye girebilirler.Cinsel ilişkide erkeğin kadın boşalmadan boşaldığı durumlarda kadını bu şekilde boşaltabilir.ve erkek sertliğini kaybedip ilişkiye devam edemediği zamanlarda kadını bu şekilde rahatlatabilir.Erkekte kadının nasıl hoşlandığını sorabilir ve ona göre yönlenebilir gene dikkat edilmesi gereken nokta dişlerin kadına zarar vermemesidir.vajene hava üflemek gibi şeylere de kadına ağrı veya acı verebilir.Uyarı sırasında kadının vajenined ıslanma artmakta ajenden salgılanan sıvılar dışarı doğru gelmektedir, normalde bunlar zararsız ve mikrop taşımayan sıvılardır ve erkeğe yutması halinde dahi zarar vermez . Oral seks öncesi kadını vajen daha temiz olsun diye sabunla yıkaması vajene zarar verebilir kayganlaşmayı zorlaştırır,yapılmaması gereken bir şeyde o kısımlara sprey sıkmak veya parfüm sürmektir, hem oranın yapısını bozar hem de erkeğe acı bir tat verir.Vajene bir şey sokulmadan yapılan oral seks bakirelerde kızlık zarına zarar vermez. Kadın adetliyken oral seks yapmanın bir zararı yoktur,eğer erkek bundan rahatsız olmuyorsa adet sırasında yapılan oral seksin ne kadına nede erkeğe zararı vardır. Her aydaki gebe kadına da oral seks yapmanın ne bebeğe nede çiftlere zararı yoktur.

Kişiler oral seks`te birbirlerine daha fazla zevk veren pozisyonları bulup geliştirebilirler. Karşılıklı yapılan oral seks halk arasında 69 diye de adlandırılır,6 rakamını çiftlerden biri kabul ederseniz onun üstünde ki baş aşağı diğeri ise 9 olur ve buradan da 69 deyimi gelmektedir. Oral seks`te en önemlisi karşılıklı istekle ve zorlama olmadan yapılmasıdır.
Dr. Cenk Kiper

Oral Seks ve Ağız Kanseri
Oral seks, ağız tümörlerine yol açabiliyor. Son yapılan bir araştırmaya göre insan papilom (meme başı gibi çıkıntılar yapan selim tümörler) virüsü ağız kanserine yol açabiliyor. Bilim adamları uzun süredir papilom virüsünün ağız kanserine neden olduğundan kuşkulanıyordu. İyi haber bu riskin çok küçük olması. Ağız tümörü her yıl 10.000 kişiden birinde görülüyor. Ve bu vakaların pek çoğu sigara ve içkiye bağlı olarak ortaya çıkıyor.

İnsan papilom virüsü (HPV) cinsel yolla geçen virüslerin en yaygını. Bu virüsün servikal kansere (rahim boynu kanseri) yol açtığı biliniyor. Bazı araştırmalar bu virüsün ayrıca ağız ve anal kanserlerine de neden olabileceğine işaret ediyor.

Fransa, Lyon'daki Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu'nda çalışan bilim adamları ağız kanserine yakalanmış l670 deneği, l732 sağlıklı denekle karşılaştırdı. Hastalar Avrupa, Kanada, Avustralya, Küba ve Sudan'da yaşıyordu. Servikal kanserlerde görülen HPV-l6 olarak bilinen virüs, ağız kanserlerinde de tespit edildi.

HPV-16 virüsü taşıyan ağız kanserli hastaların arasında oral seks yaptığını açıklayanların sayısı, tümörlerinde HPV-16 virüsü bulunmayan hastalara oranla 3 misliydi. Virüsün kanserlere nasıl yol açtığı konusunda kadın ve erkekler arasında bir fark saptanmadı.

Söz konusu araştırmanın sonuçları "Journal of the National Cancer Institute" isimli bilim dergisinin aralık sayısında yayınlandı.. Bu sonuçlar HPV ile ağız kanseri arasındaki ilişkiyi kesinleştirdi.

Jenital (cinsel organ) HPV enfeksiyonu çok yaygındır. ABD'deki 25 yaşındaki kadınların yaklaşık üçte birinde bu virüs mevcuttur. Bu enfeksiyonların yalnızca yüzde 10'u kansere yol açan türdendir. Bu virüsü taşıyan kadınların yüzde 95'i bu enfeksiyondan bir yıl içinde kurtulur. Ancak bu bile niçin bu kadar az sayıda insanda kanserin geliştiğini açıklayamıyor.

Bu son bulgular ağız kanseri tedavisini de kolaylaştıracak. Dolayısıyla virüs kaynaklı ağız kanserli hastalara antiviral ilaçlar vermek iyileşme olasılığını artırabilir. Bu arada önlem olarak aşı üzerinde çalışmalar yapılıyor. Aşıların ağız enfeksiyonunun yanı sıra jenital enfeksiyonlara da iyi geleceği umut ediliyor.


ORAL SEKS - AĞIZ YOLUYLA İLİŞKİ

11 Ağustos 2010 Çarşamba

prostat cinsel iliskiyi etkilermi

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Merkezi Direktörü Doç. Dr. Uğur Yılmaz, prostattaki bir sorunun cinselliği etkileyebileceğini belirterek “Prostatın birkaç hastalığı var. Bunlar direkt olmasa da dolaylı olarak cinsel fonksiyonlarını etkileyebiliyor. Ancak çeşitli tedavilerle bu fonksiyon bozuklukları çözümleniyor” diyor…

Erkekler için özellikle belirli bir yaştan sonra daha çok ortaya çıkan prostat hastalıkları cinsel fonksiyonlar üzerinde de etkili oluyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Cinsel İşlev Bozuklukları Merkezi Direktörü Doç. Dr. Uğur Yılmaz, prostat hastalığının cinsel fonksiyonlara etkisi konusunda çok sayıda çalışma yapıldığını belirterek “Cinsel fonksiyonlar belirli bir derecede bozuluyor. Direkt olarak bir ilişki yok ama dolaylı bir ilişki var” diyerek şöyle konuştu:

Prostat hastalığı üç çeşittir

“Her erkekte prostat vardır. Prostat aslında bir organın adı. Cinsel işlevde fonksiyonu olan aksesuar bir organdır. Erkeğin boşalması sırasında gelen meni içerisine belirli maddeler salgılayarak üreme fonksiyonunda ve mesanenin çıkışında belirli bir şekilde yer kapladığı için de idrar tutmada bir fonksiyonu var. Prostat hastalığı başlıca üç çeşittir. Bunlardan birincisi prostatın iyi huylu büyümesi. İkincisi prostat kanseri. Prostatı bir portakal gibi düşünürseniz, iyi huylu büyüme portakalın kendisinden gelişirken, kötü huylu olan prostat kanseri kabuğundan gelişendir. Üçüncüsü ise kronik prostatit dediğimiz bir hastalıktır. Bu hastalık penis, testis, prostat bölgesinde, idrar yollarında, mesanenin olduğu bölgede ağrı ile giden, uzun süre şiddetli ağrılar yapabilen, yanma problemi ortaya çıkartan, idrar ve cinsel sorun yaşatan bir hastalıktır…

Cinselliği etkiliyor

Bunların üçü de insan cinselliğini etkiler. Örneğin prostat büyümesi çok fazla idrara çıkmaya neden olabilir. Geceleyin beş altı kez idrara çıkan bir kişinin cinselliği ya olmaz ya da çok zor olur. Uyuyamaz, isteksizlik başlar. Hormonal dengeleri bozulur, psikolojik anlamda gerginleşir. Çok fazla idrara çıkan kişide örneğin idrarda yanma şikayeti olduğunda penis, zevk organı halinden acı organı halini alır kişi için. Yapılan bir çok çalışmada işeme bozukluğu olan birçok erkekte cinsel işlev bozuklukları da olduğu saptanmıştır. Dolayısı ile cinsel ilişkiyi değerlendirirken özellikle yaşlı kişilerde prostat yakınmasına çok dikkat etmek lazım. Ben cinsel işlev bozukluğu ile gelen erkek hastaları, özellikle 50 yaş üzerinde ise, prostat hastalıkları açısından mutlaka kontrol ediyorum. Prostattan salgılanan PSA denilen bir enzim var. PSA’da yükselme olursa kanser göstergesi olabilir. Eğer prostat kanseri varsa bunu yakalamış oluyoruz. Böylece önce kanser tedavisi yapıyoruz. Hayatın kalitesi önemli ama süresi de önemli. Hem süreyi uzatacak hem de yaşam kalitesini artıracaksınız.
Üçüncü hastalık olarak belirttiğimiz prostatit hastalığının bir diğer ismi kronik pelvik ağrı sendromu. Bu tip hastalıklarda ağrı esas olaydır. Prostatta bir iltihap görmeyebilirsiniz. Prostat bölgesini de ilgilendiren sinir sisteminde bozukluklar bulunabiliyor. Bu hastalık hastanın psikolojisini de bozuyor…

Tedaviden sonra kaliteli cinsellik

Prostat tedavisine başlandığında cinsel işlevde de belirgin bir düzeyde gelişme görülüyor. Sürekli ağrı olan bir yerden zevk duyulmamaya başlanır. Hayatta iki tane önemli temel duyu var: Birincisi acı diğeri zevk. İkisini bir araya getirmek çok zordur. Normal koşullarda acı varken zevk olmuyor. Dolayısı ile acı çeken bir organın zevk almasını düşünemeyiz. Prostat olayı cinsellikte çok önemli bir faktördür. Tedaviyi yaptığınızda hasta cinsel açıdan da rahatlar…
Bazen prostat hastalıklarının tedavisi de cinsel işlev bozukluğuna yol açabiliyor. İyi huylu prostat tedavisinde ilaç tedavisi veriyorsunuz. Belirli bir süre sonra menisi idrar kesesine kaçabilir. Orgazm hissi olur, ama meni dışarıya çıkışında sorun olduğu için hissedilen orgazm kalitesinde düşme oluyor. İlaç tedavisi yeterli gelmediyse ameliyat olması lazım…

Çok gerekmedikçe
ameliyat yapmamak lazım

Ameliyattan sonra da aynı sıkıntılar olabiliyor. Eğer büyüme iyi huylu ise ameliyattan sonra cinsellik belirli bir dönem sonra normale dönebilir fakat ameliyatla meninin mesaneye kaçma ihtimali çok yüksektir. Dolayısı ile prostat ameliyatı olacak kişinin bunu bilmesi lazım. “Bugün lazerle prostat ameliyatı yarın seks” gibi şeyler söyleniyor. Bu mümkün değil. Bunu söylemek hem yanlış hem de etik dışı. Kesinlikle bu kanaatin toplumda değişmesi gerekiyor. Bir kere çok gerekmedikçe ameliyat yapmamak lazım. Ama ilaç tedavisine rağmen idrar torbasında fazla miktarda idrar kalıyorsa, idrar akış hızı düşükse ve hastanın şikayetleri geçmiyorsa ameliyat kaçınılmazdır. Hiçbir cerrah ameliyattan korkmaz ama her ameliyat trafik kazası gibi bir şeydir. Çünkü nefes duruyor, kanama riski var, başka riskler var. Gerekliliği yoksa o ameliyatı yapmamak lazım.

Adım adım yapılması gerekiyor

Bir de prostat kanseri ameliyatından sonra cinsel işlev bozuluyor. Prostat kanseri erken yakalanmışsa ameliyattan sonra eğer sinirler korunmuşsa sertlik bir süre sonra kendiliğinden geriye dönebiliyor. Ama penisin bir süre rehabilitasyon görmesi gerekir. Eğer sinir koruyucu cerrahi yapılmamışsa, sinirler alınmak zorunda kalıyorsa o zaman sertleşme sorunu olması kuraldır. O zaman biz hastalara tıpkı şeker hastalarının kendi kendilerine insülin yapmaları gibi iğne yapmalarını öneriyoruz. Böylece peniste sertliği sağlayıp ilişki kurabiliyorlar. Eğer o şekilde de sorun yaşıyorlarsa o zaman penis protezi öneriyoruz. Yani her şeyin adım adım atılması gerekiyor. Sonuçta her ikisini bir arada değerlendirmek gerekiyor.”

döl yutmanın zararları

Meni Yutma Sorusu

17 yaşındayım, sevgilimle ilişkiye girdik. Benim menimi kız arkadaşım yuttu. Bir hastalık bulaşır mı? Bir de hamile kalma olasılığı var mı?

Haydar Hocaya Pes Dedirten Sorular

Türkiye’ye cinselliği öğreten ve insanların cinsel anlamda bilinçlenmesini sağlayan ve bir çok tabunun yıkılmasında başrol oynayan Haydar Dümen kendisine yöneltilen soruları kendi uslubu ile yanıtlaması da duruma ayrı bir renk katmış durumda.Türkiye’nin cinsellik danışmanı olan Haydar Dümen alanında kendisini ıspatlamış bir Seksoloji uzmanıdır.Her türlü sorunun sorulduğu Haydar Dümen bazı zamanlarda öyle sorularla karşılaşıyor ki bu kadarına da pes dedirtecek cinsten doğrusu.İşte o pes dedirten sorulardan birisi …

Kız Arkadaşım Meni Yuttu Hamile Kalır Mı?

17 yaşındayım, sevgilimle ilişkiye girdik. Benim menimi kız arkadaşım yuttu. Bir hastalık bulaşır mı? Bir de hamile kalma olasılığı var mı?

Haydar Dümen Cevabı

Değerli okurum, oha be! Niye hamile kalsın ki? Başka bir hastalık kapma olasılığı da yok.Ama çocuğum bu oyunu kendi sahalarınızda oynasanız. Komşunun penceresine top kaçırır gibi olmayacak yerlerde dolaşmasanız siz de rahat etseniz ben de. Ne işin var kızın ağzında?

meni vajinadan geri geliyor

Meni Sorusu

2 yıllık evliyim.Eşimle düzenli olarak ilişkiye giriyoruz.Ancak ben boşaldıktan sonra meni vajinadan dışarı akıyor.Acaba neden böyle oluyor?

Haydar Dümene Soru ve Cevaplar

Türkiye’ye cinselliği öğreten ve insanların cinsel anlamda bilinçlenmesini sağlayan ve bir çok tabunun yıkılmasında başrol oynayan Haydar Dümen kendisine yöneltilen soruları kendi uslubu ile yanıtlaması da duruma ayrı bir renk katmış durumda.Türkiye’nin cinsellik danışmanı olan Haydar Dümen alanında kendisini ıspatlamış bir Seksoloji uzmanıdır.Her türlü sorunun sorulduğu Haydar Dümen bazı zamanlarda öyle sorularla karşılaşıyor ki bu kadarına da pes dedirtecek cinsten doğrusu.İşte o pes dedirten sorulardan birisi …

Neden Meni Dışarı Çıkıyor ?

2 yıllık evliyim.Eşimle düzenli olarak ilişkiye giriyoruz.Ancak ben boşaldıktan sonra meni vajinadan dışarı akıyor.Acaba neden böyle oluyor?

CEVAP: Değerli okurum,herkeste öyle oluyor da ondan. Vajina çıkmaz sokak gibidir.Eğer karın boşluğuna bir boru biçiminde uzanmış olsaydı bütün kadınlar,kızlar karın zarı iltihabından ölürlerdi.Vajinanın sonunda rahim var.Rahmin de ağzı kapalı.Yanlız spermlerin geçmesine izin veriyor.Meni ise bir madde.Orada nerede durcak?Tabii ki geri çıkacak.

orgazm anında cıglık atmak

Haydar Dümene Orgazm Çığlığı Sorusu

28 yaşındayım ve beş ay önce kendimi hazır hissettiğim dönemde erkek arkadaşımla birlikte oldum. Onu seviyorum, cinsellikten zevk alıyorum ama orgazm olamıyorum. Nedeni ise tam doruğa ulaştığımda çığlık seslerim beni frenliyor. Erkek arkadaşım bundan rahatsız oluyor. Ancak ben bu sese engel olamıyorum. Bu güzellikten mahrum kalmak istemiyorum. Ne yapmam gerekiyor? Bana bu konuda bir çıkış yolu gösterirseniz çok sevinirim.

Antika Sorulara Haydar Hocadan Cevaplar

Türkiye’ye cinselliği öğreten ve insanların cinsel anlamda bilinçlenmesini sağlayan ve bir çok tabunun yıkılmasında başrol oynayan Haydar Dümen kendisine yöneltilen soruları kendi uslubu ile yanıtlaması da duruma ayrı bir renk katmış durumda.Türkiye’nin cinsellik danışmanı olan Haydar Dümen alanında kendisini ıspatlamış bir Seksoloji uzmanıdır.Her türlü sorunun sorulduğu Haydar Dümen bazı zamanlarda öyle sorularla karşılaşıyor ki bu kadarına da pes dedirtecek cinsten doğrusu.İşte o pes dedirten sorulardan birisi …

Orgazm Olamıyorum Ama Olacakken Çığlık Atıyorum Ne Yapmalıyım?

Orgazm Olamam ve Çığlık Atma Sorusu

28 yaşındayım ve beş ay önce kendimi hazır hissettiğim dönemde erkek arkadaşımla birlikte oldum. Onu seviyorum, cinsellikten zevk alıyorum ama orgazm olamıyorum. Nedeni ise tam doruğa ulaştığımda çığlık seslerim beni frenliyor. Erkek arkadaşım bundan rahatsız oluyor. Ancak ben bu sese engel olamıyorum. Bu güzellikten mahrum kalmak istemiyorum. Ne yapmam gerekiyor? Bana bu konuda bir çıkış yolu gösterirseniz çok sevinirim.

Haydar Dümen Cevabı

Değerli okurum, orgazm heyecanı kişiden kişiye farklıdır. Bir parça hareket, canlılık, ses ya da titreme olmasında yarar var. Çünkü bunlar erkeği motive eder. Bu tıpkı cep telefonunun titreşim yaparak sahibine “Ben çalışıyorum. Her şey yolunda” uyarısı yapması gibi. Ancak sizdeki gürültü sanırım tavan aşımı gibi, dorukları zorladığından belki de eşiniz bundan rahatsız olabilir. Öyle ya komşuların duymasını istemeyebilir. Benim çok aydın, zeki, olgun ve eğitimli bir vajinusmus hastam vardı. İki yıldır birleşme sağlanmamıştı. Sık sık duyurduğum gibi vajinusmus olaylarını ben tek seansta yüzde 100 bitiriyorum. Bunda narkoz yok, dokunma yok, muayene yok, ev ödevleri vermek yok. Yukarıda sözünü ettiğim çiftin muayenehanede olayını çözümlediğimizde kadın yanımıza geldi. “Hocam şimdi beni üst kattaki komşum beklesin” dedi. Parmağını tavana doğru kaldırdı. “Geliyorum komşu. Bak ben sana neler yapacağım” diye konuştu. Memleketi İzmir’e esprili bir gönderme yaptı. Meğerse üst komşusu her gece cinsel birleşme yaptıklarında bunlar aşağıda hissediyorlarmış. Kimbilir onlar da mı sesliydi. Oysa karyola mı ritmik sesler çıkarıyordu bilemem. İki yıl cinsel birleşmeyi gerçekleştiremeyen kadını afakanlar basıyor. Onlar yapıyor ben niye yapamıyorum diye bir sinir küpüne dönmüş. Sanırım o da bir yöntem bularak üst kat komşusuyla yarışa girmiştir. Bana göre bizimkisi geçmiştir, yarışı kazanmıştır. Üsttekiler ne de olsa biraz yorulmuşdur. Değerli okurum. Çok gürültü yapma be yavrum. Adam hassas, dişlerinin arasına ya biraz yorgan al ya da önceden hazırladığın sargı bezini ısır. Ya da birleşmeden önce sakinleştirici ilaçlar al ki iyice gevşe. Ne kadar gevşesen de sen ses veren türden kadınlardansın. Doktorca fena bir şey değil ama kocanı ya kendi kulvarına çekeceksin ya da sen onun kulvarına geçeceksin. Şimdilik arasındaki çizgide koşmaya devam edin. Biraz senden, biraz ondan.

seksten zevk alamıyorum

Cinsellikten Zevk Alma Sorusu

Eşimle 3 yıl önce birbirimizi severeke evlendik. Ancak son bir yıldır bana karşı çok soğuk.Nedenini sorduğumda cinsel birleşme sırasında hiç zevk almadığını,birşey hissetmediğini söyledi.Bu ilk günden böyleymiş.

Haydar Dümenden Tarzı Cevaplar

Türkiye’ye cinselliği öğreten ve insanların cinsel anlamda bilinçlenmesini sağlayan ve bir çok tabunun yıkılmasında başrol oynayan Haydar Dümen kendisine yöneltilen soruları kendi uslubu ile yanıtlaması da duruma ayrı bir renk katmış durumda.Türkiye’nin cinsellik danışmanı olan Haydar Dümen alanında kendisini ıspatlamış bir Seksoloji uzmanıdır.Her türlü sorunun sorulduğu Haydar Dümen bazı zamanlarda öyle sorularla karşılaşıyor ki bu kadarına da pes dedirtecek cinsten doğrusu.İşte o pes dedirten sorulardan birisi …

Eşim Cinsellikten Zevk Almıyor

Eşimle 3 yıl önce birbirimizi severeke evlendik. Ancak son bir yıldır bana karşı çok soğuk.Nedenini sorduğumda cinsel birleşme sırasında hiç zevk almadığını,birşey hissetmediğini söyledi.Bu ilk günden böyleymiş.üzülmemem için bana söylememiş.Yardım almayı teklif ettim ama pek sıcak bakmadı.Ne yapmalıyım ?

CEVAP: Değerli okurum,kadınların pek çoğu böyle.Doku zevk almaya programlı değil.Bu nedenle cinsel birleşme onlar için işkence oluyor.Yani iştahsız birine zorla yemek yedirmek gibi. Kesin bir tedavisi olmamakla birlikte yine de kıyısından, köşesinden yardım almak için bir uzaman başvurun.Zamanı iyi kullanıp fantazileri iyi değerlendirin.Tabi bunular sözle olmuyor.Çünkü önünüzde uzun yıllar var.

gerdek acı veriyor mu

http://www.kadinicin.com/wp-content/uploads/2010/07/sex_682_537202a-150x150.jpg

Evlenen bir çiftin ilk gecede gerdeğe girmesine "zifaf" denir. Zifaf gecesi nasıl davranması gerektiğini bilmeyen pek çok genç erkek ve genç kız bulunduğunu sık sık duyuyoruz. Bu gençler zifaf gecesine bir öcü gibi bakıyor ve geceyi nasıl geçireceklerinin şaşkınlığı altında adeta ecel terleri döküyorlar.

Oysa zifaf gecesi korkulması değil, sevinçle değerlendirilmesi gereken bir gecedir. İnsan, bilmediğinden korkar. Bilmedikleri konular hakkında yeterli bilgi edinirse korkusu kalmaz. Evlilik yaşamı boyunca o gecenin anıları belleklerimizden silinmeyecek güzel izler bırakabilir. Yeter ki o gece nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olalım.

Biz bu bölümde gençlerimizin ve genç kızlarımızın gereksinim duydukları bilgileri ayrıntılarıyla vermeye çalışacağız.
Pek çok çift için bu gece, aile yaşamının en önemli günüdür. Eşler birbirlerine karşı bu ilk gecede cinsel düzeyde de sevecen ve anlayışlı olurlarsa, mutlu bir evlilik yaşamının temelini atmış olacaklardır.

Bu olayın bazen yanlış bilgiler nedeniyle fazla büyütülmesi veya bu konuda bilgi sahibi olmama, erkeği ve genç kızı heyecanlandırmakta, mutluluğu tatmak yerine çevresinin beklentilerinin ağırlığı altında ezilmektedir. Erkek erkekliğini, kız da bakireliğini kanıtlamak durumundadır. Erkekte, başaramama korkusu, kızda da cinsel ilişkiden aşırı acı duyacağı korkusu yaygındır. Bazı kesimde cinsel bilgi edinemeyen genç çifte, düğün törenleri sırasında sağdıç ve yenge denen yardımcıları tarafından ayrı ayrı cinsel bilgiler verilir.

Ülkemizde boşanmalar son 10 yılda iki misli artmıştır. Boşanma nedeni olarak ileri sürülen şiddetli geçimsizliğe sebep olan önemli nedenlerden biri de: cinsel uyuşmazlıklar ve cinsel sorunlardır. Yapılan araştırmalar ülkemizde cinsel sorunların bilgi yetersizliğinden kaynaklanmakta olduğunu vurgular niteliktedir.

Bazı kesimde evlenen gençler, cinsellik ile ilgili en sağlıklı bilgiyi sağdıç ve yengeden almaktadır. Düğün gününe kadar ailesinden cinsellikle ilgili herhangi bir bilgi alamayan gence, adeta düğün töreninin bir parçası olarak kısa ve öz bir cinsel eğitim verilir.

Evlilikte cinselliğin normal olduğu vurgulanır. Yöresel geleneklere göre büyüklerin evlilik ile ilgili deneyim ve bilgileri gençlere anlatılır. Bu bilgileri damada sağdıç, geline yenge verir. Düğün töreni başlayınca sağdıç, damat veya babası veya damadın yakın kan akrabası olan evli bir erkek tarafından seçilir. Sağdıcın mutlu bir aile kurmuş ve ailesine bağlı olmasına özen gösterilir.

Yenge ise, gelin veya annesi veya gelinin kan akrabası olan evli bir kadın tarafından seçilir. Yengenin de mutlu bir evlilik yapmış ve hoşgörülü olmasına özen gösterilir. Sağdıç, düğün boyunca damada, yenge de geline zaman zaman evlilik, gerdek gecesi ve cinsellikle ilgili bilgiler verirler.

Ülkemizdeki geleneğe göre, ister şehirde ister köyde olsun gerdek gecesi en büyük rolü erkek üstlenir. Bekaretin bozulması fazla güç gerektirmez. Bu ilk birleşme şiddetli ve zoraki bir davranış olmamalı, her iki eşe doyum sağlamalıdır. Gerdek gecesinin izleri bütün bir evlilik veya yaşam boyu unutulmayacağından, eşler yanlış davranış veya gereksiz kırıcı sözlerden kaçınmalıdırlar.

Erkek eşine şefkatli ve nazik davranmalı, heyecanına sabırlı olmalıdır. Erkeğin saldırgan davranışı veya bekareti şiddetle bozmaya kalkması, genç kızı cinsel ilişkiden soğutur ve bundan sürekli kaçmasına neden olur.

Gerdek Gecesindeki Başarının Yolu; Cinsel Bilgidir:

Gerdek gecesi. İlk gece. Üstüne şarkılar, türküler söylenilmiş, romanlar yazılmış, nice gencin yıllar yılı düşlerine girmiş olan konu! Kimi çiftler için sanki cennete açılan bir kapı, bir murada eriş. Kimi gençler için anlatılmaz bir kabus, bir utanç uçurumu, bir hayal kırıklığı, bir dehşet zindanı... Gerdek...

Bu gece hiç bir zaman küçümsenmemeli ve evlenen eşler ilk gece için bilgilenmeli ve dikkatle hazırlanmalıdır.
Bir kadının evlilik hayatı boyunca cinsel soğukluk içinde kalması ya da erkeğin bir iktidarsızlık haline düşmesinde, ilk gecedeki olayların kesin bir etkisi olabilir. Onun için evlilik hayatının bu önemli safhasının nasıl geçirileceği ve ilk cinsel ilişkide nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında doğru bilgilere sahip olmak gerekir.

İlk Geceye Psikolojik Hazırlık:
Bazı genç kızlar açıkça korkuyorlar ilk geceden. Ve bu korkunun giderek kendilerine egemen olmasından çekiniyorlar. İçlerinden bazıları var ki sırf bu yüzden yemeden içmeden kesilirler. Kafalarını kurcalayan sorulara karşılık bulamamanın üzüntüsü içinde ne yapacaklarını şaşırmış bir halleri olur. Kimisi, "Acaba eşimi mutlu edebilecek miyim?" diye düşünür. Kimisi ise "Çok canım yanacak mı?" diye sorar kendisine. Bunun gibi çeşitli sorular rahatsız eder onları. Evet, haklılar. Aslında ilk gece çok önemli.

Üzerinde durulduğu kadar var. Ama bunun için paniğe kapılmamalı. Eğer bu konuda bilgi edinirseniz, bütün evlilik hayatınızın mutlu geçmesini sağlıyacak anahtarı da elinize geçirmiş olursunuz."

Günümüzde genç kızlarımızı saran ilk gece korkusuna, aslında bilgisizlikten başka bir şey neden olmuyor.
Bazı genç erkekler, haram olmasına rağmen ilk cinsel ilişkilerini evlilikten önce genelevlerinde yaşamaktadırlar. Oralarda ise, genç erkeklerin acemliğine saygı duyulmadan bir an önce işini bitirip parasını almak isteyen kadın tarafından genç erkekler hakaretlere uğramaktadırlar.

Hatta bu hakaretler karşısında cinsel birleşmeyi bile gerçekleştiremiyen, ereksiyona (penisin sertleşmesine) geçemiyen erkekler olmaktadır. Tecrübe kazanmak isteyen genç, ömür boyu cinsel ilişkiden, kadından soğumakta veya ereksiyona geçememek gibi çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. O yüzden Allah'ın nikahsız cinsel ilişkiyi haram kılmasının hikmetlerinden biri de bu olsa gerek...

Genellikle genç kızlar, ilk cinsel ilişkiye, korkulacak bir olay gözüyle bakarlar. Kızlık zarı denen şey nasıl bir nesnedir? Yırtılırken ne olur? Cinsel ilişki sırasında, hele başlangıcında kendisi nasıl davranacaktır?
Doğrusu şu ki bu sırada yalnız genç kız değildir benzer korkuları taşıyan. Erkek de çeşitli duygular içindedir. İşe nasıl başlamalı? Birdenbire mi, yavaş yavaş mı hareket etmeli? Başaracak mıdır?

İşte bu durumlarda eşler birbirlerini tamamlamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar. Çoğu zaman, erkeklerin bu konuda büyük sorumluluklar taşıdığı söylenir, yazılır. Bir dereceye kadar doğru sayılabilir bu. Ama büsbütün de doğru değildir. Çünkü sorumlu olan yalnız erkek değil, genç kızdır da. Yani sorumlulukları eşit şekilde paylaşmaları... Bu yüzden genç kız, onun sıkılganlığını arttıracak, sinirlerini bozacak, içindeki fırtınayı şiddetiendirecek hareketlerden kaçınmalıdır. Eşe yardım etmek yalnız erkeğin karısına değil, kadının da erkeğine karşı görevidir.

İlk birleşmede kadını en çok korkutan şey, kızlık zarıdır. Oysa ki bu son derece basit bir problemdir... Çoğunlukla bu zar pek hafif bir acıma duygusu vererek yırtılır. İnce ve esnek ise duyulan acı, belli belirsizdir. Kalın ise yırtılması biraz daha zor ve ağrılı olur... o Ama bunu gözlerde fazla büyütmemek gerekir. Kızlık zarının (<>

İlk gece ile ilgili güçlükler, yalnızca kızlık zarı ve bununla ilgili sorunlar değildir elbette. Sinirsel gerginliği ile ilgili güçlükler, bunlardan çok daha önemlidir.

Zifaf gecesinde cinsel ilişki dakikaları yaklaştıkça hem gelin, hem de güveyin korku ve heyecandan ekseriya sinirleri gerilmeye başlar. Bu gerginliğin doğurduğu bazı güçlükler vardır, şimdi bunları açıklıyalım:

Bir genç kız, böyle korku ve gerginlik içinde olduğu zaman vajinanın etrafındaki kaslar gerilir ve bu nedenle vajina yolu diğer zamanlardakine oranla daha dar bir hale gelir. Bundan başka, nasıl kalabalık bir halk önünde ilk defa nutuk vermeye çıkan bir kimsenin heyecandan ağzı kurursa, aynı şekilde korku ve heyecan içinde bulunan bir gelinin de vajina içi kurur ve kayganlaşmaz. Böyle olunca, erkeğin cinsel organının içeri girmesi güçleşir.

Böyle durumlarda, kadın vajinasının ıslaklık ve kayganlığını, dışardan kullanılacak bir vazelin ile sağlamak gerekir. Bunun için de en iyi çare erkeğin organına boydan boya vazelin sürmesidir. Böylece penisin, vajinaya girmesi kolaylaşmış olur. Çiftler, bu gergin halleri geçirip iyice yatışıncaya kadar tatlı tatlı sohbet ederler ve beklerler. Heyecanları tamamen geçip ihtiraslı bir arzu duydukları zaman tekrar aşka başlarlarsa, o zaman vajina çevresindeki kaslar gevşer ve doğal şekilde salgıyla kendiliğinden kayganlaşır. Bu durumda cinsel ilişki çok daha kolay ve rahat olur.
Genç kız, gerginlik ve heyecanının kolayca geçmiyeceğini tahmin ediyorsa, o zaman bir sıcak su banyosu yapması çok yararlı olacaktır.

Erkeğe gelince, ilk cinsel ilişkinin heyecanı, kendisini geçici olarak başarısız bırakabilir. Günlerden ve saatlerden beri bu dakikayı ve bu anı beklemiş, belki son günler ve gecelerede karısıyla cinsel ilişkide bulunacağı bu anı düşünerek üreme organlarını ve sinir merkezlerini fazlasıyla yormuştur. İşte gerek bu heyecan, gerekse o yorgunluk neticesinde erkek, cinsel organının sertleşmediğini görebilir. Kimi erkek bu durum karşısında dehşete düşer, şeref ve itibarinin mahvolduğunu, karısının kendisini artık erkekten saymıyacağını düşünerek delice bir acıya, üzüntüye kapılır. Hem kendini, hem karısını büyük bir zevkten yoksun bıraktığı için sınırsız bir sıkıntı duyar.

Eğer bu durumda iken, kadını bilgisizce bir şey söyler ve anlayışsız davranırsa, ağır ya da alaycı bir söz söylerse, erkeğin hayatı boyunca sürüp gidecek bir şekilde incinmesine neden olabilir. Oysaki bu durumda olgun ve anlayışlı bir kadının yapacağı tek şey, kocasına oldukça iyi davranmak, gönül alıcı şeyler söylemek, işi şakaya vurmak ve bunun sırf, o ana özgü, geçici bir tutukluktan geldiğini ve hiç bir öneminin olmadığını belirterek, onun kendine tekrar güvenini kazanmasını sağlamaya çalışmaktır. Eğer kocasının tutukluğunun o akşam geçmiyeceğini sezerse, kendisinden hiçbir talepte bulunmadan, ilk cinsel birleşmelerini ertesi akşama bırakmak üzere, onu yatmaya ve rahat bir uyku uyumaya davet etmelidir.

Aslında böyle bir duruma düşmeyi önlemek için eşler, daha zifaf odasına girer girmez cinsel ilişkiye girişmekten kaçınmalıdırlar. İkisi de bir süre oturup dinlenmeli, sohbet etmeli, hafif okşayış ve öpüşmelerle birbirlerine alışmalı ve ürkeklikleri gitmelidir. Ne zaman arzu ve ihtiraslarının adamakıllı uyandığını hissederlerse, o zaman yatağa girmelidirler.

Eğer vücut ve sinirleri adamakıllı yorgunsa, bu yüzden içlerinde gerçek bir arzu duymuyorlarsa, ilk cinsel birleşmeyi ertesi akşama bırakmak en iyi yoldur. Ayrıca şu da hatırlanmalı ki eşlerden biri isteksiz iken yapılan cinsel ilişki hiç de zevk verici ve tatmin edici olamaz.

Eşler, birbirlerine sakin olmaları konusunda telkinde bulunmalı ve birbirlerine moral ve güven vermeli. Birlikte karşılıklı sevgi ve anlayışla, birbirlerine yardımcı olacakları konusunda söz verdikten sonra önsevişmeye başlamalılar.

Kızlık zarının çeşitleri hakkında bilgisiz bazı erkeklerin, kızlık zarının sert olduğu zanni ile normal cinsel birleşmede kızlık zarını yırtamıyacakları korkusu ile parmakla veya başka şeyler sokarak kızlık zarını yırtmaya kalkıştıkları duyulmaktadır. Asla böyle şeylere gerek duyulmamalıdır. Penisi sertleşen her erkek bu işi rahatlıkla ve kolayca başarabilir. Aynı şekilde genç kızlara da kızlık zarının yırtılması esnasında çok acı çekileceği korkusu yerleştirilmektedir.

Bu bölümde detaylıca izah edileceği gibi, gerdek gecesinde yeteri kadar fiziksel ve ruhsal uyarı ve ön sevişme yapılırsa, kız cinsel birleşmeye güzelce psikolojik olarak hazırlanırsa, aşk heyecanı esnasında hiç proplemsiz ve acısız bu iş başarılabilir. Toplu iğenin ucunun batması kadar veya soğan zarının yırtılması kadar kolay ve habersiz bile olabilir.

Gerdekte Cinsellikten Önce Sevgi ve Aşka Önem Verilmeli:
Kadın, seks için seks yapmaz, aşk için seks yapar, erkek ise seks için seks yapabilir.

Sevgisiz cinsel ilişki, kadın için bir işkencedir. Oysa erkek yapısı bambaşkadır. Kimi erkek için aşk başka konu, cinsel ilişki başka konudur. Hiç sevmediği bir kadınla da cinsel doyum uğruna yatabilir. Kadının durumu ise farklıdır.
Erkek her şeyden önce kadın vücudu ile kadın ruhunu iyi tanımalıdır. Kadınlar belirli bir dış etki olmadan cinsel yönden fazla uyanmazlar. Bu bakımdan erkek, önce ön sevişme ile ise başlamalı, eşinde az çok bir uyanış gördükten sonra yaklaşmalıdır.

Bu sırada sözden çok nazik, şefkatli ve sevgi dolu hareketleri ile kadını kazanmaya çalışmalıdır. Kadınların vücuduna yaklaşmadan önce onların ruhlarına varabilmek çok önemlidir.
Bir örnek verelim. Erkek, kendisine öldüresiye düşman olduğunu bildiği, ama cinsel yönden çekici bulduğu bir kadını imkan bulursa kollarının arasına alır, öper, okşar ve arzularını bu kadının üzerinden tatmin eder. Hatta yakın zamanlara gelinceye kadar savaş sonunda işgal edilen ülkelerin kadınları düşman askerleri için cinsel bir av olarak görülüyordu. Erkek öldürme tehdidi ile arzularına boyun eğen bir kadından bile zevk alabilir. Bu onun ruhsal yapısının tabii bir halidir. Ama kadın için böyle değildir. Kadın ancak beğendiği, hoşlandığı erkekle birleştiği zaman gerçek orgazma varabilir.

Genç kızın ilk birleşmede orgazm'a ulaşmasını da beklememelidir. Kadınlar evliliklerinin ilk günlerinde cinsel yaklaşmayı genellikle bir görev duygusu içinde yaparlar. Erkek, eşinin soğukluğundan korkmamalıdır. Bu durum geçicidir. Kadınların çoğunluğu uzun bir süre sonra cinsel zevke ulaşırlar. Ancak burada dikkat edilecek bir özellik daha vardır. Bir çok kadın haksız yere soğuklukla itham edilirler. Soğuk kadın demek hasta kadın demektir. Vücutça ve ruhça sağlıklı olan bir kadının cinsel ilişkiye karşı soğuk olacağı düşünülemez. Erkek önce kabahatin kendisinde olup olmadığını araştırmalı ancak ondan sonradır ki, karısından şikayetçi olmalıdır.

Gerdekte Damadın Heyecanı:
Bir çok damatlar da gerdek gecesinde gelinler kadar heyecanlıdırlar. Bu onların deneyimsizliklerinden gelir belki de. Belki de sevdikleri, saydıkları, eş olarak aldıkları kadına ilk olarak bu kadar yaklaşmanın verdiği heyecandan ileri gelir. Büyük bir heyecan hatta utangaçlığa kapılabilir.

Gerdekte Geline Düşen Görev:
Gelin bu konuda yumuşak, yatkın, şefkatli ve anlayışlı davranarak damada yardımcı olmalıdır. Yoksa damat gelinin kızlık zarını yırtacak kudrette bir ereksiyon (penis dikliği) bile sağlayamaz. Bu da ona dayanılmaz bir aşağılık kompleksi verir. Başarısızlığına tanık olan yeni karısını bir daha görmek istemeyebilir. Ondan kaçmak isteği, yeni evliliği daha ilk geceden sarsar.

Kızlığın Giderilmesi:
Kızlık zarının bilimsel adı hmen'dir. Birleşme olduğu halde eşinden kan akmadığını gören erkek hemen onun namusundan şüphe edebilir. Çoğu kez eşini babasının evine yollar daha da kötüsü cinayete bile sürüklenebilir. Erkeğin kesin bir karara varmadan hele eşine hiçbir şekilde hiddet göstermeden durumu bir doktorla konuşması en uygun yoldur. Çünkü yarı bakire denilen kadınlar vardır. Bu tip kadınlarda penis, zar'ı yırtmadan vajinaya girebilir. Çünkü zarın şekli çok değişiktir, ortası tamamen açıktır. Bu gibi kadınlarda bir doktor müdahalesi olmazsa doğuma kadar bakirelikleri devam edebilir. Ayrıca vajina girişi geniş, zarları dar ve fazla elastik olanlarda sayısız birleşmelere rağmen kanama görülmez.
Gerdek Gecesi Yanlışları ve Hurafeleri:
* Cinsel deneyimsiz gençler için gerdek gecesi bazen çevresi tarafından stres haline getirilmektedir. Oysa gençler düğün hazırlıklarının son günleri zaten yorgun haldedirler, uykusuzdurlar, bilgi eksikliği nedeniyle bir takım kuruntuları, endişe ve korkuları olabilir.

* İlk geceye böyle stresle giren çifte bu ilk cinsel ilişkiden çok fazla şey beklememesinin uygun olacağı söylenmelidir. Heyecan ve aşırı yorgunluk gibi haller cinsel yaşamı etkileyen olgulardır. Bu nedenle ilk gece genç kızın veya erkeğin ilişkiden kaçınması çok sık görünen bir durumdur. Çitf karşılıklı olarak anlayış göstermelidir. Sıkılganlık ve heyecanla cinsel ilişkiden kaçınan genç kızı eşi zorla ilk gece cinsel birleşmeye zorlamamalıdır. Aynı şekilde heyecan ve aşırı yorgunluk nedeniyle erkeğin hiçbir girişimde bulunamaması da olağandır. Böyle durumlarda gelin de akılcı olmalı ve esinin erkekliği ile ilgili gurur kırıcı davranış ve sözlerden kaçınmalıdır.

Kanlı Çarşaf Rezaleti:
İslamî kültürden uzak bazı bölgelerde çok kötü bir gelenek vardır. Damatla gelin gerdeğe girdikleri zaman dışarda kız ve erkek tarafından sonucu öğrenmek üzere yengeler bekletilir. Kız için de, erkek için de bundan daha çirkin bundan daha iğrenç bir şey düşünülemez!
* İslamî açıdan da karı-koca arasında gizli kalması gereken ve başkalarına antatılması, gösterilmesi haram olan kanlı çarşaf olayı, genç evlilerin bir ömür boyu çekecekleri utanç ve ızdıraplara vesile olmaktadır. Kapıda kanlı çarşaf bekleyen namus bekçileri (!), gençleri aceleye sevketmekte ve huzursuz etmektedirler. İleride genişçe izah edeceğimiz, gerdek gecesinde cinsel ilişkiden önce yapılması gereken sohbet, ön sevişme gibi eşleri birbirine yaklaştırıcı davranışların yapılmasına zaman bırakmamaktadırlar. Acelecilik ve beklenilme tedirginliği, gençleri psikolojik baskı altına almakta ve kolay iş zorlaşmakta ve acelecilikten dolayı başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir. Başarı gösteremiyen erkek utançtan yerin dibine geçer... Ne yazık ki...
Kedinin ciğer beklediği gibi, kapı önünde kanlı çarşaf beklemek, bekleyenin ve bekletenin en büyük ayıbıdır. Bir ömür boyu bu cahilliğin utancını nasıl yaşarlar?!
Ama kurtuluş yoktur. Ertesi gece kapıda yine nöbetçiler bekler. Bu şekilde utanç yüzünden eşini öldüren ya da intihar eden erkekler görülmüştür. Diğer taraftan cinsel birleşmeye karşın beklenen kanı görmeyen erkek, genellikle kapıda bekliyenlerden çekinerek yalnız kendilerini ilgilendiren bir meseleyi aralarında halletmek imkanından yoksun bulunduğu için günahsız karısını kovar. Tıbbî araştırmalar yapmadan namuslu kadına iftira atan ve açıkça zina ile suçlayan erkek, tıbbî araştırma sonucunda gelin kız çıkarsa (İslam Hukukuna göre) iftira cezası olan 80 sopayı hak eder.
Bütün bunlar göz önüne getirilecek olursa, erkeğin de kadının da çevrenin de ilk gece çok dikkatli ve anlayışlı olmaları gerekir.
Gençler, anneler ve babalar! Sakın bu ahlaksız davranışa kalkışmayın ve izin de vermeyin.
* Böyle bir baskı ve kontrol altındaki cinsel ilişkiden beklenen netice alınamayınca, gelin, damat ve diğer akrabalar arasında üzücü ve kırıcı olaylar ve lüzumsuz kavgalar meydana gelmektedir.
Sevgili Peygamberimizin eşler arasındaki cinsel konuların açıklanmaması hakkındaki emirlerinden birisi de şöyledir:
"Kıyamet günü Allah katında insanların en şerlilerinden biri de eşiyle sevişip ilişkide bulunduktan sonra, aile sırrını (cinsel davranış özelliklerini) açığa vurandır." (Müslim, Nikah:2, Nn:1437.)
* Diğer önemli bir konu da cinsel birleşmeye rağmen kızdan kan gelmemesidir. Kızlık zarı başlığı altında bu konuya oldukça geniş yer verdim. Burada tekrar belirtmekte fayda olduğu kanısındayım. Bazı kızlık zarları fazla dar değildir veya elastikidir ve kamışın rahatça girip çıkmasına rağmen yırtılma olmayabilir. Ender olarak bu gibi durumların görüldüğünü unutmamalıyız. Yanlış değerlendirme yapmamak için ve mahkemede sonuçlanan bir adli olay meydana getirmemek için tarafların olayı büyütmeden, bir hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvurarak kızlık zarı muayenesi yaptırmaları uygun olur. Bu şekilde gerçek ortaya çıkar ve genç kız masumsa, hayatı boyu çekeceği suçlamalardan kurtulmuş olur.
Netice olarak; gerdek gecesinin mahremiyeti gelin ve damat arasında kalmalıdır. Kanlı çarşaf gibi yanlış ve İslam dışı örfler kaldırılmalıdır. Lüzum görülürse, gereken kontrolü damat kendisi yaptırmalı ve işi büyütmeden halletmelidir. Kız, sağlam ve temiz çıktığı zaman bir ömür boyu karısına karşı mahcup olmaması açısından erkek, işi gürültüye ve yaygaraya vermeden karşılıklı konuşarak birbirlerine şüphe ile bakmadan, nezaket ve saygılarını bozmadan uzman doktora birlikte gidip işi tatlılıkla halletmeleri daha uygundur.
* İlk gece hakkında bir başka yanlış kültür de "Erkek ne kadar sert olursa, karısını ne kadar fazla korkutursa, bu korku ömür boyu itaati gerektirirmiş!"
Kadın, kocasına iki şekilde saygı duyar. Birisi, kocasından çok korkan ve nefret eden bir kadın. Aslında kocasını hiç sevmez, zerre kadar da saygı duymaz. Fakat zülmünden korkusuna saygılı gibi görünür. Cahil ve kişiliksiz koca da birileri tarafından saygı görememenin sıkıntısını karısının saygısıyla giderir. Başkalarının yanında karısına bağırmanın "erkeklik" tadına varır. Tıpkı, karısına bir tek sözü geçmeyen bazı komutanların, askerinin kendi karşısında put gibi durduğunu yine bir vesile ile karısına göstermesi gibi. Cahil, kişiliksiz ve kompleksli koca da karısının kendisinden nasıl korktuğunu başkalarına gösterme gayretindedir.
İlk gece bilhassa erkeğin en fazla nazik olması gerektiğini, sevgi kanatlarını en sonuna kadar açması gerektiğini, morallerin en yüksek derecede olması gerektiğini bilmeyen veya yanlış anlayan bir kısım da, ilk gecede erkeklik gösterisine kalkışmaktadır. Veya böyle tavsiyeler almaktadır.
Saygı, korku ile kazanılmaz, sevgi ile kazanılır. Sevgi ile kazanılan saygı, insanı mutlu edenidir.
* Toplumumuzda dikkat edilmeyen konulardan biri de; düğün günü gelin ile damadın psikolojilerine hiç dikkat edilmeden, onların üzüleceklerine dikkat edilmeden aileler arasında ufak tefek bazı meseleler yüzünden tartışmalar yapılmaktadır. Bundan da gelin ile damadın moralleri bozulmakta ve ilk gecede birbirlerine duyacakları mahcubiyet, cinsel hayatlarına etki etmekte ve mutluluk, mutsuzluğa dönüşmektedir. İlk gecede yaşanan bu olumsuzluk, bir ömür boyu sürmektedir.
Kısacası, ilk gecede korku, üzüntü ve buna benzer şeyler çok yanlıştır. İnsanlık dışıdır. Genç evlileri başarısızlığa itmektedir.
* İlk gece hurafeleri bitmez. Eşik altına sabun konmaktadır. İlk çocuk erkek olsun diye.
Halbuki erkek evlat isteyip de kız çocuğunu istemeyenler için Allah'ın koyduğu bir tarif var: "...onlara kız çocuğunuz doğdu diye müjde verilince, yüzleri utançlarından simsiyah kesilir,..", "...Kızları olduğu için halktan utanıyor, o çocuğu yaşatsınlar mı, (diri diri) gömsünler mi diye düşünüyorlardı..." (Kur'an-ı Kerim, Nahl Suresi: 58,59.)
İslamdan önceki cahiliye dönemindeki cahiller böyle düşünüyorlardı. Şimdiki cahiller de aynı düşüncenin tesiri altına girmekte ve ilk gecede eşiğe sabun koymaktadırlar. Teller bağlamaktadırlar. Halının altına gelinlik koymak, kadını karyolaya bağlamak (kocasına bağlı olsun diye) gibi insanlık ve İslam dışı bir sürü hurafeler ve zulümler...
İslamı bilmemek, insanları böyle şaşırtıyor işte. Kimi kadına zulmeder, kimi kendine zulmeder. Kimi çocuğa zulmeder. Kimi de hayvana zulmeder...
İlk Cinsel Birleşme Ve Sonuçları:
İlk gece ve cinsel birleşme için eşler, psikolojik ve cinsel bilgiler yönünden hazırlanmalı, bilgilendirilmelidirler. "Aman aceleye getirme!" uyarısı, yüzde doksan dokuz kulak ardı edilecektir. Nice zamandır hayalini kurup dört gözle beklediğiniz bu işi gerçekleştirmek için acele etmenizden doğal bir şey olamaz. Sizi kaygılandıran noktaları bir an önce çözümleyip geride bırakmayı istemek de doğaldır. Kaç zamandır kafanızı kurcalayan "acaba"lara bir an önce çözüm bulmak için sabırsızlanmaktan daha doğal bir şey de olamaz. Kısacası, ağırdan almak konusundaki tüm uyarı ve kararlara karşın duyduğunuz kaygı, merak ve heyecan büyük bir olasılıkla sizi evliliğin ilk cinsel birleşmesinde aceleci olmaya itecektir.
İnsan cinsel birleşme konusunda ne kadar çok şey duymuş ya da okumuş olursa olsun, bu olayda kendi vücudu, kendi benliği yer aldığı zaman iş tamamen değişir.
Genç bir hemşire şöyle itirafta bulunmuş: "Evlenmeden önce çok şey bildiğimi sanıyordum. Anatomi, fizyoloji okumuştum okulda. Doğum odasında çalışmıştım. Bir sürü konuşma, tartışma da dinlemiştim. Ancak cinsel ilişkide bulunan kişi ben olunca durum bambaşka oldu."
Kadının ilk cinsel birleşmeye karşı duyduğu tipik, yaygın tepki bir düş kırıklığıdır: "Bunca lafını duyduğum şeyin olup olacağı bu muymuş?"
Kadın, ilk cinsel birleşmesinde büyük olasılıkla orgazm olmayacaktır. Erkeğin tipik tepkisi, çok çabuk orgazm olarak erken boşalmaktır.
Gene tipik olarak, hem kadın hem de erkek büyük bir ihtimalle, kendilerinde bir eksiklik olduğuna inanarak suçluluk duygusuna kapılacaklardır ki bu tamamen yersizdir.
Ne var ki burada bir ayrıma parmak basmak gerek: Aynı sorunlar evlilik ilerlediği halde düzelmiyor, sürüp gidiyorsa o zaman eşlerin cinsel yaşantısında gerçek bir aksaklık var demektir. Yürümeye yeni başlamış bir çocuğu ele alalım. Adımları sarsaktır, sendeler, düşer, kalkar gene sendeler, üzülür, gene dener. Ve sonunda yürümeyi başarır. Gelgelelim aynı çocuk üç, dört yaşında hala bir yaşındaki gibi "sendeliyorsa" durum değişir.
Yeni evlenen çiftlerin çoğunluğu birbirlerine alışmamışlardır, alışmaları gerekir. Birbirlerinin neyi sevip sevmediklerini, vücutlarının ritmini öğrenmeleri gerekir. İlk birleşmede eşlerin ikisinin de güvensiz olması doğaldır. Bu güvensizliğin doğal olduğunu bilirseniz gerginliğiniz, korkularınız azalabilir ki bu da çok önemlidir. Çünkü bir kez "Eyvah, bir bozukluk var," diye korkuya kapıldınız mı gerçek bozuklukların baş göstereceğinden emin olabilirsiniz.
Gerdekte genç kızın bakireliğinin sona erecek olması nedeniyle hem kendinin hem de eşinin kaygı duymaları ve gerilim içinde olmaları da olağandır. Kadının gerginliği çoğunlukla vajina girişindeki kasları büsbütün sıkıp büzer. Sinirlerimiz gerilince boyun, boğaz, omuz kaslarımız sıkışmaz mı? Bu da böyle bir sıkışmadır işte. Kimi zaman gerginliğimizi fark edebilirsek kaslarımızı kendi kendimize, bilinçli olarak gevşetebiliriz. Kimi zaman da kaslarımıza söz geçiremeyiz.
"İlk gece"de cinsel birleşme sırasında gelinin geleneksel olarak çektiği can acısının başlıca nedeni vajina girişindeki kasların aşırı sıkışıp gerilmesidir. Vajinaya giriş yapmaya çalışan erkek cinsel organı penis, bu işi gerçekleştirebilmek için vajina girişini zorladıkça kadın can acısı duyacaktır. İşte bu kasları kadın bilinçli olarak, bir dereceye kadar gevşetip gevşek tutabilir. Başarılı bir ilk gece yaşamak isteyen kadınlar, evlenmeden önce bu kasları büzüp gevşeterek alıştırma yapılmalıdır. İlk birleşmenin heyecanı sırasında bu alıştırmaları hatırlayıp uygulayabilirlerse ilk birleşme sırasında daha az can acısı duyacaklardır.
Kadının aşırı gerginliği önlemek için yapılabilecek olan başka bir şey de kızlık zarı konusundaki masalları açıklığa kavuşturmaktır.
Bazı kadınlar: "Genç kızlığımda kızlık zarım duvar gibi bir zar sanır, öyle kalın, sapasağlam bir zar ki ilk gecede zavallı kocam bunu yırtıncaya kadar akla karayı seçecek!" zannederler.
Bazı kadınlarda, "Kızlık zarım yırtılırken büyük ıstırap çekeceğim" zannındadırlar.
Gerçekte kızlık zarı, vajina girişini ancak kısmen kapayan, oldukça ince bir zardır. Tümden kapalı olması imkansızdır, hiç değilse adet kanı oradan akacaktır. Kızlık zarı aralığı kiminde çok küçük, kiminde nispeten geniş olur. Kimi kızlık zarı oldukça kalın, kimisi ipinceciktir. Ne var ki kızlık zarı elastik bir dokuda olduğu için zardaki aralık, kas gevşetmesi ile ya da penisin zorlanmasıyla genişlerse, bu durum biraz kanamaya ve geçici bir ağrıya neden olur, ama vajinanın kendisi herhangi bir zarar görmez.
Adet sırasında tampon kullanan genç kızlarda zar gevşemeye alışmıştır. Buna rağmen genç kız, ilk birleşmede çocukluktan kalan "iyi bir kız" olma isteği nedeniyle kendini bilinçsiz olarak gerebilir.
Biz dönelim ilk geceye. Kaslarını kontrol etmeyen kadının ilk birleşme heyecanı sırasında iyice gerginleşmesi doğaldır. Üstelik normal olarak cinsel heyecanlanma sırasında vajinanın iç duvarlarının sızdırdığı kayganlaştırıcı, nemlendirici salgılar da bu gerginlik yüzünden iyice kıtlaşacaktır. Bu yüzden kızlık zarı, normalde olduğundan çok daha kalın ve gergin duracaktır.
Bu da erkeğin girmeyi gerçekleştirebilmek için biraz güç ve baskı kullanmasını gerektirecektir. Böyle bir durum eşlerin ikisi için de ürkütücü bir durumdur! Kadın saldırıya uğramış gibi olurken erkek üstüne düşeni başarabilmek uğruna sevdiği kadına ıstırap vermek zorunda kalarak dehşete kapılabilir.
Birleşmeye biraz ara vermek, konuşmak, dinlenmek, birbirinizi yüreklendirmek, kimi durumlarda başarıyı kolaylaştırabilir. Biraz krem kullanmak da yarar sağlayabilir.
Eşlerin ilk birleşmeler sırasında düşebilecekleri en ciddi yanılgı, herhangi bir nedenle soğukluğa kapılıp duygusal yönden birbirlerinden uzaklaşmalarıdır. Böyle bir tutum, kişinin kendi kendini ve karşısındakini suçlamasına yol açar. Gerginliği artırır ve yeni başarısızlıklara yol hazırlar. Böyle bir durumda kişinin kendi kabuğuna çekilmesi de yanlıştır. Sevgi, anlayış ve hoşgörüye her zamandan çok ihtiyaç vardır.
Sarılmak, okşamak, sevmek. Tatlı, yüreklendirici, umutlandırıcı sözler fısıldamak, yapılması gerekenler bunlardır. Sizin kişisel olarak yapmanız gereken ilk ve başlıca şey de şunu hatırlamaktır. Bu ilk gece yalnızca bir başlangıçtır ve ön sözdür, asıl öykü daha sonra gelecektir.